Demokrasi bir köpek  maması markası değildir!

Serhat İncirli

Türkiye’ye gidememek bana ciddi anlamda koyuyor!
Dört farklı açıdan!
Birincisi, ekonomik nedenler...
Abi, TL ile tatil yapabileceğimiz tek yer...

-*-*-

İkincisi, gerçekten çok güzel bir ülke ve çok seviyorum Türkiye’de gezmeyi...
Bana göre Dünya’nın en muhteşem ülkesi...

-*-*-

Üçüncüsü, Türkiye’deki siyaseti eleştirmenin suç olduğunu ya da benim Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturduğumu iddia edenlerin cidden kafadan sıkıntılı olmaları hali...

-*-*-

Ve dördüncüsü, Annan Planı döneminde en başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, bir çok TC yetkilisine ama en başta da Ak Parti geneline ana avrat giydirenlerin, şu anda tabiri caizse, Erdoğan’ın g.....n kılı olacak seviyeye gelmiş olmaları ve rahatça o ülkeye girebilmeleri...
Evet bu dördü bana koyuyor!

-*-*-

Elbette oturup sabah kadar yazacak konular var...
Mesela, her ikisini de çok sever sayarım, bir arkadaşım zamanında Türkiye’yi mahkemeye vermişti ve bunu yaparken de KKTC’de değildi... Güney’e kaçmıştı... Şimdi bir numaralı ahbap! Yeni Büyükelçi’den iyi olmasın; Tayyip beyin g.....n kılı!
Şu anda İzmir’de tatilde!
Güya iş gezisinde!

-*-*-

Bir başka arkadaşım ise hayatını Kıbrıs’ta barış ve federal çözüme adamak dışında suçu olmayan, belki de Türkiye adını ağzına dahi almamış hatta ilginçtir, Tayyip Erdoğan’ı zerre umursamayan biri; O, TC’ye giremiyor!

-*-*-

Bir insana “köpek” diye hakaret edilmesinden nefret ederim...
Çünkü, gerçekten köpek, ciddi bir dosttur.
En iyi arkadaştır.
Sırdaştır.
Pozitif enerjidir...

-*-*-

Evet, insanların “köpek” diye aşağılanmasından veya hakarete uğratılmasından gerçekten huy kaparım... 
Şimdi vereceğim örnekte de birilerini “köpek” diye aşağıladığım anlamının çıkmasını asla istemem...
En baştan söylemiş olayım... 
Hatta şunu belirteyim, üç köpeğimiz var, kızdığımda “yürü ben insan!” diye hakaret etmeye çalıştığımı da ayrıca belirteyim...

-*-*-

Köpek beslemek...
İnsanlar neden köpek besler?
Kimisi av için, kimisi çobanlık yapsın diye...
Kimisinin hedefi “bekçi”lik yapmasıdır köpeğinin...
Hatta “yakın koruma” olarak köpek besleyen bile vardır...
Elbette “süs” maksatlı veya hepsinden güzeli, “çok sevdiği” için...

-*-*-

Genelde köpeğin eğitimlisi makbuldur...
“Otur, kalk, yat, gel, yerine git, havlama” gibi temel komutları anlaması istenir köpeğin...
Elbette “bekçi” veya “yakın koruma” maksatlı köpek besleyenler, “saldır, parçala” komutlarını da öğretmektedirler...
Avlamayan köpeği, avcı geçinenler doğaya terk eder!

-*-*-

Köpeğimle uyumayı, gezmeyi, oturmayı, hatta televizyonda maç izlemeyi çok severim...
Söz dinlemeyip gelene gidene havlaması beni çok rahatsız eder... Hem kişisel olarak rahatsız olurum, hem de etrafı rahatsız etmesinden çekinirim...

-*-*-

Bir de olur olmaz yere büyük veya küçük abdest bırakmaları kesinlikle “sevimli” değildir...

