Prof. Dr. Abdullah Öztoprak’ın görev süresinin dolması nedeniyle, Doğu Akdeniz Üniversitesi rektörlüğüne, vekaleten atama yapıldı dün.
Öztoprak’ın yerine atanan Prof. Dr. Necdet Osam’ın bu görevi ne kadar sürdüreceği belli değil.
Çünkü niyet, yeni rektör ataması yapılmadan önce DAÜ Yasası’nı değiştirmek.
Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı İsmail Arter, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, DAÜ Yasası’nda yapılacak değişikliğe imkan sağlamak amacıyla vekalet süresi belirlemediklerini kaydetti.
Bu vekalet süresinin, hele de yeni bir eğitim döneminin başında yaşanan bu geçici dönemin mümkün olduğunca kısa sürmesi, DAÜ için en sağlıklısı.
***
Geçici atama yapılana değin rektör ‘sorunu’ konusunda yaşananlar bize bir kez daha gösteriyor ki, bir eğitim kurumunda siyasetin yeri yok, olmamalı.
Bir üniversitenin yönetimi siyasetin değil, doğrudan siyasi kaygılardan arınmış bir akademinin inisiyatifinde olmalı.
VYK, böylesi hassasiyetlerle, yeniden yapılandırılabilmeli.
Hem siyasetin üniversiteye müdahale etmemesi, hem de üniversitenin, ‘gerek gördüğü’ durumlarda siyasetten medet ummaması için.
Bunlar benim kişisel düşüncelerim…
***
İsmail Arter…
DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı.
8 Eylül’de bir gazeteye şöyle bir açıklama yapmıştı:
“VYK henüz bir karar vermedi. Karar çok kısa bir süre sonra verilecek ve bunun oybirliği ile verilecek bir karar olması için çalışıyoruz. DAÜ rektörünün değişmemesi yönünde bir eğilim var. Oybirliği ile neticelenmesini arzu ediyorum. Kararların oy birliği ile geçmesi değerlidir”…
Bu açıklamadan yaklaşık bir ay sonra, 2 Ekim’de ise Arter’in başkanlığındaki VYK, senatonun kendilerine Öztoprak’ın yeniden rektör atanması yönünde yaptığı öneriyi, ‘usul yönünden eksik’ olduğu gerekçesiyle geri iade etti.
Karar, oyçokluğuyla alındı.
Oysa söz konusu ‘usul yönünden eksiklik’ iddiası, Arter’in ‘eğilim Öztoprak yönündedir’ dediği 8 Eylül’de de masadaydı ve hatta bizzat kendisi de aynı açıklamanın içerisinde bu konuya değinmiş ama sorunların aşılabileceğini ve VYK’dan, Öztoprak lehine bir karar çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu ‘ima’ etmişti.
***
Rektör atama sürecinde takip edilen yöntem usule uygun muydu değil miydi?
Sendikaların senatoya yönelik eleştirileri haklı mıydı değil miydi?
Öztoprak, yeniden rektör olabilmek için araya birilerini sokmaya çalışmış mıydı?
Hükümet, rektör değişikliği konusundaki tavrını siyasi gerekçelerle mi belirlemişti?
DAÜ son beş yılda iyi yönetilmiş miydi?
Bütün bunlar tartışılabilir…
Taraflar tüm bu soruların yanıtlarında farklı pozisyonlar alabilir…
Ama tüm bu tartışmalardan bağımsız olarak görülen net birşey var ki, birtakım ‘gelişmeler’, önceden ilan edilen ‘eğilimleri’ değiştirebiliyor.
Özellikle de VYK’nınkileri…
Arter’in 8 Eylül açıklaması ve VYK’nın 2 Ekim tarihli kararı arasındaki ‘fark’, açıkça bunu düşündürüyor.
Tam da bu nedenle, VYK Başkanı topluma, bu ‘eğilim’ değişikliğiyle ilgili makul bir açıklama borçludur.
Ve daha da önemlisi, yukarıda da belirttiğim gibi yeni yasa, böylesi ‘ikircikli’ durumlara olanak sağlamayacak bir VYK yapılanmasını hayata geçirmelidir.