Serkan SOYALAN
Toplum olarak ne kadar sigara bağımlısıyız, bu kötü bağımlılıktan nasıl kurtulabiliriz? Tüm bu soruların cevaplarını Uzman Klinik Psikolog Tuğçe Denizgil ile konuştuk. Uzman Klinik Psikolog Denizgil bağımlılığın bir irade meselesi olarak görülmesinin aksine; bağımlılığın tedavi edilmesi gereken bir beyin hastalığı olduğunu söyledi.
Sigara bağımlılığı nedir?
Öncelikle bağımlılığı tanımlayarak başlayalım isterseniz. Bağımlılık, kişinin madde alımı üzerindeki kontrolünü kaybetmesini ifade eder. Dünya Sağlık Örgütü (WHO); madde bağımlılığını “kullanılan bir psikoaktif maddeye kişinin daha önceden değer verdiği diğer uğraşlardan ve nesnelerden belirgin olarak daha yüksek bir öncelik tanıma davranışı” olarak tanımlar. Diğer bir deyişle madde kullanımı bireye ve topluma zarar verici düzeyde bir davranış haline gelir. Sigara içme veya dumanının solunması zamanla kişide psikolojik ve fiziksel bağımlılık oluşturur. Tütünde esas bağımlılık yapan madde nikotindir. Sigara, daha çok alışkanlık yapıcı daha az zevk verici bir bağımlılık türü olarak kabul edilmektedir. Sigara; uyarıcı etkisi olan ve uyuşturucu madde bağımlılığı olarak değerlendirdiğimiz bir bağımlılık türüdür. Uzun süre alınan nikotin beynin çalışma düzenini, yani fizyolojik yapısını değişikliğe uğratır.
KOLAY ULAŞILIYOR
Ülkemizde sigara içme alışkanlığı verilerinin aktarıldığı bir araştırma var mı?
Gerek sigara bağımlılığı gerekse diğer psikoaktif maddelerle ilgili çalışmalar mevcuttur. Nikotin bağımlılığı ile ilgili en çarpıcı sonuç ise başlama yaşıdır. Nikotin bağımlılığını diğer maddelerden ayıran en büyük özelliği de kolay ulaşılabilir oluşudur. Kolay ulaşılabilir ve yasal bir madde olduğundan sosyal bağımlılığın da gelişmesine neden olmaktadır.
Sigara bağımlısının bu bağımlılığından tamamen kurtulma durumu söz konusu mu?
Birçoğumuzun bağımlılığı bir irade meselesi olarak görmesinin aksine; bağımlılık tedavi edilmesi gereken bir beyin hastalığıdır. Sigara içenlerin beyinlerinde zamanla nikotin alıcıları oluşur. Bu alıcılar uykuda bile açıktır. Kişi sigarayı bırakma kararı aldığı ve uyguladığı halde alıcılar oradan yok olmazlar. Dolayısı ile kişi yaşam boyu iyileştirme olan bir bağımlı olduğunu unutmamalı ve hayatını o şekilde şekillendirmelidir. Dolayısıyla hangi maddeye bağımlılık geliştiyse gelişsin kişi gerekli tedaviyi alsa dahi her zaman için onlarla yaşayan bir alıcı olduğunu ve tek bir nefes sigara ya da tek kadeh içkiyle “bağımlılık tekrar gelişmez ben kontrol ederim” gibi yanlış düşüncelerle bağımlılığı tekrardan geliştirebilmektedir.
SONUCU HASTALIKLAR…
Sağlık yönünden sigara içen bireylerin yaşadığı başlıca sağlık sorunları nelerdir?
