► ‘Dağyolu’ 4 kişinin ölümü, 1’i ağır 2 kişinin ise yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasıyla yeniden gündeme geldi. Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, “Dağ yolu ile ilgili yasal sorunlar çözülmeden güvenli hale gelemeyeceğini” söyledi. Arıklı, “Ölümlerle ilgili sorumluluk hissediyor musunuz?” sorusuna “Tek başına kimse Superman değil” yanıtını verdi.
YENİDÜZEN-Özel
Girne-Değirmenlik Anayolu, diğer adıyla ‘Dağyolu’ olarak bilinen, birçok ailenin ocağına ateş düşüren güzergahta, yol yapım çalışmaları yıllardır bitmiyor.
Bu yolda meydana gelen birçok kaza akıllara kazınmışken, ölümlü kazalar yaşanmaya, yürekler yanmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz gün Arapköy kavşağı yakınlarında meydana gelen ve hayatının baharında dört gencin öldüğü, 2 kişinin ise yaralandığı Girne-Değirmenlik Anayolu, yılardır tamamlanmayı bekliyor.
Yolun yapımının Türkiye tarafından üstlenildiğini anımsatan Hükümet ortaklarından, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, çalışmaların güzergahtaki ‘su boru hatlarının taşınması, askeri bölgedeki birtakım çalışmalar ve istimlak’ sorunları nedeniyle bitmediğini belirtti.
Uzun vadede bu sorunların çözülmesi gerektiği bilgisini paylaşan Arıklı, kısa vadede ise Trafik Komisyonu ile toplantı yapılacağını, sert tedbirleri gündeme alıp, bunlarla ilgili yasal süreci başlatacaklarını açıkladı.
Özellikle son dönemde meydana gelen kazaların en büyük sebebinin sürat ve alkol olduğunu kaydeden Arıklı,“Elbette yolları yapmamız lazım ama trafik eğitimi ve sert tedbirler şart” dedi.
YENİDÜZEN’e konuşan Arıklı, “Herkes bilmeli, kazaların en büyük sebebi yollar, aksaklıklar değil, sürat ve alkoldür. Her kazada yollara, bakanlığa, devlete, hükümete veryansın edilmesi alışkanlık haline gelmiş. Kimse alkol alan, uyuşturucu alanlara bir şey söylemiyor” ifadelerini kullandı.
Kısa vadede alınacak olan ‘sert tedbirler’ arasında, alkollü veya süratli araç kullanıcılarına özel hapis cezalarının arttırılması, ehliyet ve araçlarına el konulması gibi maddeler olacağını anlattı.
“Bu sorunları aşmadan Dağyolu'nu açma durumumuz yok”
Yol yapımında ‘su boru hatlarının taşınması, askeri bölgedeki birtakım çalışmalar ve istimlak’ sorunları bulunduğunu anlatan Arıklı, bu nedenle çalışmanın tamamlanmadığını belirtti.
Arıklı, “Bu sorunların dışında 150 milyon TL ayrılmış kamulaştırma kaynağı var, yeter ki bu yasal süreç tamamlansın” dedi.
Mevcut sorunlarla ilgili de detaylı açıklama yapan Arıklı, şunları anlattı:
“Bu yol yapımında 3 sıkıntımız var; biri bölgedeki köyleri besleyen su deposuna giden boruların geçiş noktaları. Bunların oradan aktarılması gerek, bu ciddi bir bütçe istiyor.
İkincisi orada olan askeri bölge. Oradan da biraz yer almamız gerek. İstişareler uzun zamandır sürüyor, bize yardımcı oluyorlar, lojman yapımı ile boşlatacaklarını ifade ettiler, bunun ise maliyeti geçmiş zamanda 30, 40 milyon TL gibi bir yapıydı. Bunlar da yeniden hesaplanmalı. Üçüncü sıkıntımız ise vatandaşların arsasıyla ilgili istimlak sorunu. Yasalarımız bu gibi sorunların çözülmesine olanak sağlamıyor ve çalışmalarımız duruyor, yargı bile bu duruma müdahale edemiyor. Bu 3 sorunu aşmadan Dağyolu'nu açma durumumuz maalesef yok”
“İstişare gerekiyor, girişimlerimiz var”
İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve Ulaştırma, Maliye ve Tarım Bakanlığı ile birlikte, istişare içinde çalışılması gerektiğini ifade eden Arıklı, bu temaslarının olduğunu dile getirdi.
Arıklı, “Bu sıkıntılarla ilgili çalışmalar devam eder, girişimlerimiz var. İlgili bakanlıklar ve daireler de iletişim içindeyiz. Başbakandan bir toplantı talebimiz olacak, tek başına bizim yapabileceğimiz bir iş değil.” dedi.
“Tek başına kimsenin Superman olmadığını anladım”
Bakanlığı döneminde, yollarda meydana gelen kazalarda yaşanan can kayıplarıyla ilgili sorumluluk hissedip, hissetmediğine ilişkin soru üzerine Arıklı, “Bakanlığa gelmeden önce ben de çok rahat suçluyordum ama işin içine girince tek başına kimsenin Superman (çizgi roman kahramanı) olmadığını anladım. Sorunları çözmek için paydaşlarla hareket etmek gerek, tek başınıza yeterli olmuyorsunuz. Elbette ki üzülüyorum ama herkes iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmalı.” cümleleriyle kendini ifade etti.
‘Ölüm yolunda’ yitip giden canlar, sönen ocaklar...
‘Ölüm yolu’ diye adlandırılan güzergâhta yaşanan feci kazaların ardından bahsi geçen yol, uzun süre kamuoyunun gündemini meşgul etse de “yol emniyetinin” sağlanması için ciddi bir tedbir alındığı görülmüyor.
Ağır vasıtaların tonlarca yükle yolu kullanmaları nedeniyle oluşan dalgalanmalar, yer yer yok edilirken, açılan çukurlar yamalanıyor... Sadece ağır vasıtaların değil, salon araçlarında gece-gündüz demeden kullandığı güzergahta can güvenliğini sağlayıcı çalışmalar bir türlü tamamlanmıyor.
7 kişi hayattan kopmuştu...
‘Ölüm yolu’ diye adlandırılan güzergâhta onlarca insan hayattan koptu... Akıllara kazınan kayıplarda, 2007 yılında 7 kişinin can verdiği kaza aylarca konuşulmuştu. 2 Mart 2007 yılında Girne-Değirmenlik ana yolu üzerindeki Acapulco kavşağı yakınlarında meydana gelen kazada, bir taksi demir yüklü bir kamyon ile kum yüklü bir kamyonun arasında kalarak ezilmişti. Kaza sonucu sıkışan takside, biri çocuk olmak üzere 7 kişi hayatını kaybetmişti.
3 ölümlü kaza 2016 yılına damga vurmuştu…
En işlek anayollardan biri olan Girne-Değirmenlik dağ yolunda 2016 yılında meydana gelen TIR ile okul minibüsünün çarpıştığı ve 3 kişinin yaşamını yitirdiği feci trafik kazası hafızalara kazındı.
Söz konusu yolda defalarca felaket yaşanmasına rağmen, uzun süre gözle görülür bir tedbir alınmadı.
Geceleri aydınlatması olmayan yolda, araçlar zifiri karanlıkta seyrederken, keskin virajlarda belirgin uyarıcı levhaların olmaması dikkat çekiyor.