“Dertmiş, tasaymış çok da şey etmeyin” yazısı!

Serhat İncirli

Solar storm!
Nedir solar storm?
Abi İngilizce bir ifadedir!
Doğru!
Peki Türkçesi nedir?
“Güneş fırtınası” diyebiliriz!

-*-*-

Güneş fırtınasını nasıl açıklarsınız?
Mesela “Ünal Üstel başkanlığındaki UBP’nin erken seçime gitmesi ve geçerli oyların yüzde 70’ten fazlasını alması” şeklinde açıklayabilir misiniz?
Hayır!
Açıklayamazsınız!
Türk siyasetinde, “UBP fırtına gibi esti” diyebilirsiniz ama “İngilizce”de, “seçim sonucu”nu fırtına ile açıklayamazsınız... 
İlla ki bir doğal olayla açıklamak isterseniz, “heyelan”la açıklayabilirsiniz mesela!
İngilizler, Üstel liderliğindeki UBP’nin yüzde 70’le erken genel seçim kazanmasına “heyelan gibi...” der!
Sildi süpürdü meselesi!
Ama araya girip ufak bir yorum yapalım, mevcut UBP şu anda erken genel seçime girerse, Kıbrıslı siyasi kültüre göre, “tumba” eder ki o da ayrı bir mesele!

-*-*-

Efendim, karıştırmayın KKTC siyasetini, sizlere bugün güneş fırtınasından bahsetmek istiyorum!
Neden mi?

-*-*-

Hemen açıklayayım... 
Açıklayayım ki, pahalılığı, enflasyonu, işsizliği, gelecek belirsizliğini, Tatar’ın antikalıklarını, çözümsüzlüğü çok da dert etmeyesiniz diye!
“Vay da acaba çocuklarım göç edecek mi?” diye düşünmeyesiniz!
“Donduk ama soba yakamıyoruz” diye ağlamayasınız!
Gibi!
(Hah, Exxen’den “Gibi”yi izleyebilirsiniz ama buraya not düşeyim...)

-*-*-

Kardeşlerim, 2025 yılında çok ciddi bir güneş fırtınası ile karşı karşıyayız!
Nedir güneş fırtınası?
En basit anlatımıyla güneş üzerinde meydana gelen patlamaların yol açtığı enerji akışıdır...

-*-*-

Daha önce de Dünya bu türden patlamalara tanıklık etti...
Her 11 yılda bir kez, bu patlamalar ciddi tehlike yaratıyor...
Ve bazı uzmanlara göre 2025 yılı, yani iki, bilemediniz iki buçuk sene sonra bu patlamayı yeniden yaşayacağız...

-*-*-

Bu patlama ne kadar büyüklükte olacak?
“Milyarlarca nükleer bomba büyüklüğü”nde!

-*-*-

Peki bizi nasıl etkileyecek?
Yine konunun uzmanlarına göre tüm Dünya’da internet kesinlikle “off” olacak!

-*-*-

Eskiden de internet mi vardı?
Doğrudur!
Yoktu da size iki örnek vereyim;
1 – 83 yaşındaki annemin en yakın arkadaşı Facebook... İnternet giderse, annem ne yapar?
2 - Ve Amerika Birleşik Devletleri'nde internet sadece bir günlüğüne kesintiye uğrarsa, yalnızca bu ülkede tahmini olarak 7 milyar dolar (yaklaşık 131 milyar TL) zarar oluşur... 

-*-*-

İnternet gitti, tamam, online uçak bileti falan alamadık, online kıyafet sipariş edemedik, mail gönderemedik, Facbook battı, Instagram söndü, Twitter gitti... 
Aaaa, olur mu?
Abi bizim zamanımızda “lingiri” vardı!
Siz de sokağa çıkın, matsas götsas andirilitsas biraz!

-*-*-

Ancak solar storm sadece interneti götürmeyecek!
Elektrik sistemleri de tehlikede!
Mesela en son 1989’da “solar storm” olduğunda, Kanada’nın Quebec eylaetinde tam dokuz saat elektrikler tamamen gitmiş!
“Bizde solar storm olmadan çok daha uzun süreler gitti, alışığız” dediğinizi duyar gibiyim de bu kez öyle olmayacak!
Yani sorun, rüşvetli – ihalesiz akaryakıt alındıydı da bu akaryakıt kötüydü da gara duman çıkarıyordu da falan değil!
Cuuf, diye lambalar sönecek!
Her yer karanlık!
Haliyle çok zor, hatta imkansız!

