Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler’in 8 ARALIK’ta yer alacak KURULTAYI öncesi iki GENEL BAŞKAN adayı, YENİDÜZEN Haber Merkezi’nin konuğu oldu, sorularımızı yanıtladı...
YENİDÜZEN Yazı İşleri’nden Cenk Mutluyakalı, Sami Özuslu, Tayfun Çağra, Mert Özdağ, Fayka Kişi ve Meltem Sonay adaylarla konuştu
• M. ÖZDAĞ: Sizin aday olmanız kamuoyu için de sürpriz oldu. Neden aday oldunuz ve farkınız nedir?
• AKANSOY: Öncelikle parti içerisindeki durum ve partinin istikrarlı, sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için aday oldum. Elbette partinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu sürekli söylüyorum. Partimizin hem örgütsel hem de siyasal anlamda kendini yapılandırması gerekiyor. Şu anki yapının CTP’nin % 40- 45 oranına ya da iktidara gelmesine engel olduğunu düşünüyorum. Yeni bir modele ihtiyacımız vardır, bu model CTP’yi çok daha kolektif, çok daha paylaşımcı yapacak. Daha katılımcı bir model düşünüyorum, tabanın parti siyaseti üzerinde belirleyici olması ve üye merkezli model üzerinde çalışmalarımı sürdürüyorum. Bu konuyla ilgili zaten manifestomu hazırladım.
Dolayısıyla adaylığımın esas sebebi bu yapılanmayı sağlamaktır ve partinin çok daha verimli çalışması için katılımcılığı ön plana çıkarmaktır.
“İyi niyet yetmez, sistem önemli”
• M. ÖZDAĞ: Bir süre önce ‘kucaklama’ diye bir kelime kullanmıştınız. Bunu biraz açabilir misiniz?
• AKANSOY: CTP çok değerli kadrolardan oluşan bir partidir. CTP varlığını bu kadroların hem bireysel hem deneyim ve genç yetenekler bağlamında sahip olduğu birikimlerden almaktadır. CTP’nin çok daha etkin, hayatın her alanına dokunur bir siyaset yapmasını istiyorsak, parti içerisinde var olan kadroları bir çatı altında, farklı görüşlerle birlikte kucaklamalıyız.
Bu sadece niyetle ilgili bir mesele değildir, çünkü niyetler sorun çözmez, modeller ve sistemdir sorun çözen. “İyi niyetliyim kötü niyetliyim, katılımcı bir anlayışım var ya da yok”. Bu tür yaklaşımlarla hiçbir şekilde kucaklayıcı olamazsınız. Kucaklayıcı olabilmek parti içerisindeki her bir bireyin daha etkin bir şekilde siyaset yapmasına ve karar süreçlerinde etkili olmasına olanak sağlamaktır. Dolayısıyla benim derdim parti içerisindeki sistemle ilgilidir.
• M. ÖZDAĞ: Genel sekreter makamı bunun için yeterli değil mi?
• AKANSOY: CTP-BG’nin tüzüksel yapılanmasına baktığınız zaman geçmiş yıllardaki % 10-20’lik seçmen kitlesine ulaşmaya dönük bir yapılanmaya sahip olduğunu görürsünüz. Partideki bütün yük genel başkan ve genel sekreter üzerindedir. Siz isteseniz de bu yapılanma içerisinde paylaşımcı duruma geçişiniz mümkün olmuyor. Dolayısıyla bir genel sekreter elbette etkili olabilir, söz sahibi olabilir ancak yeterli imkan yoksa, bu dar alanda etkili olmasının mümkünatı yoktur. Bunun yanında Başkan- Genel Sekreter, Başkan- Merkez Yönetim Kurulu, Başkan- Parti Meclisi ilişkileri de çok önemlidir. Siyasi ve insan ilişkilerinin sahip olduğu kültür de çok önemlidir. CTP’nin kurulduğu sürecin sonrasında gelişen olaylar daha katı bir ideolojik bütünü işaret ediyordu. Bu da ‘kol kırılır yen içinde kalır, sorunlar göz ardı edilir, sorunlar ötelenir veya parti içerisindeki birilerinin sözleri üzerinden parti tekrar toparlanır’dı. Bu model bitmiştir, bu modelle bir yere varmak asla mümkün değildir. Eğer istediğimiz CTP’nin etkin bir siyaset yapmasıysa mümkün değildir.
CTP muhalefetteyken hep konuştuğumuz konular arasında “CTP neden etkin bir muhalefet yapamıyordu?” Aynı şey şu an da geçerlidir, “CTP neden hükümette de daha etkin olamıyor?”... Bir etkinlik sıkıntısı vardır, bunun sebebi CTP’ye özgüdür. CTP eğer kendini yeni bir sistemde yeniden tanımlarsa, insanlar kendisini daha rahat ifade edebilecek bir model bulurlarsa, ben inanıyorum ki CTP çok daha verimli bir üretkenlik içerisine girer ve pek çok alanda siyaset üretebilir.