Sigaranın etkileri ne kadar içildiğine, ne kadar süredir kullanıldığına, ne kadar güçlü ve ne tür tütün kullandığına, ne kadar derin içine çektiğine, sağlığının nasıl olduğuna ve kişinin ailesinde belli hastalıkların olup olmadığına bağlı olarak değişmektedir. İçer içmez ortaya çıkabilecek etkileri; kalp atışının hızlanması, kan basıncının artması, midenin asit üretmesi, böbreklerin az idrar üretmesi, beynin ve sinir sisteminin hızlı çalışması, sonra yavaşlaması, iştahsızlık, koku ve tat alma duyularının zayıflaması, akciğerlerdeki küçük saç benzeri liflerin ve havayollarının uygun çalışmaması, el ve ayak parmaklarına kan akışının zayıflamasıdır. Ayrıca; midenin bozulması, gözlerin sulanması, baş dönmeleri de yaşanabilir.
Eğer bir kişi uzun bir süreden beri içiyorsa; sık sık nefessiz kalmak ve öksürmek, dişlerin ve parmakların lekelenmesi, daha kırışık ve kuru bir ciltle, daha yaşlı gözükmesi, sigara içmeyen birine göre daha zor hamile kalmak.
Uzun süre içmekten dolayı ortaya çıkan hastalıklar ise şöyle sıralanabilir: Özellikle ciğerlerdeki ve kalpteki kan damarlarının daralması ve kalınlaşması, solunumla ilgili enfeksiyonlar, üşütme, kronik bronşit veya zatürree, astımın artması, mide ülseri, akciğere kan akışının azalmasından dolayı damar hastalıkları, kalp krizi ve kalp ile ilgili hastalıklar. Akciğer, böbrek, pankreas, gırtlak, mesane, rahim ve mide kanseri.
“Pasif içici” sigara kullanmayan biri sigara içen birinin sigara dumanını soluduğunda olur. İçmeseler bile pasif içiciler de akciğer kanseri olabilmektedirler. Pasif içici olmanın etkileri; sigara içilen ortamda ne kadar zaman geçirdiğine, odada ne kadar temiz hava olduğuna ve ne kadar sigara içildiğine bağlıdır.
RUHSAL SORUNLAR
Anne-babası sigara içen çocukların psikolojik yönden gelişimleri nasıl etkilenir?
Sigara içme, özellikle nedenleri açısından önemli bir ruhsal ve toplumsal sorundur. Sigara içme oranı ile yaş dönemleri arasında ilişkiden bahsedebiliriz. Yapılan bazı çalışmalarda 13-19 yaş grubundakilerin sıklıkla ruhsal toplumsal etkenlerle ilişkili olarak sigaraya başladığı bildirilmiştir. Toplumsal, ruhsal ve genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan sigara alışkanlığının daha çok çocukluk ve gençlik çağında kazanılan bir davranış olduğu, aile yapısı ve sosyal desteğin sigara ve diğer madde kullanımında etkili olduğu bildirilmiştir. Ergenlik döneminde kendisine model arayan bireyin, evde anne babadan, okulda sigara içen öğretmeninden ve arkadaşından etkilendiği belirtilmektedir.
Sizin de çalıştığınız merkezinizde sigara bırakma çalışmaları nasıl gerçekleşiyor
YDÜ Hastanesi Sigara Bırakma Merkezi’mizde IQS programı patentli R.I.S.E. (Reflection Instrument Scanning Electropulse) cihazıyla yapılan uygulama yanında, kişiye özel destek, takip ve özel danışmanlık hizmeti içeren güvenilir bir tedavi şekli uyguluyoruz. IQS programının altında yatan amaç, beynin kendini 'nikotinsizlik‘ durumuna adapte etmesi sırasında yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırarak, bağımlının sigaranın fizyolojik ve psikolojik bağımlılığından çok kolay bir şekilde kurtulmasını sağlamaktır. R.I.S.E cihazıyla bağımlının her iki kulağındaki belirli “refleks” noktaları çok düşük gerilimli elektrik akımıyla uyarılarak beta-endorfinler salgılatılmaktadır. Vücudumuzun doğal ağrı kesicisi olan beta-endorfinler sayesinde sigarayı bırakan kişi nikotin yoksunluğu sıkıntısıyla ve nikotin isteğiyle kolayca başedebilmektedir.