Bugünkü yazının odağını bir eğitim haberinden yaptığım alıntı oluşturuyor. İşte o haber:
* * *
Dünyanın en iyi eğitim sistemlerinden birine sahip olduğu düşünülen Finlandiya'da, eğitimciler radikal bir kararı uygulamaya karar verdi. Finlandiyalı yetkililer dersleri müfredattan kaldırmak istiyor. Fizik, matematik, edebiyat, tarih, coğrafya gibi dersler artık olmayacak.
Helsinki Eğitim Bölümü başkanı Marjo Kyllonen değişimi "1900'lerde uygulanan eğitim yöntemleri bir zamanlar faydalıydı. Ancak artık öğrencilerin ihtiyaçları farklı." sözleriyle ifade etti.
Geleneksel yöntemler yerine öğrenciler, olaylar ve fenomenleri disiplinlerarası bir formatta öğrenecekler. Örneğin İkinci Dünya Savaşı; tarihsel, coğrafi ve matematiksel bakış açısıyla incelenecek. "Kafede Çalışmak" gibi ilginç bir ders ile öğrenciler İngiliz dilini, ekonomiyi ve iletişim becerilerini öğrenecekler…
Sistem ilk olarak 16 yaşındaki son sınıf öğrencilerine sunulacak. Öğrenciler yetenekleri ve gelecekte yapmak istediklerini de göz önünde bulundurarak öğrenmek istedikleri konuları seçecekler. Bu şekilde öğrenciler, "Bu dersi neden alıyorum?" diye sormadan derslerini alacaklar.
Geleneksel öğrenci-öğretmen ilişkisi de bu sistemle değişecek. Öğrenciler sıralarında oturup öğretmenlerinin onlara soru sormasını beklemeyecek. Bunun yerine, problemleri oluşturdukları küçük gruplarda tartışacaklar. Kolektif çalışmayı öğreten Finlandiya'nın yeni eğitim sistemi ile öğretmenlere büyük bir iş yüklenecek. Bu nedenle öğretmenlerin maaşlarında da artışlar olacak. Değişimin 2020'ye kadar tamamlanması bekleniyor…
* * *
Eğitimde geleneksek anlayışı yıkan çok sayıda uygulamalar var. Ancak bir ülkenin eğitim sisteminin tamamını kapsayacak şekilde böylesi bir değişimin örneği pek fazla yok… Niyetim bu yeni anlayışı irdelemek değil ancak buradan yola çıkarak pek fark edemediğimiz bir konuya vurgu yapmak istiyorum.
Finlandiya, ortaöğretim kademesinde dünyada ilk sıralarda yer alan bir eğitim sistemine sahip. Hatta kimi eğitim bilimcilere göre “rüya eğitim sistemi” olarak tanımlanıyor. Aslında bu haber neden bu tanımı aldıklarının ispatı gibi…
Kendi eğitim sistemimize bakarak bu durumu çok kolay anlayabiliriz. Benzer bir uygulamayı biz de hayata geçirelim demiyorum ama bizdeki eğitim sorunlarına ve uğraştığımız konulara bir bakmanızı istiyorum. “Eksik öğretmen sorunu”, “eksik eğitim yöneticisi sorunu”, “eksik altyapı sorunu”, “eksik derslik sorunu” ve daha birçok eksikler, bir de siyasi kaygılarla alınmış onlarca karar…
Oysa bunların hiçbiri eğitim değil. Olsa olsa “eğitim yönetimi sorunu” diyebiliriz. Oysa eğitim başka bir şey…
Pek fark edemediğimiz ama eğitim sistemimizin en önemli sorununu söyleyeyim: Çocuklarımızın, aynı yaş grubundaki diğer ülke çocuklarından beceri olarak çok geride olmaları…
12 yıllık ilk ve ortaöğretim ve 4 yıllık yükseköğretim sonrasında yaklaşık 16 yıl İngilizce öğreten ama İngilizce konuşturamayan başka bir eğitim sistemi var mıdır?
12 yıllık eğitim süreci sonrasında bir tek müzik aleti çalmayı öğretemeyen, çok iyi dilbilgisi öğreten ama bir tek kitabı okutamayan, öykü, şiir yazdıramayan başka bir eğitim sistemi var mıdır?
Soysal bilimdeki olgu ve olayları iyice ezberleten ama bir türlü analiz yaptırmayı sağlayamayan ya da fen bilimlerinin ve matematiğin bütün formüllerini öğreten ama kendi yaş grubuna uygun öznel problemler için çözüm önerisi bile getirtemeyen başka bir eğitim sistemi var mıdır?
Sınavlara endeksli bir eğitim yapılanmasıyla okullar, çocukları üst öğrenime hazırlama işlevini dershanelere devretmiş durumda… Kişilik gelişimlerine tam anlamıyla destek olamamakla beraber ortaöğretim veya mesleki teknik öğretim kurumlarından mezun olan her öğrencinin gelir getiren bir işe yerleşmelerini sağlayacak becerilere sahip oldukları da söylenemez… Yani okullarımız en temel iki işlevini kaybetmiş durumdadır.
İşte eğitim sistemimizin en temeldeki sorunları bunlar… Bu sorunları çözmek için de geleceğe dönük anlayışlara köklü bir değişime ihtiyacımız olduğu ortadadır. Bu iradeyi gösterebilecek miyiz? Yoksa geleneksel uygulamalara devam mı edeceğiz? Çok kısa bir süre içerisinde bu kararı vermeliyiz…
----------------------------------------------
Anlayana Gülmece
Saatler Geri Alınacak
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki tüm saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Evdeki saatleri senden aldığımız için sana getirdim. Bunları geri alacaksun da…
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok... Ben de duydum ama sadece 1 saat geri alınacakmış. Sadece 1 tanesini alırım, diğerlerini almam.
---------------------------------
Aklınızda Bulunsun
İspanya’da Ödev Eylemi
İspanya'da Öğrenci Velileri Birliği Konfederasyonu, OECD’nin raporuna dayanarak ödevin zararlı olduğu iddiasıyla ödev boykotu başlattı. Konfederasyon Başkanı Jose Luis Pazos, yaptığı açıklamada "Çocukların okul dışındaki gelişimini engellediği için ödev kesinlikle zararlı. Eğitimde ipin ucunu kaçırdık ve çocukların boş zamanlarını ortadan kaldırdık" dedi.
İspanya'da genelinde 12 bin okulda örgütlü olan konfederasyonun başlattığı eylem kapsamında, veliler çocuklarına okula götürmeleri için üç mektup verecek.
Mektuplardan biri sınıf öğretmenine, diğeri de okul müdürüne yönelik. Bu mektuplarda, çocuklara hafta sonunda ödev verilmemesi istenecek.
Üçüncü mektupta ise eğitim bakanlığı yönelik; çocuğun ödevini yapmadığı belirtiliyor ve "Çünkü İspanya anayasası ailelere, aile yaşamları için en iyi olduğunu düşündüğü kararları alma hakkı veriyor. Okul aile yaşamına müdahale etmeli" deniyor.