-*-*-

Aslında anladığım kadarıyla bizimkisi gibi geri kalmış ya da geri bıraktırılmış coğrafyalarda, demokrasiyi bir çikolata türü sananlar tarafından sadece kişisel çıkar maksatlı yönetilen ülkelerde, insanların tümünden beklenen, sadece bir kaç komutla yönetilebilen köpecikler olmalarıdır...

-*-*-

Kimse üzerine almasın; sakın kızmayın ama bizden istenen sadece budur!
Otur!
Hav hav!
Kalk!
Hav!
Yat!
Hav hav hav!
Gel!
Hav!
Oy kullan!
Auuuuuv!

-*-*-

Bu komutlar dışında bir şey istenmez...
Haaa arada bir, “saldır Joe!” veya “parçala Lucky!” gibi komutlar da işitebiliriz...
Saldırıp, parçalamazsak; her komuta tam anlamıyla riayet etmezsek, tabii ki iyi köpekler değiliz!

-*-*-

Cins köpeğim vardı, yok hayır kırmaydı, piçti hiç ilgilenmem!
Köpeciğim, köpeciklerim komut da almaz!
Ve onları ayırmadan çok, ama çok severim!
Bütün gün havlasalar da!
Hatta bazen kızıp küsseler de!
Oraya buraya sıçsalar da!
Hatta ve hatta, Rago bazen oyun oynarken ısırsa da!
Çok severim ya hu!
Birini parçalasınlar, birine saldırsınlar, her komutu anlayıp, her istediğimi yapsınlar diye köpek besleyeceksem, robot satın alırım, üstelik çok daha masrafsız!

-*-*-

İyi köpecikler olmak zorundayız!
Aksi takdirde, Türkiye’ye tatile gitmek gibi bir şansımız hiç olmayacak!
Otur, kalk, yat, ısır, parçala!
Ya da sessizce dur!
Sakın havlama!
Hırlama!
İyi köpek ol!

-*-*-

Geçmişte Tayyip beye küfür mü ettin?
Türkiye’yi mahkemeye mi verdin?
Sorun değil!
Yat!
Haeaaeuv!
Otur!
Tamamdır!

-*-*-

Oysa, “demokrasi”, bir köpek maması markası değildir ki!


Hainler ve kahramanlar!

Kuzey Kıbrıs’ta çok büyük bir suç cinsi; “barış istemek!”...
Daha da büyüğü, “Kıbrıslı Rumlarla birlikte yaşamaktan yana olmak!”...
En büyük suç mu?
“Kıbrıs’ın bölünmezliğini savunmak!”...
Federal çözüm talep etmek mi?
Efendim, bu çözüm modelini talep ederseniz, mesela ülkenin cumhurbaşkanı size “çapsız Rumcular” diyebilir!
Ve tüm bu saydığım suçları işleyenlerin ortak sıfatı tektir; HAİN!

-*-*-

Peki, Kuzey Kıbrıs’ta suç olmayan neler vardır?
Örneğin, ton başına 45 dolara ülkeye satabileceğiniz akaryakıtı, torpilinizin sayesinde Kıb – Tek denen kuruma tonunu 150 dolara satabilirsiniz!
Asla suç işlemiş sayılmazsınız!
Çeşitli örnekler verebiliriz...
Vergi kaçırabilirsiniz; devletin kredi olanaklarını çar çur edip geri ödemeyebilirsiniz de!
Yeter ki, her bayram bayrak asmayı hmal etmeyip, son dönemlerin modasıdır, cumaları camiye gideceksiniz!
Mesela kapanmıştır!
Bu tipler, asker kaçağı, hayali koyun ithalatçısı veya puro kaçakçısı bile olsa, sıkıntı yoktur!
Hepsi KAHRAMANdır!

Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında Cuma akşam saatlerinde bir patlama meydana geldi. Bu yazıyı kaleme aldığım bugün öğle saatlerine kadar 41 kişinin yaşamını yitirdiği açıklanmıştı... Yaşamlarını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa ve tüm Türkiye’ye başsağlığı dilerim... Çok büyük acı...