Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından Genel Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Öğretim daireleri (yani tüm ortaokul, lise ve meslek liseleri) için toplam 47 öğretmen, İlköğretim Dairesi için de 1 adet ilkokul öğretmeni, 1 adet okul öncesi öğretmeni ve 1 adet de özel eğitim öğretmeni olmak üzere toplam 3 öğretmen münhali ilan edildi.
Okullardaki öğretmen ihtiyaçlarının bu rakamlardan çok daha fazla olduğu herkes tarafından biliniyor. Dahası münhal için duyurulan sınav tarihleri 9, 10, 16 ve 17 Ocak 2021. Başka bir ifadeyle 2020-2021 öğretim yılı öğretmen ihtiyaçları açısından ciddi sıkıntılarla başlayacağa benziyor…
Meselenin en acı tarafı ise şu: Geçtiğimiz öğretim yılında Covid-19 nedeniyle yaşadığımız ciddi eğitim kayıpları önümüzdeki öğretim yılında giderilmesini bırakın, yeterli sayıda öğretmen istihdam edilmemesi nedeniyle eğitim kayıplarının katlanarak artması gibi ciddi bir sorunla karşı karşıyayız…
Öte yandan nitelikli ve çağdaş bir eğitim yapmak istiyorsak öğretmenlik mesleğinin ihtiyaç duyduğu değişimi de ivedilikle gerçekleştirmemiz gerekiyor.
Yaşadığı tarihsel ve kültürel süreçlere bağlı olarak eğitimin ve öğretmenlik mesleğinin önemini içselleştirmiş bir toplumsal tutuma sahip olan Kuzey Kıbrıs’ta uzun yıllardır uygulanan yanlış politikalar yüzünden öğretmen ihtiyacını karşılayacak uygulamaların hayata geçirilememesi üzücüdür… Eğitim sistemini iyileştirmek geçmişte yapılanları daha iyi yaparak çözülmeyeceği gibi bugün yaşanan öğretmen sorununu da eksiklerin yerine yenilerini atamakla çözülemeyecektir
Bugün var olan mesleklerin bazıları bundan 15 yıl önce ya yoktu ya da henüz adı biliyordu… 15 yıl sonra öne çıkacak mesleklerin neler olacağını şimdiden kestirmek ise neredeyse imkansız… Başka bir ifadeyle bugünün okullarda verilen eğitim, çizgileri çizilmiş basmakalıp bir geleceğe değil, tarifini bile yapmadığımız bir gelecek içindir…
Dünyada baş döndürücü hızla yaşanan değişim, en çok da meslekleri etkiliyor. Bugün yok olup giden, değişime uğrayan ya da anlamsızlaşan birçok mesleğin yanında günümüzde en çok talep gören mesleklerin de etkilediği ortadadır. Hiç kuşku yok ki bu “öğretmenlik” de etkilenen meslekler arasındadır. Öğretmenin sözlük tanımına baktığımızda bu etkileşimin ne derece büyük olduğunu görebiliriz. Ne diyor sözlük öğretmen için: “Mesleği bilgi öğretmek olan kimse, muallim, muallime.” Oysa öğretmen bilgi sahibi bir meslek grubu tanımından çok daha fazlasını üstlenmelidir, çünkü salt bir bilgiye sahip olma özelliği ile öne çıkan bir meslek grubu, bilginin günümüzdeki kolay ulaşılabilir özelliğinden olumsuzca etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır.
Ne var ki sanılanın aksine bu gelişmeler karşısında öğretmenin rolü azalmamış, aksine artmıştır. Ancak öğretmenlik mesleğinin taşıması gereken özellikleri temelden etkilemiş, öğretmenin rolünü çok büyük oranda değiştirmiştir.
Öğretmenin bilgi aktarma görevi önemini yitirmiştir. Öğretmen, yakın geleceğin bireylerinin kesin ihtiyaç duyacağı becerileri kazandırma görevini yerine getirmelidir. Yaratıcılık ve yenilenme, eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve işbirliği, bilgi ve medya okur-yazarlığı, esneklik ve uyum, girişimcilik ve öz-yönelim, üretkenlik ve sorumluluk, liderlik, sosyal ve kültürlerarası becerileri öğrencilere kazandırmak en temel öğretmenlik görevi olmaktadır.
Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi; bir yandan güçlü öğretmen sendikalarına sahip olmanın ortaya çıkardığı önemli kazanımlar yaşarken, diğer yandan ise öğretmenlik mesleğinin gelişimi ve etik değerleri için uğraş verecek bir “öğretmenlik meslek örgütüne” sahip olamamasının olumsuzluklarını her geçen gün biraz daha fazla yaşıyor. Çünkü öğretmenlik mesleğinin statüsünün yükselmesi, günün koşullarını göre yaşaması gereken dönüşümleri ve gelecekteki olası farklılaşma için uğraş vermesi gereken bir yapıya ihtiyaç duyulduğu aşikardır…
Bütün bunlar bize şunu gösteriyor: Geleneksel anlamdaki öğretmen ihtiyacı belirleme çalışmaları eğitim ihtiyaçlarını çözemeyecektir. İhtiyaçlar değişiyor, eğitimi bu değişime göre dönüştürmemiz, öğretmenlerimizi de bu dönüşümün ihtiyaçlarına yanıt verecek farklıklara göre yetiştirmemiz ve istihdam etmemiş gerekmektedir. Yapılması gereken ilk şey; değişen öğretmen ihtiyacını görebilmek ve bunu kabul etmektedir…
Buraya Dikkat
Hayat Bir Sınav Mıdır? Hayır Değildir
Kuşkusuz, yaşantımız boyunca önemli ya da önemsiz birçok sınavla karşılaştık. Ancak bilim insanlarına göre, önemli olanın sınavlardaki başarınızdan çok o sınavlardaki sorulara verdiğimiz yanıtların ne olduğudur. Bilim insanları, J.J. Rousseau’nun "soru sormak zannedildiği kadar kolay bir hüner değildir” tespitine vurgu yaparak çoğu zaman bir sınavda başarısız olan kişilerin o soruları hazırlayanlardan daha zeki olabileceğini belirtmektedirler…
Öte yandan sahip olduğumuz zeka alanlarının gelişme dönemi olan çocukluk ve ilk gençlik yıllarında gereğinden fazla ve sadece ansiklopedik bilgi olarak ders çalışmanın insanın zihinsel gelişimini ve yaratıcılığını ortadan kalkmaktadır. Prof. Dr. Ali Nesin’e göre okul, etüd, test, ders, dershane derken öğrencilerin haftanın bir günü bile tatil yapmadan çalıştığını, “yöneticiler, çocuklarımız kadar çalışmamızı isteseler ülkede isyan çıkarmaya varan karşı duruşların olabileceğini” belirtiyor. Oysa çocuklarımızın sesi bile çıkmıyor… Değil mi?