Benim iddiamın özünde yatan yeni bir model, yeni bir CTP yapılanmasını oluşturmaktır. İnanıyorum ki bu yapılanmayla birlikte parti içerisinde çok daha paylaşımcı, birbirini, kucaklayan, destekleyen, birbirine tahammül eden bir yapı ortaya çıkabilecektir.
• T. ÇAĞRA: Sizin bu söyledikleriniz gerçekleştirebilmeniz adına, CTP Genel Başkanı olmanız mı gerekiyor?
• AKANSOY: Bu söylenenleri yapabilmek için illaki Genel Başkan olmaya gerek yoktur. Eğer MYK’mız, bu söylenenleri, Genel Başkan ile uyumlu bir şekilde hayata geçirebilseydi, inanıyorum ki o zaman, hiçbir sorun kalmazdı. Genel Başkan ile bu noktadaki ayırımımız nettir diye düşünüyorum.
“Genel Başkan tutuk ve isteksiz davrandı”
• S. ÖZUSLU: Genel Başkan mı cesaret gösteremedi, yoksa MYK mı? Bunu netleştirebilir miyiz?
• AKANSOY: Genel Başkan’ın bu konuda tutuk ve isteksiz olduğunu çok net bir şekilde söyleyebilirim. Çıkıp da bir şeyleri herkes istediğini belirtebilir. Ancak; bunları istemek sadece bir düşüncedir. Ama önemli olan ortaya irade koymak, sorunların üzerine gitmek, sorunların kişisel bazlı çözülmeyeceğini görmektir.
• S.ÖZUSLU: CTP’nin Mağusa ve Girne’de yaşadığı sıkıntılar, neden çözülemiyor? Eğer Genel Başkan olursanız siz bunu nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz?
• AKANSOY: CTP’nin her bölgede sorunu vardır. Sadece Girne ve Mağusa’da değil! Dolayısı ile iki şey burada çok önemlidir. Birincisi var olan sorunlara, objektif bir şekilde yaklaşıp, çözme iradesini göstermektir. Bu da şudur; siz var olan sıkıntıları çözebilmek adına, tüzüğünüzden ve siyasi noktanızdan referans alırsınız. Ancak bu çerçevede bir irade gösterebilirsiniz. Dolayısı ile herkesi bir araya getirmek, toparlamak gereken bir liderlik gerekiyor.
• S. ÖZUSLU: Uygun tedavi nedir?
• AKANSOY: Organlarda problem yok. Organlar geliştirilir, çoğaltılır, yeniden üretilir… İnsanlar siyasette, kendi görüşlerinin dikkate alınmadığını, bir birey olarak, bir unsur olarak dışlandıklarını hissettikleri noktalarda; elbette tavır alırlar. Bu noktada oluşturulması gereken model, herkesin kendisini etkin hissedebileceği, bir özne hissedebileceği bir yapının sağlanmasıdır. İkincisi ise cesaret ve sorunların üzerine gidebilmektir. Eğer herhangi bir şekilde tüzüğe aykırı, ya var olan tüzüğe, ya da oluşturulacak yeni sisteme aykırı durumlar var ise bu durumları görmezden gelmemek, yok saymamak, bunlar partide zaten hep olur dememek, sorunları halı altına süpürmemek, irade göstermek ve çözmektir asıl olan. İşte benim aday oluşumun temelindeki esas budur.
• C. MUTLUYAKALI: Kurultayda, delegelerin, sizin görüşlerinizi dinleyerek ve okuyarak mı oy vereceğini düşünüyorsunuz? Adaylığınız anlaşıldı mı?
• AKANSOY: Ben bu partinin Genel Sekreteriyim ve bu da parti içerisinde önemli bir konumdur. Dolayısı ile kişisel hırslarıma yenik düşerek adım atmış değilim. Bugün parti Genel Başkanımız, partiyi tamamı ile kucaklayıcı bir rol oynayamamıştır. Burada partiden kastım, Parti Merkez Yönetim Kurulu’dur, Parti Meclisi’dir. Parti tarihimizde ilk kez bir genel Başkan, MYK’sını üç kez kısmen değiştirmiştir. Bunun sebebi ortada kolektif çalışma yoktur. Güvensizlik vardır.
Bunlar ortadayken, parti büyük bir sıkıntı içerisindeyken, bu umutsuz noktada adaylığımın, gayet net anlaşılabildiğini düşünüyorum.
ÖZKAN YORGANCIOĞLU'NUN RÖPORTAJININ BİRİNCİ BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYIN
-----------------------------------------------------------
YARIN
• Son 2 senede Genel
• Sekreter, milletvekili ve
• şimdi de Başkan adayı
• oldunuz, çok hızlı bir
• süreç değil mi?
• “Seçim sonucu başarı mı, başarısızlık mı?”
• Niye “istifa” etmediniz?