İşte yine “normalleştik” (!)
Yandık.
Hepimiz çok üzgünüz.
Önleyemedik.
Yine sesimizi yükselttik:
“Yangın helikopteri nerede?”
Her yaz, her yangın dönemi bu “kolaycı” soruyu işitir dururuz.
Tıpkı her ölümlü kazada “yol yoksa seyrüsefer de yok” dediğimiz gibi...
Sonra kavrarız ki yol vergisi, yollara gitmiyor.
Yol yapmaya da paramız yetmiyor.
Bağırırız!
(Bunun herhangi bir maliyeti yok.)
“O zaman, yol vergimiz yollara gidiversin, hadi” denince bir sessizlik olur.
* * *
Yangın helikopteri de böyle bir efsane!
Unutanlar var sanırım, anımsatalım.
5-6 sene evvel yangın helikopteri kiralamıştık.
İhaleyle hem de...
Yorgancıoğlu Hükümeti devriydi.
29 Haziran’dan 15 Ekim’e bizimle konaklamıştı helikopter, saat başı 5 bin 160 dolar ödemiştik.
Toplamda 937 bin 400 Dolar vermiştik.
6.5 milyon liradan söz ediyoruz, dört aylığına...
Gelsin mi?
Gelsin elbette!
Gelsin de yaşadığımız ülkenin bütçesinin de farkına varalım önce!
Unutmayalım, geçen ay, bin beş yüz liraya geçindi bir dolu insan, bu para da fondan çıkabildi anca...
Üstelik Sigortaları da ödemedi Maliye!
* * *
O helikopter deneyiminde 181 saat 40 dakikalık uçuş anlaşması yapılmış; helikopterin uçuş saatlerini doldurmak için de “havadan geziler” düzenlenmişti.
Dokuz yangına müdahale etmişti, aklımda yanlış kalmamışsa...
Elbette önemliydi.
* * *
Yangın helikopteri istemenin kolaycılığını biliyorum.
Ama işin aslı o kadar paramız yok.
Hele de burnumuzun dibinde helikopterler dururken....
Kıbrıs’ın tüm potansiyelini kullanmayı başaracağız.
Bu memleket hepimizin!
Son yangın böylesi bir işbirliği anlamında küllerinden doğan umut oldu.
Güneyden uçak geldi.
Türkiye’den yangın helikopteri geldi.
İyi ki geldi...
* * *
Gördünüz işte helikopter varken de yanıyor.
Yakmamayı öğrenmeliyiz önce!
En önemlisi bu...
Yol kenarına cam şişe atmayacak, sigarasını araba penceresinden fırlatanın peşine düşecek, ateşli pikniği de yasaklayacağız.
“Önleyeceğiz” önce, “yansın da söndürelim” diye ümit etmek yerine...
İşini tamam yapacak herkes, öncesinden yangın riskine karşı ormanlar kontrol edilecek, ağaçların sıklığı, yangın şeridi, müdahale mesafesi...
Yangını beklemeden!
Korumayı öğreneceğiz korumayı!
* * *
Yangın durduğu yerde çıkmıyor, ne hortum bu, ne de gök gürültüsü...
Önce ‘önlemeye’ bakacağız.
Doğaya saygılı olacağız.
Daha ne kadar yanacağız?