Değişmeden ‘çözmek’ zor!

Güney’de seçim yaklaşırken çözüme hazırlanmak adına Kuzey’de sürdürülebilir bir yapı kurmanın önemine ilişkin kafa karışıklığı yaşayanlar, “acaba çözüm sürecine nasıl katkı yapabiliriz?” sorusunu cevaplandırabilmek için de ekonomik

 

Güney’de seçim yaklaşırken çözüme hazırlanmak adına Kuzey’de sürdürülebilir bir yapı kurmanın önemine ilişkin kafa karışıklığı yaşayanlar, “acaba çözüm sürecine nasıl katkı yapabiliriz?” sorusunu cevaplandırabilmek için de ekonomik ve sosyal gelişme odaklı bir değişim vizyonuna ihtiyaç duyulduğunu görebilmelidir öncelikle.

Müzakerelere verilen arada teknik komitelerin elle tutulur tek başarısı Apostolos Andreas Manastırı’nın restorasyonu için varılan mutabakat olmuştur. Özel Temsilci Ertuğ varılan olumlu aşamanın Türk tarafının proaktif politikasının bir sonucu olduğunu söylese de Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos’un yapıcı olmayan tavrından geri adım atmasında Güney’deki sivil toplumun önemli etkisi olduğu göz ardı edilmemelidir.

Kıbrıslıların ve diğer bölge halklarının kendi toplumsal vizyonları için çalışırken çözümsüzlüğün ekonomide ve diğer alanlarda yarattığı olumsuzlukları aşma ihtiyacı Kıbrıs’ta çözümün de en önemli dinamiği olmalıdır. Bundan ötürü, çözüm sürecinin sadece müzakere heyetlerine bırakılmaması ve Apostolos Andreas Manastırı örneğinde olduğu gibi sivil toplumun artan düzeylerde sürece müdahil olması büyük önem taşımaktadır.

Güney’deki seçimden sonra oluşacak ortamda halkların sürece pozitif katkısını sağlayacak bir paralel süreç üzerinde durulabilir. Bir taraftan müzakere heyetleri özlü konuları ele alırken diğer taraftan halklar güven artırıcı birtakım adımlar atılması için seferberlik başlatabilir. Bu hem müzakere heyetlerini daha istekli davranmaya yönlendirecek hem de günümüz ihtiyaçlarıyla çelişen Kıbrıs sorunu kaynaklı olumsuzlukların ortadan kaldırılması iradesini toplumsallaştıracaktır.

Bu katkıların altyapısı az çok şekillenmiş bulunuyor. Kuzey’den Management Center ve Güney’den NGO Support Center’in birlikte yürütmekte olduğu, birçok sivil toplum örgütü ve bireyin aktif biçimde katıldığı Engage Projesi kapsamında, kırsalda yaşayan insanları da kapsayacak şekilde çok sayıda toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantılarda 326 katılımcının katkılarıyla 49 güven artırıcı önlem saptandı.

Kıbrıslı Türklerin önerileri arasında AB Gümrük Birliği’ne dâhil edilmemiz, limanlarımızın AB gözetiminde açılması, Maraş’ın BM’ye devredilmesi, Türkiye’nin limanlarını Kıbrıslı Rumlara açması, GSM operatörlerinin iki tarafta da kullanılabilmesi, doğal kaynaklar ve enerjide işbirliği, ortak tarih kitaplarının hazırlanması, ortak radyo, televizyon ve İnternet kanallarının açılması, ortak turistik paketlerin ve turizm broşürlerinin oluşturulması ve tüm karayolu tabelalarının üç dilde olması gibi öneriler yer almakta.

Kıbrıslı Rumlar ise uzlaşının faydalarını açıklayan kampanyalar düzenlenmesi, eğitim kurumlarında Rumca ve Türkçenin öğretilmesi, tüm paydaşları içerecek şekilde yeni bir barış sürecine yönelik ortak bir stratejinin oluşturulması, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin raporlarının daha yaygın şekilde halkla paylaşılması, Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk sivil toplum örgütlerinin Türkiye, Yunanistan, AB ve iki taraftaki yetkililere ziyaretler gerçekleştirmesi ve Türkmenköy’deki Kültürel Mirası Koruma Projesi’nin diğer köyleri de içerecek şekilde yaygınlaştırılması gibi birtakım öneriler oluşturdular.

Tüm bu öneriler arasından hem Kıbrıslı Türkleri hem Kıbrıslı Rumları hem de ülke genelini ilgilendirebilecek en etkili olanları saptanıp bunlarla ilgili yoğun çalışmalar başlatılmalıdır. Ekonomik ve sosyal gelişimi ivmelendirecek girişimlerin somut meyveleri alındıkça mevcut negatif atmosferin dağılmasına tanıklık edebiliriz.

2013 önemli gelişmelere gebedir. Kuzey’de “LTB dersi” değişim vizyonunun toplumsal bir iradeye dönüşmesini sağlayabilir, özlü müzakerelerin yeniden başlamasına paralel olarak halklar güven artırıcı önlemler yoluyla çözüm sürecine katkılarını yoğunlaştırabilir.

Siyasi partiler Kıbrıs’ı küreselleşen dünyada barışın, demokrasinin, ekonomik ve sosyal gelişmenin örnek ülkesine dönüştürmek istiyorsa, varlıklarını borçlu oldukları toplumsal düzenlerin sürdürülebilirliğini sağlama konusunda ortaya somut bir irade koymalıdırlar her şeyden önce. Geniş halk kitlelerinin çözüme inanmalarını sağlamanın tek etkili yöntemi çözümü değişim süreçlerinin önemli araçlarından bir tanesi olarak ele almak olacaktır hiç kuşkusuz.

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri