Turizm ve de (üstelik) Çevre Bakanı ne dedi duydunuz mu?
Ben duymadım, ama bir TV programında söylemiş.
“Girneliler sahilleri turizmcilere bıraksınlar, dağa çekilsinler” demiş!
Tahsin Bey’den sonra Fikri Bey de ‘dağ meraklısı’ çıktı anlaşılan…
Ertuğruloğlu Annan Planı’na karşı ‘silahlanıp dağa çıkacak’tı.
Ataoğlu silah istemedi gerçi, ama ahaliyi dağa sürdü.
Dikkat buyurun: Hem turizmden sorumlu kendisi, ama hem de çevreden…
* * *
Sahi ‘çevre’ nedir?
Bir Çevre Bakanı ne işe yarar?
Çevre Bakanlığı’nın görevleri nelerdir?
Acaba konulara ‘alfabe’den mi başlamak lazım?
Galiba lazım.
Zira bir Çevre Bakanı kıyıları da korumakla görevli olduğunu bilmeden “Siz dağa çıkın” diyebiliyorsa halka, neyle iştigal ettiğini anlamamış demektir.
‘Çevre’nin zibil toplamak, kaplumbağa yumurtalarını korumak gibi önemli unsurlarının yanı sıra, doğal fiziki varlıkların üzerine gözbebeği gibi titremek gerektiğini bilmiyor demektir.
* * *
Turizm gelişsin tabii… Ama bu şekilde gelişecekse, kalsın!
Zaten ‘kumar turizmi’ vurdu, tüketti gerçek turizmi…
Restorancılardan ulaşım sektörüne, kumarhanesiz otel, motel, tatil köylerine ve esnafa kadar turizmin giderek dibe vurduğunu duymuyor mu ülke turizmine yön verenler?
Ülkenin doğal yapısını mahveden çarpık yapılaşma sayesinde bırakın turistlerin adamıza gelmesini, biz bu ülkeden kaçacak yer arayacağız.
Doğup büyüdüğümüz, çocukluk anılarımızı biriktirdiğimiz, gençlik heyecanına ev sahipliği yapmış neresi varsa yıkılıyor, bariyerlerle kapatılıyor, her tarafta biten heyula gibi beton yığınları, yaşarken tepemize dikilen mezar taşlarını çağrıştırıyor.
Başta Girne olmak üzere sahillerde yaşanan talanı durduracağı yerde, ilgili Bakan “Dağa çıkın” diye akıl da veriyor!
Bu korkunç yağmayı, doğanın katlini engelleyemezsek ne erişebileceğimiz deniz, ne çıkabileceğimiz dağ, ne oksijen alabileceğimiz orman kalacak bu ülkede…
Rant bizi bitirdi.