7 Ocak’ta yapılması beklenen erken genel seçim için start verildi artık…
Startla birlikte son yapılan ve ardı ardına açıklanan anket sonuçları da çeşitli şekillerde yorumlanmaya başladı.
Hem CMIRS hem de Gezici, araştırmalarını Ekim ayı içinde yaptılar. Anketlerde partilerin aldıkları oylar farklılık gösterse de ilk üç sırayı alan partiler iki ankette de aynı; UBP, CTP ve HP.
Anket sonuçlarından en ilginç olanları; DP’nin bir ankette barajı geçtiği görülürken diğerinde barajın altında kalması oldu. Daha da ilginç bir sonuç ise; Türkiyelilerin partisi olarak konuşulan YDP’nin bir ankette %0.6 oy alırken diğer ankette büyük bir farkla %6.3 oy alacağının gösterilmesidir. Hangisi doğru veya hangi sonuç daha yakın elbette ki seçim gecesi ortaya çıkacak ancak TDP’nin de aslında çok varlık göstermemesine karşın iki ankette de yükselen bir grafik izlemesi dikkat çekti.
Bir ilginç sonuç da HP’nin çok değişken bir grafik izlemesi oldu. Henüz kaygan bir zeminde hareket ettiği belli olan HP’nin tabii ki seçim için belirleyeceği adaylar belki bu zemini biraz daha güvenli hale getirir veya tam tersi olur, zeminin üzerinde durmak mümkün olmaz belki de!...
UBP, DP’nin aksine hükümet olanağından oldukça yararlanan ve bu süreçte oldukça kâr elde ettiği görülen parti olarak öne çıktı. Alışılmış olan hükümetteki partilerin güç kaybettiğidir ama UBP gibi partilerin hükümet sürecinden genelde kârlı çıktıkları yakın coğrafyamızdan da görülmektedir.
Çünkü bu gibi partiler hükümete icraat yapmak için değil, olan veya kalan devlet olanaklarını paylaşmak, dağıtmak ve taraftar kazanmak için gelirler.
Olumlu bir şeyler yapmak için bile olsa yapılan icraatlar mutlaka bazı kesimleri rahatsız ettiğinden bu süreçten yara almadan çıkmak çok mümkün değil. UBP bunu biliyor ve uyguluyor. Yani icraat yapmıyor, istenileni yerine getiriyor!
Öte yandan CTP, ilçelerde genişletilmiş ilçe meclislerini toplayarak seçim startını genel başkan Tufan Erhürman’ın heyecanlı konuşmalarıyla ilçelere yayıyor. Erhürman bu startı verirken slogan olabilecek bir söylemi var; “Denenmemiş olanı denemek için CTP’nin tek başına iktidarı gerekir.” Özellikle son zamanlarda “hepsi birbirinin aynı, geldiler de ne değişti” gibi yakınmalara karşı geliştirilen bu söylem aslında bir gerçekliğin altını kalın çizgilerle belirliyor. Gerçekten de hep koalisyonlarda yer alan ve ortaklığı yürütmek için de sırasında ortağın istekleri doğrultusunda hükümet etmeye çalışmak çoğu zaman olduğu gibi hatalı işin sorumluluğu ortağınızda olsa bile sizi zan altında bırakabilmektedir.
İşte bu gerçeklikten yola çıkan CTP, ‘denenmemiş olanın denenmesini’ istiyor ki bu da “CTP’nin tek başına iktidarı” mesajını geliştireceğe benziyor.