Kıbrıs Türk medyası için tehlike çanları uzunca bir süredir çalmaya devam ediyor. Bu konuda gerek köşemde, gerek TV programlarında, gerek yazılı, gerek sözlü, gerek yüksek sesle, gerek sohbet ortamında, gerek resmi, gerek gayrı resmi, her yöntemle görüşlerimi ve çözüm önerilerimi dile getirdim.
Sadece ben değil, sektörün bütün temsilcileri ve ilgili sivil toplum örgütleri de basının sorunlarına parmak basan açıklamalar yayımladılar, görüşmeler yaptılar, yetkilileri çözüm üretmeye davet ettiler.
Genelde basın, özelde ise Kıbrıs Türk TV’lerinin sorunlarının temelinde bu ülkede –her ne hikmetse-önüne geçil(e)meyen ‘haksız rekabet’in yattığını daha kaç defa ve kimlerin söylemesi gerekiyor ki?
En son bizi toplantıya çağıran Meclis Bütçe ve Plan Komitesi’ndeki komite üyeleri de, genel kurulda çeşitli dönemlerde söz alan milletvekilleri de bu noktanın altını kalınca çizgiyle çizdiler.
Ülkeye her türlü mecradan yağan ‘beleş reklam’ın bu ülkede sadece medyayı değil, aynı zamanda eğitimi, kültürü, sporu, sanatı da olumsuz etkilediğini, çünkü sözü edilen alanların dünyanın birçok ülkesinde sponsorluklarla ayakta durabildiğini, gelişebildiğini izah ettik.
Ama sonuç alamadık.
Çünkü devlet mekanizmasının medyayla ilgili hem yapısal ve hem de düşünsel zafiyetleri var.
Bunların detayına girecek değilim.
***
2 Nisan 2009’da karasal mecrada ilk deneme yayınını yapan, 2010 yılbaşında da Türksat uydusuna çıkan Kanal SİM açısından, bu gece yarısından itibaren ‘yeni bir dönem’ başlıyor.
Gelinen aşamada, Türkiye TV’lerinin ‘beleş reklam’ yapmaya devam ettiği, bu nedenle buraya milyarlarca dolarlık mal ve hizmet satan Türkiye şirketlerinin KKTC medyasına ‘zırnık’ koklatmadığı bu koşullar altında Türksat’ta kalabilmek mümkün değildi ve bu akşamdan itibaren Kanal SİM bu işin ‘öncüsü’ olarak Türksat’taki yayınlarını durduruyor.
Bu tür kararları almak çok kolay değil. Zira kurulu bir düzen var ve o düzeni değiştirmek basit olmayacak.
Bununla birlikte, bu ülkenin ‘yayıncılık’ alanında ciddi bir vizyon eksikliği var ve aslında şimdi tam da bununla ilgilenmenin zamanı!..
Zira bu ülkede her ay Türksat’a 15 bin 500 Dolar (bugünkü kurla yaklaşık 45 bin TL) ödeyebilecek bir reklam geliri olan yayın kuruluşu yoktur!
Bunun en bariz örneği BRT’dir. Geçen hafta meclisten geçen BRT bütçesinde kesinleşen ‘yıllık reklam gelirleri’ 400 bin TL’dir. Yani aylık 33 bin TL…
2 TV kanalı, 5 radyosu, 500’den fazla personeliyle BRT’nin geliri buysa, özel TV’lerin ne kadar olabilir ki?
***
Yıllardır anlattık, yazdık, söyledik: Türkiye’den KKTC’ye gelen mal ve hizmetlerin reklamlarını Kanal D’den, NTV’den, Show’dan ‘beleş’ izlemeye devam ettikçe biz, sadece medyamız değil, o mal ve hizmetleri burada üretmeye çalışan yerli sanayicimiz de, esnafımız da ezim ezim ezilmeye mahkumdur!
Bir yandan ‘standart’, yani ‘kalite’ istiyoruz ve Türkiye’deki yayınlara veya ürünlere öykünüyoruz.
Ama diğer yandan üretimimizin, esnafımızın ev yayıncı kuruluşlarımızın hangi şartlar altında bulunduğunu hesaba katmıyoruz.
Hanya’yı-Konya’yı henüz anlamadı belki ülkeyi yönetenler, ama uzak değil: Pek yakında çözüm olur da Güney Kıbrıs’la kıyas yapmak zorunda kalırsak kendimizi ve hele bir de AB standartlarıyla, o zaman göreceğiz Hanya’yı da, Konyayı’da!..
***
Lafı uzatmaya gerek yok aslında…
Zor da olsa bir karar verdik ve bu gece saat 23.59’da Türksat uydusundan ayrılmış olacağız.
Bu ülkede birçok ‘ilk’e imza atmasının yanı sıra ‘kar amacı gütmeyen’ ve ‘toplu iş sözleşmesi’ ile yönetilen tek TV istasyonu olma özelliğini de taşıyan Kanal SİM’in bütün ekibi, bu gece başlayacak yeni sürece hazırdır.
Barış gazeteciliği, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne sarsılmaz saygı, etik kurallara riayet, ‘öteki’nin ve ‘güçsüz’ün yanında durma ve diğer ilkeleriyle ayakta durmaya devam etme kararlılığındayız.
Bir yandan KKTC’nin tanınmadığı Avrupa Parlamentosu’nun TV kanalı Europarltv’nin ‘Türkçe dile yayın yapan tek partneri’, diğer yandan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devlet kanalı PIK (CYBC) ile süren işbirliği ve pek yakında dünyanın en saygın birkaç yayıncı kuruluşundan biriyle başlayacak yeni işbirliği süreciyle Kanal SİM isteyen herkese ulaşmaya devam edecek.
Karasal analogda, dijitalde, internette, portalda, radyoda, akıllı uygulamalarda ve yenilenen teknolojinin her imkanında Kanal SİM hep var olacak.
Biz bütün ekip o zor kararı aldık ve derin bir nefes çektik.
Zor, uzun bir parkur belki, ama biz bu yarışa da hazırız.
Bugüne kadar ‘el bebek, gül bebek’ yaşamadık ki hiç!..