Davutoğlu ne getiriyor?

Tümay Tuğyan

 

Erdoğan rüzgarı geçti, sırada Davutoğlu var.
Türkiye’nin yeni Başbakanı Ahmet Davutoğlu, yarın Kuzey Kıbrıs’a geliyor.
TC Başbakanı sıfatıyla ‘İLK’ yurt dışı ziyareti...
Sanki ne oluyorsa, ilk yurt dışı ziyaretleri Kuzey Kıbrıs’a yapılınca!
‘Güç gösterisi’ mi?
O bile değil.
Olsun, buyursunlar.
Üç-beş gün de onun tantanasını yaşayalım.
Kim, önünde nasıl oturacak...
Kim, gözlerine hangi ifadeyle bakacak...
Kim, kırmızı halının neresine basacak...
Üç-beş gün de bu ‘detaylarla’ oyalanalım.
Nasıl olsa zamanımız bol.

***

Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak adaya yaptığı son ziyaretin üzerinden yaklaşık dört ay geçti.
Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Joe Biden’in Kıbrıs ziyaretinin hemen öncesinde buradaydı Davutoğlu.
Her ne kadar Mayıs ayında gerçekleştirilen bu ziyareti Davutoğlu; ‘belirli aralıklarla bir araya gelip gelecek planlaması yapmak adına alınan ilke kararının bir sonucu’ olarak nitelemiş olsa da, ‘Biden’ faktörünü es geçmemek lazım.
Davutoğlu’nun önceki ziyareti de yine ‘kritik’ bir döneme rastlıyordu.
Kıbrıs müzakere sürecinin ‘ortak açıklama metni’ krizi nedeniyle bir türlü başlayamadığı, tarafların malum metin üzerinde bir türlü uzlaşamadığı bir dönemde önce Yunanistan’a giden Davutoğlu, hemen ardından ise Kıbrıs’a gelmişti.
Davutoğlu’nun Aralık ayında burada yaptığı temasların, ortak açıklama metni konusundaki tıkanıklığın aşılmasında rol oynadığını biliyoruz.
Yani aslında Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun ‘ikna’ edilmesinde...

***

Ahmet Davutoğlu bu kez Dışişleri Bakanı olarak değil, Başbakan olarak geliyor Kıbrıs’a.
Ve Kıbrıs sorunu konusunda Aralık 2013 noktasında değiliz artık.
O günlerde ortak metin krizi nedeniyle süreç henüz başlamamıştı.
Şimdi ise başka birtakım ‘krizler’ nedeniyle, Şubat ayında başlayan süreç ilerle(ye)memekte.
Davutoğlu’nun yarın yapacağı ziyaret daha çok ‘törensel’ nitelikte olsa da (ya da öyle görünse de) müzakerelerde gelinen aşamayla ilgili olarak yapılacak değerlendirmelerin ardından kamuoyuna ‘gerekli görülen’ mesajlar verilecektir.
Davutoğlu’nun ziyaretiyle birlikte, Aralık temaslarının ardından müzakerelerin kazandığı ivme benzeri bir ivme beklemek mümkün mü?
Göreceğiz.
Ancak son dönemde her iki tarafta da ‘sivrilmekte’ olan ‘suçlama’ trafiği dikkate alındığında, bu trafiğin Türk tarafı ayağına bir ‘ayar’ yapılması muhtemeldir.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Kıbrıs sorunu konusunda çok ‘sivri’ mesajlar vermekten itinayla kaçındığını biliyoruz.
Başbakan Davutoğlu’nun nasıl bir strateji izleyeceğini ise yaşayıp öğreneceğiz.