Hafta içerisinde KTMMOB binasında Gazimağusa Belediyesi ile toplantı yaptık.
Belediye Başkanı, KTMMOB Başkanı, vizesi olan 4 odadan temsilciler ve İmar Şubesi toplantıya katıldı.
Toplantı sohbetleri sırasında eski dönemler konuşulmaya başlandı.
1999 Gölcük Depremi sonrasında ilk deprem yönetmeliklerinin uygulamaya geçtiği günler konuşuldu.
Düz demirler yerine nervürlü demirler kullanılmaya başlanmış, hazır beton uygulamasına geçilmiş, kolonlar genişlemiş, temeller büyümüş ve plakalar kalınlaşmıştı.
Tabii, bu geçiş sürecinde itirazlar ortaya çıkmıştı.
Eskiden tekil temeller ile ve “az demirli” yapılan binaların maliyeti bir anda artmıştı.
Ve doğal olarak şantiyelerden sesler çıkmaya başlamıştı:
“Neden bu kadar fazla demir beton koyuyorsunuz, iyice abarttınız”
Bugün bu demirlerin “abartma” olmadığını net bir şekilde biliyoruz.
Depremde binamızın bu demir ve betona ihtiyacının olduğunu net bir şekilde biliyoruz.
Zaman içerisinde bu “demirlerin gerekli olduğunu” kabullendik.
Dahası, depremler yaklaştıkça ve bizde de hissedilmeye başlayınca kendimizi “acaba benim binamda bu demirler tamam mı?” diye çaresizce sorarken bulduk.
Deprem anında hayatımızı kurtarmak için bu pratik gerekliydi, kabul ettik. Benimsedik.
Geçtiğimiz yıl Kahramanmaraş merkezli yaşanan deprem sonrasında artık bir diğer pratiğe de ihtiyacımız olduğunu teknik insanlar net bir şekilde söylüyor:
KTMMOB İLE UYGULAMAYA GEÇEN YAPI PROJE KONTROLLÜK PORTALI
Önemli bir adım olan bu sistemi henüz sadece dört belediye uygulamasına aldı.
Bu sistem depreme dayanıklı olarak tasarlanan binaların inşaat sırasında projeye uygun olarak inşa edilmesini sağlamak için yapılandırıldı.
Bunu da binanın depreme dayanıklı bir şekilde yapıldığını tescilleyecek belgeler ile yapmayı hedefledi.
Bu sistem sayesinde her adımda binanın inşaatı kayıt altında olacak ve fotoğraflar ile internet üzerine sisteme kaydedilecek.
Böylece ortaya çıkan şantiye defteri mal sahibine binanın sağlamlığı konusunda bir yeminli rapor sunacak.
Tabii, 99 depremi sonrasında inşaatlarımıza sözde “abartı” demir koymamız bizim için ek maliyete ve prosedür artışına sebep oldu. Bugün yapı denetimi de benzer bir rahatsızlığa sebep olacaktır.
Sonuçta mimarınızın ve mühendisinizin sürekli binanızı kontrol etmesi ve ispatlarını sizin de daha sonra inceleyeceğiniz bir arşive koymasını emek gerektirecektir.
Bu işlemleri yapmak için gereken zaman ve emek, mimari ve mühendislik hizmetlerinin ücretine yansıyacaktır..
Bir rahatsızlık olarak görünen bu adım aynen depremde binamızın güçlü durması için koyduğumuz “abartı” demirler kadar önemlidir. En az bu demirler kadar hayatidir.
1999 Gölcük Depremi öncesinde binamızda 15 demir kullanırken, bugün depreme dayanıklı olması için 25 demir kullanmamız deprem anında hayatımızı kurtaracaktır. Aynı şekilde depreme dayanıklı projenin yerinde uygulanmasını da deprem anında hayatımızı kurtaracak bir pratiktir.
Bu konu özelinde Gazimağusa Belediye Başkanı’nın yaklaşımı takdire şayandır. Bu yaklaşım yapı denetimi sistemine kayıtları olmayan ve bize binanın sağlamlığını kanıtlamayan inşaatları durduracağı yönündedir. Ve disiplinli uygulamaya kısa bir süre önce başlanmıştır.
Elbette her sistemde olduğu gibi bu sistemde de sıkıntılar vardır. Bu konuda vize hizmeti veren odalara da ruhsat makamlarına da çok fazla ödev düşüyor. Bizler bu ödevleri yerine getireceğiz.
Fakat bu sistem
Deprem anında tehlikeli olacak 260 m2’lik bir evde yaşamayı mı tercih ederdiniz,
yoksa sağlamlığı ile deprem anında sizin ve ailenizin canını koruyacak 230 m2’lik bir evde mi?
Bu soru aslında retorik bir sorudur,
Cevabı ise önerilenlerin ötesindedir.
KTMMOB Yapı Denetim Kontrollük Portalı desteklenmelidir,
ve bir an önce tüm ülkede uygulamaya geçmelidir!