DEN MİLA ELLENİGA? (*)

Sami Özuslu

Yer Larnaka Havaalanı...

Geceyarısından hemen sonra başlayan aktarmalı ve yorucu bir seyahatin ardından yeni alınmış, modern cihazlarda pasaport kontrolü yapıyorum. Pasaportun (ya da kimliğin) fotoğraflı sayfasını cihazın optik okuyucusuna koyuyorsunuz, makina sizi fotoğraf çekiyor ve yazıcısından fotoğrafınızla birlikte çıkan kağıdı alıp az ilerideki görevliye veriyorsunuz.

Başka işlem yok.

İki yıl kadar önce Londra Heathrow'dan sonra -kendi hesabıma- ilk kez karşılaştım bu teknolojiyle. İyi bir şey. İşlemler hızlanıyor, kuyruklar azalıyor.

Kıbrıs'ın güneyine turist yağdıkça, devlet havaalanına yatırım üstüne yatırım yapıyor.

Teknolojiye yatırım yapan Kıbrıs Cumhuriyeti devleti, 'insan kaynakları'nın kullanımı konusunda ise aynı noktada değil.

Bunun somut bir örneğini akıllı cihazdaki pasaport kontrolü keyfinin hemen sonrasında genç bir görevli hatırlatıyor bana...

**

Valizimi beklerken sarı saçlı bir kadın yanımdaki adama yaklaşıp önce İngilizce, ardından Yunanca bazı sorular soruyor. Elinde bir ipad var. Bir tür kamuoyu araştırması yaptığını anlıyorum.

Uçak Ukrayna'dan geldiği için sanıyorum anket yapacak birilerini bulmakta da güçlük çekiyor. Yunanca ya da İngilizce bilen birilerini arıyor olmalı.

Yandaki adamla güle oynaya anketi bitirip bana doğru seyirtiyor. İngilizce selamlaşma faslında 'Devlet İstatistik Kurumu için anket yaptığını' söylüyor ve 'sesimi kaydetmekte bir mahsur olup olmadığını' soruyor. 'OK' veriyorum ve -aksanımdan Kıbrıslı olduğumu anlamış olmalı-  'Mila Eleniga;) (Yunanca biliyor musun?) diye soruyor. 'Ohi' diyorum.

İngilizce devam ediyor: Nerede doğdunuz?

'Limasol' deyince duraksıyor. Yine dilini değiştirip, biraz da kızgın 'Den mila Eleniga; (Yunanca bilmiyor musun?) diye soruyu tersten soruyor.

Yine 'Ohi' diyorum.

Bu sefer 'nerede yaşamakta olduğumu' soruyor İngilizce. 'Lefkoşa' cevabı tatmin etmiyor olmalı, hemen kategorizasyona girişiyor: 'From the occupied area?' (İşgal altındaki bölgeden mi?)

'Lefkoşa'nın kuzeyinden' diyorum bu sefer...

Başka soru sormuyor. 'Thank you' deyip, kayıt cihazını kapatıp hemen başka 'müşteri' aramaya gidiyor. Benim 'Baragalo' (Bir şey değil) dediğimi duymuyor bile...

**

Devlet adına istatistik toplayan görevli kadının tavrı, Kıbrıs'ta toplumlar arasındaki yakınlaşmanın önündeki en ciddi mevzulardan biridir. Böylesi tavırlar içinde olanlarla çok karşılaştım. Geneli temsil etmedikleri kesin. Lakin 'devlet kafalılık' böyle bir şey.

Kısa bir süre önce AGİT öncülüğünde hazırlanan 'Basında ortak terminoloji sözlüğü'ne gösterilen tepkinin sebebi de bu... Devlet size bir lugat koyuyor, bir çerçeve çiziyor. Ve siz bunun dışına çıkamıyorsunuz!

Tarih eğitimi bizim gibi 'çatışmalı' topraklarda insan algısını ve düşünce şeklini belirler. Eğer 'alternatif tarih' yazılmaz, yazılanlar da okunmazsa, ezberlediklerinizle doğar, büyür ve ölene kadar o kalıptan çıkamazsınız.

Topu topu 56 sayfalık 'basın sözlüğü'ne güneyde tepeden tırnağa bütün çözüm karşıtlarının tepki koyması, üzerine oturdukları zemini kaybetme korkusundan kaynaklanıyordu.

İstatistikçi kadının tavrı da bunun bir izdüşümümden başka bir şey değil.

Kızın mantığı şöyle işliyor: 'Bir insan Kıbrıs'ta doğduysa Kıbrıslıdır. Kıbrıslı biri Yunanca bilmelidir. Çünkü Kıbrıslı demek Rum demektir.'

O yüzden şaşırdı Limasol'da doğduğuma...

'Nasıl olur da Yunanca bilmezsin sen!'

**

Kuşkusuz anketçi memurun tavrı devlete mal edilirse orta yerde çok ciddi insan hakkı ihlali de var.

Adama sorarlar 'Sen ne hakla dil ya da köken ayırımı yapıyorsun' diye...

Bırakın evrensel insan hakları belgelerini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ne olduğunu bile bilmiyor cumhuriyetin havaalanında anket yapmakla görevlendirdiği kız...

Bilmiyor ki 1960 tarihli Cumhuriyet Anayasası Yunanca kadar Türkçe'yi de 'resmi dil' sayıyor.

Bilmiyor ki o Anayasa'ya göre kendisi ne kadar Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşıysa, 1968 Leymosun doğumlu, yedi sülalesi Kıbrıs'ın Vuda ve Evdim köylerinden gelme ben de o kadar Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşıyım.

Bilmiyor, çünkü kendisine öğretmediler. Belli ki kendisi de öğrenmeye çalışmadı.

Ezberiyle büyüdü, öyle devam ediyor.

Ve Larnaka Havaalanı'nda Kıbrıs Cumhuriyeti'ni temsilen bana 'Nasıl olur da hem Leymosun'da doğdun, hem de Rumca konuşamıyorsun' diye posta koymaya kalkıyor.

Irkçılık, ayırımcılık yapıyor.

Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportumu yenilenmiş elektronik cihaz bir tamam okuyor, lakin yenilenmemiş anketör benim 'Kıbrıslı' olduğumu algılayamıyor, kabullenemiyor.

Teknoloji gibi kafalar da yenilenecek. Başka yolu yok.

Gadalavede; (Anlıyor musun?)

 

-----------------------------------------

(*)  YUNANCA BİLMİYOR MUSUN?