Dere yatağındaki kazılara ara verildi...

Baf’ın Hulu köyünde iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün arandığı, Kayıplar Komitesi kazı ekibinin yürüttüğü kazıya, yağmurlar nedeniyle birkaç günlüğüne ara verildi. Köyün dışında bir dere yatağında yürütülen kazılar, dere yatağının yağmur

 

 

 

Baf’ın Hulu köyünde iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün arandığı, Kayıplar Komitesi kazı ekibinin yürüttüğü kazıya, yağmurlar nedeniyle birkaç günlüğüne ara verildi. Köyün dışında bir dere yatağında yürütülen kazılar, dere yatağının yağmurlar nedeniyle çamur olup kayganlaşmasından ötürü, kazılacak küçük bir yer kalmasına rağmen kazının devamını imkansız kıldı. Güneş çıkıp dere yatağı kurur kurumaz, Hulu’daki kazılara devam edilecek.

Hulu’da hatırlanacağı gibi 4 Şubat 1964’te üç Kıbrıslıtürk “kayıp” edilmişti: Bunlar, İsmail Emin, Mehmet Yusuf Londo ve Halil Abdullah idi. Yaşlı bir kadın olan Cemaliye Kamber de aynı gün bir mandrada öldürülüp naaşı çok kötü biçimde bulunmuştu.

Hululu rahmetlik Şevket Mustafa Anday Haziran 2011’de bize Hulu’da neler yaşandığını anlatmış, biz de bu sayfalarda Şevket Dayı’nın anlattıklarını yayımlamıştık. Şevket Dayı, kısa bir süre sonra vefat etmişti.

Hululu rahmetlik Şevket Mustafa Anday’ın bize anlattığına göre, Hulu karma bir köydü. Hululu Kıbrıslırum destebanın oğlu Kiriakos Konstantinu, Şubat 1964’te Pissuri’de bulunan öğretmen abisini ziyarete gitmişti. Baf-Kasaba’ya gittiği zaman burada bazı Kıbrıslıtürkler tarafından öldürülmüştü. Bu durum da köyde gerginliğe neden olmuştu. 3 Şubat 1964 akşamı, Hululu 147 Kıbrıslıtürk köyü terkederek Akkargı (Cidargu) köyüne sığınmıştı. Köyde dört kişi geride kalmıştı: Çok yaşlı, 90’ın üzerinde olan Cemaliye Ali Gambera, gene onun yaşlarında olan İsmail Emin ve Halil Abdullah Basto ve onlardan biraz daha genç olan Mehmet Yusuf...

5 Şubat 1964’te bazı Hululu Kıbrıslıtürkler, İngilizler eşliğinde Hulu’ya dönerek hayvanlarına bakmak istemiş, Cemaliye Ali Gambera’yı mandranın içinde öldürülmüş vaziyette bulmuşlardı. Fakat İsmail Emin, Halil Abdullah ve Mehmet Yusuf’un izine rastlamamışlardı.  Tam o anda Baflı Kıbrıslıtürkler’in öldürdüğü Hululu Kıbrıslırum destebanının oğlunun naaşı köye cenaze için getirilmişti, bu yüzden köyde bulunan Kıbrıslıtürkler zor durumda kalmıştı... Cemaliye Hanım’ın naaşını alarak Akkargı (Cidargu) köyüne gömmüşlerdi. Fakat cenaze esnasında tekrar saldırı altında kalmışlardı... Bunun üzerine Hululu Kıbrıslıtürkler, oradan da kaçarak Aksilu’ya (Aksu) gitmişlerdi. 4 Nisan 1964’te ise Aksilu’dan ayrılıp bu kez Stavrokonno’ya göçetmişlerdi. 1967’de Köfünye çarpışmaları ardından Kıbrıs’ta bir “yumuşama dönemi” başlayınca, bazı Hululu Kıbrıslıtürkler, köylerine gidip gelerek bağlarına bahçelerine bakmaya başlamışlar ama hiçbir zaman köye kesin dönüş yapmamışlardı.

Geçen yıl, Kayıplar Komitesi’nin Hulu’da yürüttüğü kazılarda, köyün Türk mahallesinin karşısında bulunan bir tarlada bir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanlar bulunmuştu. Hulu’ya son gidişimizde bu “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanların bulunduğu tarlayı da gördük.

Bu arada İsmail Emin’in akrabalarından birisi bizi arayarak, Hululu Kıbrıslıtürkler’in, üç köylülerinin “kayıp” edilmesinden sonra köylüleri Kıbrıslırumlar’la konuşarak onların nereye gömüldüğü hakkında bilgi edinmeye çalıştıklarını, kendilerine Türk mahallesinde tek bir barakanın bulunduğu yerin arkasındaki kuyuya gömülmüş olabileceklerinin söylendiğini anlattılar.

Bu konuda Kayıplar Komitesi yetkililerini de bilgilendirdik. Anlaşılan o ki, tek bir “kayıp” Kıbrıslıtürk’ten geride kalanların bulunduğu tarladan söz ediliyor.

Kayıplar Komitesi, iki “kayıp” Kıbrıslıtürk’ün Hulu’nun çıkışındaki dere yatağına atıldıkları yönünde bilgi sahibi olduğu için Hulu’daki dere yatağı son beş aydır kazılıyor. Eğer sözkonusu iki “kayıp” Kıbrıslıtürk dereyatağında bulunamazsa, o zaman “kayıp” İsmail Emin’in akrabalarının sözünü ettiği bölgedeki kuyunun araştırılması gerekecek. Bu konuda bizi arayan “kayıp” İsmail Emin’in akrabalarına çok teşekkür ederiz.

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri