Kıbrıs’ı ayrıştıran çizgilerin orta yerinde barışa, işbirliğine, dayanışmaya adanan “Dayanışma Evi” (Home For Cooperation) 10’uncu yaşını kutluyor.
Dayanışma Evi, 10’uncu yılını şu ifadeyle kutladı:
“Kıbrıs’taki toplumlar arasındaki fiziksel ve mental tüm bariyerlere meydan okumakla geçen bu 10 yıl, sayısız arkadaşlık ve anıyla; Kıbrıs’taki toplumları yakınlaştıran birçok sanatçı, akademisyen, öğrenci, sivil toplum örgütü ve inisiyatiflerine sağlanan desteklerle dolu.”
Dayanışma Evi, 2011 yılında Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği (AHDR) tarafından, bir araştırma ve eğitim merkezi olarak kuruldu. Yıllar içinde, Dayanışma Evi, kendi çok toplumlu ekibiyle, toplumlararası bir toplum merkezi haline dönüştü. Günümüzde Dayanışma Evi, ara bölgede, adadaki tüm toplumlara açık bir merkez olmasının yanı sıra; yürüttüğü sanatsal ve kültürel programlarla da barış inşaası faaliyetlerine katkıda bulunuyor.
Dayanışma Evi, geleceğe yönelik şu mesajları verdi:
“Dayanışma Evi, Kıbrıs ve insanları için, kültürel çeşitlilik, saygı ve insanlık onuru üzerine kurulu, olumlu bir barışa yönelik çalışmalarını sürdürmeye kararlıdır.”
10. yılımızda, Kıbrıs’ta geçmişin travma ve ön yargılarından kurtulmuş, sürdürülebilir bir barış ve uzlaşıya yönelik çalışmaya yorulmadan devam edeceğimizi yeniden dile getiriyoruz. Bugüne kadar elde edilen başarıların her biri, bizim için birer gurur kaynağıdır.
Geride bıraktığımız 10 yılda, Dayanışma Evi, Kıbrıs’ın gelecekte nasıl olabileceğinin bir örneğini göstermeyi başarmıştır. Göstermiştir ki, Kıbrıs’ın insanları yürekleri ve akıllarındaki bariyerlerin üstesinden gelerek, birlikte çalışmayı ve tekrar birlikte yaşamayı öğrenebilirler ve bu konuda oldukça isteklidirler.
Son olarak, başta kurucu derneğimiz Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği, Yönetim Kurulumuz, geçmiş ve şimdiki çalışanlarımız olmak üzere, Dayanışma Evi’nin kurulması ve bu günlere gelmesinde katkısı olan herkese teşekkür etmek istiyoruz. AEB ve Norveç Hibeleri, Aktif Vatandaşlar Fonu’nun süregelen desteği, yerel ve yabancı paydaşlarımız, Kıbrıs’taki diplomatik çevreler ve tabii ki yerel toplumların hayati katkılarına müteşekkiriz.