Ziliha Uluboy
Uzman Psikolog - Psikoterapist
mayispsikoloji.kibris@gmail.com
Mayıs Psikoloji uzman psikologları olarak bundan böyle her hafta Adres Kıbrıs’ta sizlerleyiz. 2020 yılı Adres Kıbrıs’ın ikinci sayısı, benim de ilk yazım olma heyecanını taşıyor.
Kısaca kendimi tanıtacak olursam psikoloji lisans eğitimimi tamamladıktan sonra klinik psikoloji ve gelişim psikolojisi üstüne iki alanda yüksek lisans yaptım. Çalıştığım alanlar doğrultusunda psikoterapi eğitimleri alarak psikoterapist olarak çalışıyorum. Uzun yıllardır mesleki ve insan hakları üstüne çalışan sivil toplum örgütlerinde gönüllü çalışmalar yapmaktayım.
12 yıl Kayıp Şahıslar Komitesi’nde çalıştıktan sonra ayrıldım ve Mayıs Psikoloji’de sevgili meslektaşım Duygu Karakulak Takvim’le birlikte çalışmaya başladık.
İlk yazımda değerlerden ve sosyal sorumluluk projelerimizden başlayarak açılışımı yapmak istiyorum. Son yıllarda eğitimini aldığım en güncel terapi yöntemlerinden biri olan; üçüncü dalga kognitif ve davranış terapilerinden Kabul ve Adanmışlık Terapisi’nin temel unsurlarından olan ve kişiliğimle de çokça örtüşen değerler... Bu, öz değerlerimi daha çok fark edip, değerlerim doğrultusunda yaşamaya çalışmak gibi güzel bir farkındalığı doğururken, ruhu besleyen bir etki yaratıyor.
Sevgili meslektaşım Duygu Karakulak Takvim’le bizi bir araya getiren ve birlikte çalışmayı keyifli kılan en temel unsur; örtüşen değerlerimiz oldu.
İnsana yardımın sadece bir oda içerisinde olmadığı inancıyla sosyal sorumluluk projelerimize başlamıştık. Kısa zamanda geliştirdiğimiz sosyal sorumluluk projelerimizde odaklandığımız temel nokta toplumsal ihtiyaçlar oldu.
Değer dediğimizde aklımızdan neler geçiyor acaba? Değerlerimiz ulaşılabilir mi?
Değerin sonu yok
Aslında sizi siz yapandır değerleriniz. Kendiniz olmak için emek harcadığınızdır. Varılamayacak bir yerdedir. Yaşamınız boyunca sürendir. Bazen de uğruna bedel ödediğinizdir. Değerin noktası, sonu yok. Hedefle değeri ayırt etmek gerekir.
Örneğin; Okulu bitirmek hedefken, mesleğinde iyi olma çabası değerdir, evlenmek bir hedefken iyi bir eş olmak değerdir.
Adil olmak, eşitlikçi olmak, dürüst olmak gibi yaşamın sadece bir döneminde değil, yaşam boyu sizi siz yapanlardır. Her şeyin olduğu gibi elbette değerlerin de bedelleri vardır. Dürüst olmakla dokuz köyden kovulacağınızı bilerek dürüst olmaktır kendiniz olmak. Adil yaşamaya çalışırken dünyadaki adaletsizliğin farkındalığı ile kendi yaşamınızı sorgulamaktır. Eşitlikçi olmaya çalışırken ezilenin yanında durabilmek, onun sözü olmaya çalışmaktır.
İşte Adres Kıbrıs’ta yazı yazma arzumuz da bundan doğmuştur. Terapi odasının dışında da sesimizi duyurabilme, sadece psikoterapi ile değil konuşmacı ve yazar olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek, bir parça da olsa yardımcı olabilmek mesleki değerimiz bizim motivasyon ve arzumuzdur.
