Cumhurbaşkanı UBP: “Everything little little into the middle.”

Cenk Mutluyakalı

Sanırım Ersin Tatar’ı “Cumhurbaşkanı” olarak hayal etmeyen bir kitle var.
Yakıştırmıyorlar.
Doğaldır.
Kimi insanları sever, sayarsınız ama kimi görevlere pek uygun görmezsiniz.
Bu iddiamın sebebi anketler değil söylemler.
Çünkü Ersin Tatar’ın kendisi dahi “Bu benim değil UBP’nin seçimi” diyor.
Mali Müşavir bir Cumhurbaşkanı” fikri sanırım çok heyecan yaratmıyor.
İlk günden bugüne diğer kurmayların da Ersin Tatar’dan fazla partiyi öne çıkartma stratejileri var.
Örneğin partinin genel sekreteri “Bu seçim UBP’nin seçimidir” diyor.
“Parti Kurultayı” gibi anlatıyor, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ni…
O halde koltuğa “parti” oturacak.
“Cumhurbaşkanı UBP” olacak, öyle mi?

*  *  *

Peki “Cumhurbaşkanı UBP” ne yapacak?
Bu makam “Türkiye’den gelen parayı dağıtma, Kıbrıslı Rumlardan kalma ganimeti üleşme” yeri olmadığına göre… -ki Türkiye’den para gelmediği hallerde UBP’nin çözüm üretme kapasitesini sınıyoruz.-
İstihdam, kredi, kırsal kesim arsası, T izni, bürokrat kapasitesi de sınırlı.
O zaman “Cumhurbaşkanı UBP”nin çok daha başka vaatlerinin olması gerekiyor.

*  *  *
Örneğin, “Federal çözüm istemiyor.
Ama…
“Masada federal çözüm olmayacak” da diyemiyor.
Kıbrıs’ta “anlaşmadan yana” ama anlaşacağı insanları “şeytan” görüyor.
Örneğin “UBP KKTC’nin sigortasıdır” diyor ama “KKTC’yi tanıtacağız” diyemiyor.
Cem Yılmaz’ın o meşhur esprisi gibi: “Everything little little into the middle.”
Ortaya az az hepsinden!
Öyle bir “masa” anlatıyor.
 
*  *  *
Ersin Tatar’ın muhasebe ya da finans uzmanlığı, Kıbrıs sorununa dair kısır geçmişi, Eroğlu dönemi dahil hiçbir müzakere heyetinde yer almaması, esprili kişiliğinin toplum liderliğine yetmeyişi falan pek çok unsur sayabiliriz.
Örneğin Tufan Erhürman, hukukçu, hatta hukuk doktoru.
Kıbrıs müzakere heyetlerinde aktif sorumluluk üstlenmiş birisi...
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin yanı sıra Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ’de “Anayasa Hukuku” dersleri vermiş.
Türkiye Meclisi’ne dahi kanun tasarıları hazırlamış.
Kudret Özersay üç farklı liderle yıllarca müzakere heyetlerinde çalışmış, uluslararası ilişkiler mezunu, Kıbrıs Antlaşmaları üzerine doktora yapmış.
Mustafa Akıncı, federe devlet kurucu meclis üyeliği dahil siyasette elli seneyi geride bırakmış.
Böylesi ‘rakipleri’ varken, Ersin Tatar’ın kendisinin dahi “bu benim değil partimin seçimi” demesini anlıyorum.
Öyle de…
Kıbrıs’ın bu “kaos” ikliminde “Cumhurbaşkanı UBP” ne yapacak?
“Partililerimiz” dünyaya dokunacak mı böylece!