-*-*-

Daha fazla uzatmaya gerek var mı bilmiyorum ama “solar storm”la alakalı makaleler okumayın bence!
Ben okudum, bir anda Ersin fanatiği, Ünal abi sevdalısı oldum!
Çok da şey etmiyorum yani!
Allah onlara da sağlık versin, bol para, mevki, makam ihsan eylesin!
Hep birlikte ölmek de var yani!
Hatta bence, yarın herkes işi bıraksın!
Sokağa dökülelim, ne bulursak yiyelim, ne bulursak içelim!
Şunun şurasında 2, bilemediniz 2 buçuk senemiz kalmış!
(Not: Bu yazı çok ciddidir. Şaka değildir).


Önyargısız, oturup konuşmak lazım!

Mine Atlı... 
“Mehmet Harmancı, TDP’nin doğal lideridir, başka parti kurmasına gerek yoktur” dedi...
Bence de böyledir...
Mine Atlı ayrıca, HP’den ayrılan vekillerimiz Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers’a kapılarının açık olduğunu söyledi...
Çok güzel bir çıkış...
Ülkenin özlediği sıcaklıkta bir tavır...

-*-*-

Olur veya olmaz, başka şey...
Harmancı liderliğinde, Gülşah Sanver Manavoğlu’nu da kucaklayan hatta daha önce de yazmıştım, Kudret Özersay’ı da kapsaması gereken bir hareketlenme... 

-*-*-

Yıkmadan, kırmadan, kızmadan...
Kapı kapatmadan...
Hemen alevlenmeden... 
Oturup konuşmak lazım...
Önyargısız...

-*-*-

Haaa yok hayır, herkes kendi yoluna gider, yeni parti de kurulur, HP de olduğu gibi kalır, Ayşegül Baybars ve Jale Refik Rogers kararsız durur, TDP kapıları açık bekler mi?
Ona da bir diyeceğim yoktur...
Paşa gönüllere de saygım çoktur!


Çok büyük kayıp

1946 Malya doğumlu Ünal Çağıner’i kaybettik...
Gerçek bir çınarımız daha devrildi...
Bir gün ilk gençliğimizin Acapulco Plajı’ndaydık, 80’li yılların ortası... 
Köylüm Hasan İslamoğlu bacanağıydı...
Tanıştırıldık...

-*-*-

Amcamın ve dayımın Erenköy mücadelesinden ve Ankara’dan arkadaşıydı...

-*-*-

Derken gazeteciliğe başladım...
1990’ların başına UBP’nin, merhum Rauf Raif Denktaş ile kavgaya başladığı dönemde, üç ilçe başkanından biriydi...
Aktif siyasetten çekildi ama siyasette hep aktif kaldı... 
Yıllarca, yakın arkadaşları ile UBP’ye yön ve şekil verenler arasında yer aldı...

-*-*-

Ve tabii ki turizmde en büyük markayı yarattı...
Acapulco adı O’nunla büyüdü, emin ellere teslim edildi...

-*-*-

Siyasette, turizmde, yatırımda ve ülke sevgisinde dersler aldığımız biriydi hep...
En son, bu fotoğrafı da çektiğimiz üç yıl kadar önceki söyleşimizde “çok sert eleştirileri” vardı yönetenlere... 
“Beceriksizlik” anlamında...

-*-*-

Çekimi bitirdik, her zaman yaptığımız gibi fasulyemizi yedik, tam ayrılırken, “yayınlamayalım bu söylediklerimi...” dedi...
“Çekinmeyin, korkmayın” demeye kalktım; “... Kimden? Bunlardan mı?” dedi ve gülümsedi... 
“Sohbet etmiş olduk, görüştük, yine gel, beklerim...” diye ekledi...

-*-*-

Bu ülke için çok ciddi ve büyük bir kayıptır...
Allah rahmet eylesin...
Geride bıraktığı evlatlarına ve tüm sevenlerine başsağlığı dilerim...