Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Kıbrıslı Türklerin ada üzerinde eşit ortak ve özne olma, müdahalesiz bir demokrasi ve kalıcı barış için mücadele etmeye devam edeceğini bildirdi. 1970’ten bu yana kesintisiz süren bu ilkeli mücadelenin CTP ve CTP’liler için onur olduğuna vurgu yapan CTP, “Utanç duyması gerekenler kendi çıkarları için her türlü dış müdahaleye ve antidemokratik yönteme suskun kalarak Kıbrıslı Türkleri dünya önünde hiçleştirenlerdir” dedi.
CTP, Tatar’ın ‘meclis birleşimine katılmayacak olanlar utanç duyacaktır’ şeklindeki açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Tatar’ın ‘son derece marjinal ve on yıllarca geride kalmış, köhnemiş bir söylemle toplumun önemli bir kesimine hakaretamiz ve gerçek dışı iddialarla saldırdığına dikkat çekilen açıklamada, ‘Cumhurbaşkanlığı makamının bu kadar tarafgir ve ötekileştirici bir terminoloji kullanmasının’ seviye meselesi olduğu kaydedildi.
Tatar’ın altı-üstü birbirini tutmayan, birbiriyle alakası olmayan, kimi fanatik kesimlerin çok geçmişte kullandığı ‘Rumcu’ ve ‘vatan haini’ retoriğine sarıldığına dikkat çekilen CTP MYK açıklamasında, böylesi bir söylemin hedef kitlesinin belli olduğu kaydedildi.
“Sayın Tatar bazı kesimleri CTP’ye ve toplumun demokratik değerlerine, barış istencine sahip çıkan kesimlere saldırtmaya çalışmaktadır” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Belli ki Sayın Tatar, her türlü müdahale ile oturtulduğu makamın ‘kucaklayıcı’, ‘birleştirici’ olduğunu anlamamakta ya da işine gelmemektedir. Ancak Sayın Tatar’ın bilmesi gereken bir şey vardır. Toplumun bağrından kopmuş, yarım asırlık CTP’ye yönelik söylediği her söze karşı cevabını alacaktır. 20 Temmuz münasebetiyle yapılacak meclis birleşimine neden katılmayacağını CTP Parti Meclisi (PM) tam 16 madde ile kamuoyuna açıklamıştır. Herkesin çok net anladığı bu açıklamayı belli ki Sayın Tatar anlamamış, anlayamamış ya da anlamak istememiştir. Bunun yerine ‘hainlik’, ‘Rumculuk’, ‘Türkiye karşıtlığı’ retoriğine sarılmayı ve CTP dahil siyasal muhalefetin bu kararla ‘utanç’ duyacağını söylemeyi tercih etmiştir. CTP, demokratik mekanizmalarında üretilen bu karardan ‘utanç’ değil, ‘onur’ duymaktadır. Asıl ‘utanç’ duyması gerekenler, bu toplumu dünyadan koparmak için 1950’li yılların siyasetine geri dönenlerdir. ‘Utanç’ duyması gerekenler seçimlerde yapılan aleni müdahaleleri davet edenlerdir. ‘Utanç’ duyacak birileri varsa, kendi partisinin kurultayına dahi ‘dış müdahale’ yaptırtan ya da buna çanak tutanlar, sessiz kalanlardır. Eğer ‘utanç’ duyacak biri varsa, toplumun büyük bir kesimi salgın hastalık ve ekonomik çöküş yüzünden ekmek parası bulamazken kendisine ‘saray’ yaptırtmak isteyenlerdir. Sayın Tatar’a tavsiyemiz, CTP ve Kıbrıslı Türklerin ‘onuru’ ile oynamaya kalkmamasıdır.”