Çifte seçim var.
Seçtiklerimiz de yönetiyor bizi...
Seçmediklerimiz de!
YEREL seçim var.
GENEL seçim var.
“Bir orada bir burada, geçti günler mevsimler” şarkısı gibi...
İkisi de hayatımıza dokunacak.
Oy versek de... Vermesek de...
* * *
Türkiye’deki seçimin sonucu, Türk Lirası’nın yörüngesini de saptayacak.
Ekonominin rotası yeniden çizilecek.
Cebimiz ya donacak ya da yanacak.
Tek derdimiz para olsa, keşke...
Denizin ötesinin seçimi demokrasimizi, irademizi, sosyal ve kültürel geleceğimizi de yakından etkileyecek.
* * *
Mayıs’a kadar kendi yağımızla kendi ciğerimizi kavurduk.
Bütçeye dışarıdan tek kuruş girmedi.
İdare ettik!
Seçimdi, bütçeydi, imzaydı derken...
Türkiye’yle mali protokol gecikti...
Şimdi tamam!
2 milyar 187 milyon TL kaynak geliyor.
1 milyar 50 milyon TL'si hibe.
TL’nin yükünü de omuzlayacağız elbette.
* * *
NTV’yi izliyorum, önceki akşam..
Saatlerce Erdoğan konuşuyor.
CNN’e dönüyorum, aynı.
TRT, ATV, STAR aynen!
Şunu düşünüyorum.
Bizde yasa vardır ve seçim dönemi, televizyonlar, tüm adaylara eşit sürede eşit zaman ayırmak zorundadır.
Peki Türkiye’de nasıl?
Bu “eşitlik” gözetilmiyor mu?
Yasa yok mu?
* * *
Adanın kuzeyinde kimi zaman şikayet etsek de...
Yargı bağımsızlığından basın özgürlüğüne, örgütlenme hakkından siyasi demokrasiye...
Türkiye’den kat be kat ilerideyiz.
Kıyası olmaz hani...
Geceyle gündüz gibi...
* * *
Diyorum ki...
“Ekonomik Paket” alırken...
Biz de “Demokrasi Paketi” versek...
Ödeşsek böylece!