Sosyal Sorumluluk Projesi
Kliniğimize başvuruda bulunan danışanlarımız ve ailelerin problematiği üzerine dikkatimizi çeken bir konu oldu, “Sosyal Medya ve Akıllı Telefonların Güvenli Kullanımı” deyip yola çıktık. Gittiğimiz okullarda birkaç saat içerisinde onlarca eğitimciye, yüzlerce öğrenciye ve binlerce ebeveyne ulaşabilmek bizim için büyük bir motivasyon oluşturdu. Sosyal sorumluluk projemiz orta okul ve lise öğrencilerine yönelik başlayıp, bunun çok bacaklı bir dinamiği olduğunu görerek, başarıya ulaşması için ebeveynleri ve öğretmenleri de dahil ettiğimiz eğitici bir dizi çalışma doğmuş oldu.
Gelişen hızlı teknoloji ile birlikte bu çağa doğan çocuklarımız ve bu çağa ayak uydurmaya çalışan biz ebeveynlerin doğru kullanımla ilgili bilgilenmeye ihtiyacımız olduğu açıkça ortadadır. Kliniğe aldığımız başvurularda yanlış kullanıma bağlı olarak çocuk ve gencin içe kapanması, depresif semptomlar geliştirmesi, dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye yönelik semptomlarda artış, oynadığı oyunlara bağlı olarak öfke kontrol problemleri yaşaması, gece korkuları, akran ve aile iletişiminde sorunlar, risk içeren davranışlara kayabilme, yaşa uygun olmayan içeriklere erken maruz kalma gibi başlıca problematiklerle karşılaşmaktayız. Ebeveynler genel olarak bir kontrol sağlamanın gerekliliğine inanmakta ancak bunu nasıl yapacağını bilememektedir.
Çocuk ve genç bireylerin akıllı telefon kullanımında, sanal dünyaya karşı doğru ebeveynlik yapabilmek çok önemlidir. Genel olarak gözlenen tablo üç yaşından itibaren çocukların eline oyuncak veya susturucu olarak verilen telefon ve tabletlerin giderek artan ve kontrolsüz bir kullanımla ergenliğe gelindiğinde artık ailenin de rahatsız olduğu bir noktaya varmış olmasıdır.
3-6-9-12 kuralı
Sosyal medyanın ve akıllı telefonların kullanımı yaş aralığı çok geniş bir yelpazededir. Dolayısıyla bilinçli ve doğru kullanımda, çocuğunuza sunduğunuz teknolojik imkanların yaşına uygun süre ve içerikte olması en önemli noktadır.
Kullanmayı ve Vazgeçmeyi Öğrenmek için 3-6-9-12
3 yaşından önce televizyon yok
6 yaşından önce konsol (bilgisayar) oyunları yok
9 yaşından önce internetde tek başına dolaşmak yok
12 yaşından önce sosyal medya (facebook, instagram, twiter, pinterest, vb.) hesabı açmak yok
Serge Tisseron
Fransız psikanalist Serge Tisseron medyanın yaydığı sanal otizim ve sahte dikkat eksikliği, hiperaktivite kavramlarından bahsederek ebeveynlerin bu konuda almaları gereken önlemleri 3-6-9-12 kuralı olarak tanımlıyor.
Yeni nesil sosyalleşme aracı olarak kullanılan sosyal medyada sanal ve gerçek ayırımı azalmaktadır. Sosyalleşmeye çalışırken kişiler arası etkileşim düşmekte ve derinliğe ulaşamamaktadır. Sosyal medya içinde kendimizi sosyalleşiyor gibi hissetsek de aktif bir iletişim yoktur.
Akıllı telefonların ve sosyal medyanın yanlış kullanımı ile akranlar arasında siber zorbalık giderek artarken yetişkinler arasında da ciddi sıkıntılara ve hatta bir şantaj unsuru olacak noktaya varabildiğini, istenmeyen yaşam olayları yaşandığını biliyoruz.
Bugün bana ayrılan köşemde bizi sosyal sorumluluk projelerine iten değerlerimizden ve bu yolda Mayıs Psikoloji ekibi olarak geliştirdiğimiz ‘Sosyal Medyanın ve Akıllı Telefonların Güvenli Kullanımı’ projemizden kısaca bahsetmek istedim.
E-posta adresimizden bize ulaşabilir, yazılarımız için konu önerisinde bulunabilirsiniz. Bu bizleri çok mutlu edecektir.
Değerleriniz uğruna bir yaşam yaşamanızı dileriz.