AP için yapılan seçimde, Kıbrıslı Türkler açısından bir sürü aksaklıklar yaşandı. Seçmen listelerinde olduğu halde oy kullanamayan on binlerce Kıbrıslı Türk olduğu haberleri yoğun. Ayrıca, Seçmen Listeleri’nde yer almayan Kıbrıslı Türklerin sayısı da hayli kabarık. Kasıt var mıydı bilemem. Ama karmaşa büyük. Pazar günü, sandık başlarında yaşananlardan sonra Rum yönetiminin hayli başının ağrıyacağını söylemek için de kahin olmaya gerek yok.
Benim esas konum bu değil ama. Benim esas konum o listedeki isimler.....
İnternet gazetelerinde de günlük gazetelerde de çıktı listeler. Ama çoğunda sadece Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartı numaralarıydı sadece. İsimler yoktu yani. Benim elimde açık isimlerin bulunduğu listeler de vardı. Ve önce, hemen kendime bir isim listesi yaparak, Seçmen Listesinde, benim listemde olanların isimlerini aramaya başladım. Buldukça da gülsem mi ağlasam mı diye kalakaldım.
Kimler kimler yok ki listede ? Yani, Kıbrıs Cumhuriyeti Kimlik Kartı sahibi olanlar listesinde.
Birşeyleri hatırlayalım hep beraber.
Kuzeyle Güney arasında geçişlerin yasak olduğu dönemde, çeşitli nedenlerle Cumhuriyet Kimlik Kartı veya Pasaportu veya Doğum Belgesi almak için insanlarımız kaçak yolları deniyorlardı. İşte tam da bu sıralarda, Kıbrıs Gazetesi, Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu sahibi bazı kişilerin bir listesini yayımlayıvermiş ve kıyamet kopmuştu Kuzey’de. Davalar bile açılmıştı gazeteye ve yöneticilerine. Resmi olmayan sorgulamalar da cabası. “Yalannnnnn” dendi... “İftiraaaaa” dendi.... v.s. Daha sonra, bir şekilde, davanın kapatılmasında yarar görüldü ve unutuldu gitti mesele.
Sonra, bir gün geldi, kapılar açıldı. Açılır açılmaz da Güneydeki ilgili daireye akın akın gitmeye başladı Kıbrıslı Türkler. Doğum belgemi ve de Kimlik Kartımı yenilemek için birkaç kez gitmek zorunda kalanlar arasında ben de vardım. Koridorlarda, binanın hemen yanındaki kahvehanede kimler kimler vardı ki.... TMT’cilerimiz mi istersiniz ?... İktidar partisinin ünlü mü ünlü millet vekillerini mi istersiniz ?... Gazetelerimizin milliyetçi mi milliyetçi köşe yazarlarını mı istersiniz ?... Hepsi ordaydı. İnanılmaz ama tam ibretlik bir manzaraydı.
Ama en ilgincini, bir gün, bir Rum görevlinin, kalabalık içinde dolana dolana birkaç ismi bağıra çağıra anons etmesi olmuştu. Zamanın milliyetçi mi milliyetçi Bakanlarından birinin soyadı ile birkaç kişinin ismini anons ediyordu görevli. Yanımdaki arkadaşla bakışıp ve gülüşmüştük.
Bu fırtınada, yüz bin civarında Kıbrıslı Türk’ün kayıt yenilediği veya yeni kayıt yaptığı açıklandı daha sonra. Kimler vardı bu yüz bin içinde ? Geçtiğimiz haftaya kadar isimler açıklanmadı. Ama geçen hafta, seçim nedeniyle açıklanmak zorunda kalındı. Saklananlar da çıkıverdi ortaya böylece.
“Yoktuuurrrr” diye bağıranlar mı istersiniz ? “İftiraaaa” diye feryat edenler mi istersiniz ? “Ölürüm de almaaaammmm” diyenler mi istersiniz ? En milliyetçi geçinenler mi istersiniz ? Kimler var kimler.....
Bazılarının son derece açıkgöz davrandıklarını da belirtmek isterim. Soyadı ile değil baba adı ile almışlardı yeni kimliklerini. Soyadları dikkat çekmesin diye herhalde.
Ortağı olduğumuzu haykırdığımız, Rum’a terkettiğimiz Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kimliğini almak ayıp mıydı ? Yahut bazılarının deyişiyle ‘vatan hainliği’ miydi ? Hayır asla. Ayıp olan ve yüzsüzlüğün daniskası, alanları damgalamak ama kendisine gelince saklanmaktı.
Kararlıyım. İsim yazmayacağım. Korktuğumdan veya yasa dışı birşey olduğundan değil. Sadece, sadece bir kez daha not’umu verdiğimden ve de hiç birini adam yerine koymadığımdan.