Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN)’in organizasyonuyla Türkiye’den deniz altından kabloyla elektrik getirilmesi konusunda KTAMS’ta toplantı düzenlendi.
Saat 14.30’da başlayan toplantıya bazı siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.
Toplantı öncesinde El-Sen Başkanı Umut Öksüzoğlu ile Türk-Sen Genel Başkanı Aslan Bıçaklı birer konuşma yaptı. Ardından Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Bankacılık ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Hasan Ulaş Altıok, elektrik tarifelerini ucuzlatmak için acilen yapılması gerekenlerle ilgili bir sunum yaptı. Altıok’un sunumunun ardından toplantıya geçildi. El-Sen Başkanı Umut Öksüzoğlu konuşmasında , Türkiye’den deniz altından adaya kabloyla elektrik getirilmesi konusunda ilgili bakan, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un yıl sonuna kadar anlaşmanın bitirilip 2,5 sene içerisinde de projenin bitirilmesinin düşünüldüğüyle ilgili söylemlerini hatırlattı ve geçmişte su konusunda yaşananların tekrar yaşanmaması için görüş alış verişinde bulunmak istediklerini kaydetti. Toplantının ilk adım olduğunu dile getiren Öksüzoğlu bu görüşmelerin süreceğini de ifade etti.
Türk-Sen Genel Başkanı Aslan Bıçaklı da, ülkeyi yönetenlerin toplumun malı olan kurum ve kuruluşları doğru dürüst yönetemediğini ya da bilerek ve isteyerek yapılması gereken yatırımları yapmadıklarını, o kurumları topluma hizmet veremez hale getirmeye çalıştıklarını ve sonra da “e ne yapalım bu kurumlar hizmet veremez onları satmamız lazım” dediklerini savundu.
Özelleştirmenin aslında satma olduğunu ifade eden Bıçaklı, “Yetkileri olmamasına rağmen toplumun değerlerini bir bir satmaya çalışırlar ve uzun dönemli kiralama da aslında satmanın başka bir adıdır” diye konuştu.
Bıçaklı, geçmişte verimsiz oldukları ve daha rantal olmaları gerektiği gerekçesiyle elden çıkarılan kurumları da sıraladı ve devletin kurum kuruluşlarıyla sivil toplum örgütleriyle toplumun bütününden oluştuğunu kaydetti. Bıçaklı, “Bir devlet düşünün ki hava yolu yok, hava alanı yok, suyu kendi kontrolünden çıkardı, turizm kendi kontrolünde değil, eğitim-sağlık nerdeyse özelleştirildi; bu topluma ne getirecek?” dedi.
Su Türkiye’den geldikten sonra halk tarafından önceden tonunun 2 TL’ye alınırken artık 6 TL’ye alınmaya başlandığını belirten Bıçaklı ve “Şimdi barajlar doldu, suya boğulduk nasıl olur da halk tonunu 6 TL’ye alır?” diye sordu.
Toplumun değeri olan bu gibi kuruluşlara sahip çıkmanın tüm toplumun görevi olduğunu belirten Bıçaklı, “Eğer verimsizliğe bakılırsa meclis başkanımız en verimsiz kurumun meclis olduğunu söyledi. Acaba onu da kiralar ya da özelleştiririler mi diye aklıma geldi” diye konuştu.
Tarifelerin ucuzlatılması
DAÜ Bankacılık ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Hasan Ulaş Altıok da toplantıda elektrik tarifelerini ucuzlatmak için acilen yapılması gerekenlerle ilgili bir sunum yaptı.
Altıok’a göre lektrik tarifelerini ucuzlatmak adına acilen yapılması gerekenler özetle şöyle:
“Yüksek kar oranı ile kurumu ve dolayısıyla toplumu sömüren AKSA Sözleşmesi iptal edilmeli. Sözleşme şu an iptal edilemiyorsa, yeniden görüşülmeli ve AKSA’nın kWh alım granti miktarının azaltılması yönünde girişim yapılmalı. Verimsiz santraller tamamen durdurulmalı ve yerlerine daha verimli santraller alınmalıdır. Vakit kaybetmeden kapasite artırma adına gerekli yatırım için uzun vadeli bir plan esasında gerekli çalışmalar yapılmalı.
Özel sektöre sağlanan ve dolaylı olarak toplum tarafından ödenen tarife imtiyazları kaldırılmalıdır.
Sendika hem adalet hem de şeffaflık adına maaşlarla ilgili tatmin edici açıklama yapmalı, eğer maaşlarda kurumu rahatlatacak bir düzenleme mümkünse ve çalışanlara sağlanan ayrıcaklıklı ödemeler varsa, kurumun sürdürülebilirliği adına sendika ve çalışanlar da gerekli katkıları koymalıdır.
Akıllı sayaçlardan tam anlamı ile faydalanabilmek ve malşiyetleri azaltmak adına peak ve off-peak tarife uygulamasına geçilmelidir.
Kıb-Tek’in gerek kamudan gerekse de belediyeden alacaklarının tahsilatını sağlamak adına adımlar atılmalı ve kurum borç yükünden kurtarılmalıdır.
Yenilenebilir Enerji Tüzüğü kamu faydası gözetecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Tüm bunların ve daha fazlasının sağlıklı olarak yapılabilmesi için kurum vakit kaybetmeden özerkleşmelidir.”
Riskler…
Kablo ile TC’den elektrik getirilmesi projesiyle ilgili görüşlerin de yer aldığı sunumda, kablo ile ilgili bilinmeyenler, sorular ve olası riskler bulunduğu savunuldu.
Elektrik üretimiyle ilgili “25 kuruş yalanı” olduğu da iddia edilen sunumda şöyle denildi:
“Kablo bedava bile olsa, TC elektriğe de para istemese, tüm ihtiyaç kablo ile karşılansa, arıza durumunda yedek güce ihtiyaç olmasa, üretim bölümünde çalışan tüm personelin işine son verilse yine de kablo ile ilgili olmayan yaklaşık 30 kuruşluk bir maliyet var. Bu 30 kuruşluk maliyet kablolu versiyonda düşürülecek veya sıfırlanacak ise bugün neden yapılmıyor.”