Cyprus Mail, bugün, “Kıbrıs Rum Lider üzerinde geç kalınmış görüşmeler ile ilgili baskı” başlığıyla yayınladığı makalede Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis’e ağır eleştirilerde bulundu. Anastasiadis’in Guterres Çerçevesi ile ilgili blöfünün, Kıbrıslı Türk lider Akıncı’nın Nisan ayında yaptığı ve Guterres çerçevesini stratejik anlaşma olarak kabul etmeyi teklif ettiği açıklama ile ortaya çıktığı makalede altı çizildi. Makalede, DISI Başkanı Neofitu’nun, Anastasiadis'e karşı açık bir eleştirisinde, yabancıların Kıbrıs Rum tarafının çözüm istediğine ikna olmadıklarını söylediği de ifade edildi. Cyprus Mail’de yayınlanan makale şu şekilde: Kıbrılıs Rum lider Anastasiadis’in artık biraz da olsa, bölünmeye neden olacak Kıbrıs sorununu ele alma tarzında iç siyasetten gelen siyasi bir baskı hissetmesinin zamanı gelmişti. Müzakerelerin sona ermesinden bu yana rahat bir dönem geçiren Anastasiadis, hiçbir şey yapmayan yaklaşımıyla retçilere yanaşmış ve ikna edici olmayan bir şekilde müzakerelere geri dönmek için istekli olduğunu iddia ederken, Türk uzlaşmazlığına suçu atmıştır.
Eylemleri, Türkiye’nin pozisyonlarında herhangi bir değişiklik fark etmediklerini savunurken müzakerelere geri dönme şartlarının bir listesini oluşturma ile ilgili sözlerini ve iddialarını desteklemedi. Nisan ayında Guterres çerçevesini stratejik anlaşma olarak kabul etmeyi teklif eden Mustafa Akıncı tarafından Anastasiadis’in blöfünün ortaya çıkmasıyla, Anastasiadis bu konuyu hemen geçiştiriverdi. Sadece, gerçekte var olmayan ikinci çerçeveyi kabul edeceğini iddia etti.
New York’tan ve BM Genel Sekreteri’yle yaptığı görüşmede çözüm çabalarına hiçbir pratik taahhütte bulunmadan dönen Anastasiadis'in tek düşüncesi UNFICYP'in geri çekilmesine neden olacak çıkmazın önüne geçmekti ve doğal olarak niyeti hakkında sorular ortaya çıktı. Akel, eleştirilerini kuvvetlendirip Anastasiadis’i iki devletli bir çözüme götürmekle suçlarken, geçen hafta DİSİ başkanı Averof Neofitu, ABD’de yaptığı temaslardan sonra, çözüm penceresinin kapanıyor olduğu konusunda uyarılarda bulundu. Neofitu, Anastasiadis'e karşı açık bir eleştirisinde, yabancıların Kıbrıs Rum tarafının çözüm istediğine ikna olmadıklarını söylerken, iki gün sonra “ulusal bir tsunami” ile karşılaşılacağını öngördü.
Bunlar, geçen Ağustos ayında müzakereci Andreas Mavroyannis tarafından daha diplomatik bir şekilde yapılmış olan eksiksiz hukuki noktalardır - lideri kışkırtmadan, Kıbrıs görüşmelerinde bir dönemin sonu konusundan bahsetmiştir. Ancak DİSİ başkanının yorumları, felaket tellallığından ve tsunamiyi duymaktan yorulduğunu dile getiren Anastasiadis’in Cumartesi gecesi öfke patlamasına neden oldu. Ayrıca, bu yorumların kamuoyu önünde yapılmaması gerektiğini de savunması kararlarının sonuçlarının halktan gizli tutulması anlamına gelmektedir.
Anastasiadis şunları söyledi: “Bütün bu felaket haberleri, eğer bir şey varsa, onu duyması gereken kişiye söylenmeli ve o kişi de benim. Hiçbir şey yapmadığımız ya da her an tehlikede olduğumuza dair bir tablo çizmemeliyiz”. Özellikle liderlerinin Kıbrıs sorunuyla ilgili kimseyle paylaşmadığı bir gündemi olduğunda, liderlerinin eylemlerinin ülke için korkunç sonuçlara yol açıp açmayacağı konusunda halkın bilgilendirilme hakkı elbette ki vardır.
En büyük iki partinin kararlarını kamuoyu önünde sorgulamasıyla, belki de Anastasiadis, niyetleri hakkında halkına dürüstçe konuşmaya ve yeniden birleşme konusundaki kararlılığıyla ilgili boş konuşmalarının ardında saklanmaktan vazgeçirilmeye zorlanacaktır.