Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis, BM Genel Sekreteri’nin şahsi temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın 27 Ocak’tan sonra Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini açıkladı.
Fileleftheros gazetesinin haberine göre Hristodulidis, Strovolo’daki Kayıp Çocuklar Anıtı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, Cuellar’ın halihazırda temaslarına başladığını ve Kıbrıs’ın New York’taki Daimi Temsilcisi ile görüştüğünü söyledi.
Habere göre Hristodulidis, Cuellar’ın konuya hakim ve çalışmaya hazır olduğunu, müzakerelerin yeniden başlaması için gösterilen çabalarda kendilerine yardımcı olacağına inandığını kaydetti.
Cuellar’ın kendisine, 27 Ocak’tan sonra Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini söylediğini belirten Hristodulidis, Kıbrıs’tan sonraki durağının da garantör ülkeler, Brüksel ve bazı diğer başkentler olacağını ifade etti.
Hristodulidis, Cuellar’ın Kıbrıs’taki ziyaretinin tek bir gün olmayacağını ve farklı taraflarla önemli temaslar yapacağını bildirdi.
Cuellar’ın Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile görüştüğüne de işaret eden Hristodulidis, bu görüşmeyi çok önemli addettiğini ve AB’nin bizzat, müzakere sürecinin tüm aşamalarında esaslı katkı yapacağına dair kendilerini bilgilendirdiğini kaydetti.
Hristodulidis, müzakerelerin tek ve ezeli hedef olan, Kıbrıs sorununun üzerinde uzlaşılmış zemindeki çözümüne yönelik sürecin yeniden başlaması için yalnızca sözlerle değil, ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurguladı.
Habere göre Hristodulidis, AB’den temsilci atanmasıyla ilgili bir soru üzerine ise, olayların nasıl gelişeceğini görmeyi beklediklerini ve açıklanabilecek bir şey olduğunda, bunu açıklayacaklarını söyledi.
Kıbrıslı Türklere yönelik önlemler...
Hristodulidis, Kıbrıslı Türklere yönelik 14 Güven Yaratıcı Önlem’in (GYÖ) Cuellar adaya geldiği zaman mı açıklanacağına ilişkin bir soruya da, bu önlemlerin hazır ve Cuellar’ın gelişiyle bağlantılı olduğu yanıtını verdi.
Habere göre Hristodulidis, bu önlemlerin “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türk yurttaşlarına yönelik tek taraflı eylemleri” olduğunu; aslında önlem olmadıklarını netleştirmek istediğini ve yapılan bazı açıklamalarda, bunların önlemmiş gibi lanse edildiğini kaydederek, Cuellar’ın Kıbrıs’a gelişi öncesinde açıklanacak bu eylemler için herhangi bir farklı izlenim oluşmasını istemediğini dile getirdi.
Hristodulidis ayrıca, Kıbrıslı Türk “lider” Ersin Tatar’ın, Kıbrıs’ın kuzeyindeki mal satışlarının yasal olduğu açıklamasını değerlendirerek, mahkemelerin bu satışların yasal olmadığına hükmettiğini ve yasa dışılığı meşru kılacak hiçbir gerekçe olmadığını belirtti.
Mülkiyet konusunun söz konusu mal satışlarından doğal olarak etkilendiğini kaydeden Hristodulidis, bu satışların yasa dışı olduğunu ve hiçbir hukuki geçerliliği bulunmadığını ifade etti.
AB’den, Hristodulidis Hükümeti’ne baskı:
“Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’leri ilan et!”
Öte yandan Avrupa Birliği’nin, Kıbrıslı Türklere yönelik hazırladığı Güven Yaratıcı Önlemleri (GYÖ) ilan etmesi için Hristodulidis Hükümeti’ne baskı yapmakta olduğu bildirildi.
Haftalık Kathimerini AB’nin, bir yandan BM Genel Sekreteri’nin şahsi temsilcisi atanan Maria Angela Holguin Cuellar’ın çabasını “gücünün yettiği nispette” destekleyerek, bir yandan da AB-Türkiye ajandasının ilerleme şartlarını yaratarak ve Ankara ile AB arasında yeni bir ilişki çerçevesi oluşturarak çifte tabloda oynamakta olduğunu yazdı.
Haberi “AB’nin Kıbrıs Sorunuyla İlgili Çifte Oyunu… Brüksel Lefkoşa’ya GYÖ’ler Konusunda Baskı Yapıyor” başlığıyla aktaran gazete, Brüksel’in, Kıbrıs sorununda çok daha uygun bir ortam yaratacağı inancıyla gerek Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’lerini ilan etmesi gerek Yeşil Hat üzerinden ticareti güçlendirmesi için Hristodulidis Hükümeti’ne baskı yapmakta olduğunu belirtti.
Edindiği bilgilere dayanarak Cuellar’ın AB’nin Kıbrıs sorununda daha uygun bir ortam yaratma hareketlerine yatırım yapmakta olduğunu belirten gazete AB’nin bu hareketlerinin Brüksel’in çözüm sürecinin yeniden başlamasına ilgisini göstermekle birlikte ana hedefinin, Joseph Borrell/Komisyon - Hristodulidis Hükümeti’nin sorunlu bulduğu- raporunda da kaydedildiği gibi, yeni bir AB-Ankara ilişki çerçevesi inşa etmeye yönelik Türkiye-AB ajandasını kolaylaştırmak olduğuna dikkat çekti.
Haberde, AB’nin hareketlerinin, Hristodulidis Hükümeti açısından daha da karanlık noktasının ise Kıbrıs müzakere sürecinin yeniden başlamasıyla sonlanması, Kıbrıs sorunu ile Avrupa -Türkiye ilişkilerini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin arzu ettiği derecede birbirine (yeni Türkiye-AB yaklaşımının Kıbrıs sorununun çözümüne) bağlı kılmaması olduğu kaydedildi.
AB’nin, Cuellar’ın çabasını “kendi olanakları nispetinde” desteklemeye hazır göründüğünü ve Hristodulidis Hükümeti’nin Kıbrıslı Türklere yönelik GYÖ’lerinin açıklanmasını uygun ortam yaratma yönünde önemli enstrümanlardan biri gördüğünü de bildiren gazete, AB’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrıca, Yeşil Hat 866 Tüzüğü aracılığıyla Kıbrıs’ın kuzeyinden güneyine geçirilebilecek hayvansal olmayan işlenmiş ürün listesini genişletmesini de istediğini yazdı.
Habere göre Avrupa Komisyonu defalarca Hristodulidis Hükümeti’ne, Yeşil Hat Tüzüğü tahtında, istisnasız bütün hayvansal olmayan ürünlerin kuzeyden güneye ve Avrupa’nın tamamına ihraç edilmesine izin vermenin Kırbıs’ın hukuki yükümlülüğü olduğunu vurguladı. Bu mantıkla, bu hukuki yükümlülüğünü GYÖ örtüsü altına gizleyerek de olsa yerine getirmemesi halinde Rum yönetimi aleyhine ihlal prosedürü (infringement procedure) başlatılabilecek ve AB Mahkemesi’nde sanık sandalyesine oturtulabilecek.