Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Ankara’dan talep edilen randevuda gecikmenin Türkiye’de yeni oluşan sistem ve Ankara’daki program yoğunluğundan kaynaklandığını, bunun da normal olduğunu açıkladı.
Maliye Bakanı Denktaş, muhalefetin iddia ettiği gibi iki ülke hükümetleri arasında hiçbir sıkıntı olmadığını vurguladı.
Bakan Denktaş, Kıbrıs’ta ve Türkiye’de hükümet kim isterse olsun bu ilişkiler hiçbir zaman bozulmaz. Mesele fotoğraf çekmek ise sabah uçağı ile gider, öğle uçağı ile geliriz” dedi.
Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Diyalog TV’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Mesele fotoğraf çekmek ise sabah uçağı ile gider, öğle uçağı ile geliriz”
Randevuda yalnızca Türkiye’de yeni oluşan sistem ve Ankara’daki program yoğunluğundan ötürü bu gecikmenin yaşandığını, bunun da normal olduğunun altını çizen Denktaş, muhalefetin bu konuyu başka yönlere çekmesine sert tepki gösterdi.
Denktaş, “Türkiye’de hükümet kim isterse olsun. Kıbrıs’ta hükümet kim isterse olsun bu ilişkiler hiçbir zaman bozulmaz ve aynı şekilde devam eder. Ama bazı sıkışıklıklar olur o nedenle randevu talebine cevap gecikebilir. Bir yandan iki ayağı bir pabuçta sırf gitmiş olmak için gidip geri gelmek var. Diğer yandan gidip orada kapsamlı bir toplantı yapmak, sorunları ciddi anlamda ele almak var. Biz ikincisini tercih ediyoruz. Mesele sırf gittik fotoğraf aldık, geri döndük demekse bazı arkadaşlarımız bunu zaten havalimanında gördüğünde yapıyor. Fotoğraf çekip ardından ‘görüştük’ de diyebiliyor. Mesele fotoğraf çekmek ise sabah uçağı ile gider, öğle uçağı ile geliriz” dedi.
“Evlerdeki yangının çok daha büyüğü ve kapsamlısı kamu maliyesinde de var…”
Kamu maliyesine de değinen Denktaş, şu anda en önemli sıkıntının tarıma yönelik ödemeler olduğunu belirtti. Denktaş, öngörülmeyen bir kuraklığın gündeme geldiğini, hayvan hastalıkları ile mücadele meselesinde aksaklıklar yaşandığını söyledi.
Denktaş, “Evlerdeki yangının çok daha büyüğü ve kapsamlısı kamu maliyesinde de var. Bu yangının etkilerini azaltmak için yoğun bir uğraş içindeyiz. Ancak elimizdeki enstrümanların kıtlığı bu noktada bizi zaafa uğratıyor da diyebiliriz” diye konuştu.
Denktaş, ‘Fiyat İstikrar Fonu, tasarruflar, ek mesailer, Vergi sisteminde bir takım değişiklikler’ gibi alınacak önlemlerden söz ederken, 12.11’lik hayat pahalılığı artışının öngörülmeyen 270 milyon TL’ye mal olduğunun altını çizdi.
Müteahhitlerin eylem uyarısına tepki: “Devlet aciz değil”
Denktaş, müteahhitlerin eylem hazırlığıyla ilgili olarak da, eylemlerle bir yere varmanın mümkün olamayacağını söyledi.
Denktaş: “Dövizden dolayı, müteahhitlerin kayıpları var mıdır? Evet vardır. Geçmişte kazandıkları oldu mu? Evet oldu. Peki, ama şimdi eylem yaparak ‘ben ihalelere katılmam’ diyeceksen ve ben de bu işleri yapmak zorundaysam formülünü bulurum. Devlet aciz değildir. Eylem tehdidiyle üstümüze geleceklerse buyursunlar gelsinler. O tehdidi yutarım ama önlemimi de alır, işleri de yaptırırım. Bir taraftan ‘hani kendimizi yöneteceğiz’ derken diğer yandan ‘bulacan, verecen annem’ çelişkilerinden artık kurtulmalıyız. Para basan bir makinemiz yok. Bu tür yaklaşımlardan vazgeçelim” dedi.
“Yepyeni bir teknik yöntem ile yolumuza devam edersek ülke tarımına harcanan 195 milyon hayli hayli yeter”
Tarım sektörünün gelmiş geçmiş bir sürü sorunu olduğunu, bunun bir kısmının çözüldüğünü, bir kısmını ise çözmek için çalışmalar yürütüldüğünü hatırlatan Serdar Denktaş, Ülke tarımına harcanan 195 milyon liranın yeterli olup olmadığının tartışıldığını, bugünkü yapı ile değil ama yepyeni bir yöntem ile yola devam edilirse 195 milyonun ülke tarımına hayli hayli yeteceğini söyledi.
“Milletvekillerinden tahsisatları aşağıya çektik, bunun ardı gelecek...”
Milletvekili maaşlarından kesinti konusuna da açıklık getiren Maliye Bakanı Serdar Denktaş; geçmişte ‘şu tedbirleri almamız gerekir’ dediğimizde sendikalar ayağa kalkar ‘ilk önce kendinizden başlayın’ derdi. Şimdi bu kez kendimizden başladık. Bunun ardı gelecek. Gelmek zorunda başka çaremiz yok. Biz milletvekillerinden hayat pahalılığını değil ama tahsisatları aşağıya çektik ve ağustos maaşı ile bu uygulama başlamış olacak” dedi.
Asgari ücret
Asgari ücretin belirlenmesi konusunda da sistem değişikliği vurgusu yapan Maliye BakanI, “Asgari ücretin belirlenmesi devletin gelir ve gider dengesine etki ettiği müddetçe bir denge kurmak zorundasınız. Devleti, asgari ücret belirlerken gelir ve gider kaybına uğratmamak için başka bir yönteme geçmemiz lazım” dedi. Denktaş, bu konuda Çalışma Bakanlığı ile uzlaştıklarını söyledi.
Denktaş, ektörel asgari ücretin de gündeme gelmesinin zamanının geldiğini belirtti.
Özel sektörde sendikalaşma…
Maliye Bakanı, özel sektörde sendikalaşmanın doğru bir yaklaşım olmakla birlikte sendikal mentalitenin de değişmesi gerektiğini yineledi.
Dokunulmazlıklar…
Programda DP’nin dışındaki hükümet ortağı üç partinin seçim öncesi ‘dokunulmazlıkların kaldırılması, yolsuzlukların üzerine gidilmesi’ gibi bir takım vaatlerinin hatırlatılması üzerine Serdar Denktaş; “Soruşturmaları pek tabii ki bakanlar yapacak değil. Gerekli ilgili yerler soruşturmaları yapıyor. Bakanlar tarafından da müdahil olmuyoruz ancak takip ediliyor. Bir sonuca ulaşacaktır” diye konuştu.
UBP Milletvekili Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili olarak Denktaş, “Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığı kaldırıldı ama gerçekten yolsuzluk yaptığına ve bir kazanç elde ettiğine inanmayanlardanım. Kendisine de söyledim ‘dokunulmazlığın kaldırılmasından korkmayın. Tam aksine destek verin ki kalksın. Çünkü başka türlü aklanmak mümkün olmaz’ dedim” diye konuştu.
“Müzakerele boşuna zaman kaybı”
“Kıbrıs konusu yeni bir sürece evriliyor. Endişeli misiniz?’ sorusunu yanıtlayan Maliye Bakanı Serdar Denktaş, dünya Kıbrıs sorununa yönelik kendi tavrını değiştirmediği müddetçe hiçbir şeyin olmayacağını söyledi ve “boşuna zaman kaybı” dedi.
Denktaş açıklamasını şöyle sürdürdü:
“ Rum tarafı tavrını açıkça ortaya koymadığı sürece ben masaya oturulması taraftarı değilim ancak illa ki oturulacaksa bilmemiz gereken bu süreç yine olumsuz sona ererse Kıbrıs Türkü’nün sonu ne olacak? Bunu artık BM’nin ortaya koyması gerekir. İstenilen ilelebet konuşmak ise biz hiçbir yere varmadan 500 yıl daha oturur konuşuruz. “Önemli olan belirsizliğin sona ermesi ve geleceği görebilmemizdir.”