Gerek kamu gerekse özel sektör çalışanlarımızın daha yüksek alım gücüne kavuşması ve daha kaliteli bir yaşam sürebilmesi için yürünmesi gereken bir yol var.
Hayat pahalılığının üzerinde maaş artışlarının gerçekleşeceği koşullara ulaşacağımızı biliyoruz!
İnanıyoruz, programlı çalışıyoruz ve ilkeli duruştan taviz vermiyoruz!
Hayat pahalılığı ile ilgili 2015 için öngörülen düzenleme bir başlangıçtı...
Hükümet, 2015’te (Ocak ve Temmuz aylarında ayrı ayrı) hayat pahalılığından doğacak mükellefiyetini çalışanlar arasında eşit şekilde pay edecek. 2011 sonrası istihdam edilen kamu çalışanları için ilave refah artışı da yapılacak.
Ocak ve Temmuz 2015’te altı aylık enflasyon oranlarını şimdiden bilmek mümkün olmadığından 2015’in başında ve ortasında hangi baremin ne kadar artış alacağını kesin olarak hesaplamak da mümkün değil.
Yeni düzenlemenin kolay anlaşılması için varsayımlar üzerinden hesaplamalar yapılabilir.
Örneğin, 2011 sonrası istihdam edilmiş bir ilkokul mezununu ele alalım.
Başlangıç maaşı 1,880 TL civarı…
Eski hayat pahalılığı uygulamasına göre;
Ocak ve Temmuz 2015’te son altı ayın enflasyon oranı %2 olsaydı, söz konusu altı ay için yaklaşık 37-38 TL; enflasyon oranı %2,5 olsaydı, yaklaşık 47 TL; enflasyon oranı %3 olsaydı, yaklaşık 56-57 TL; enflasyon oranı (Ocak-Haziran 2014’teki gibi) % 5’e yakın olsaydı, yaklaşık 93-94 TL artış alacaktı.
Yeni uygulamaya göre bu çalışanın Ocak ve Temmuz 2105’te (Temmuz’daki hesaplamada Ocak’taki artış göz ardı edilerek) alacağı artış şu şekilde olabilir:
Enflasyon oranı %2 olursa, yaklaşık 103 TL; 20-25 TL refah artışı ile birlikte 128 TL.
Enflasyon oranı %2,5 olursa, yaklaşık 129 TL; 20-25 TL refah artışı ile birlikte 154 TL.
Enflasyon oranı %3 olursa, yaklaşık 155 TL; 20-25 TL refah artışı ile birlikte 180 TL.
Enflasyon oranı %5 olursa, yaklaşık 258 TL; 20-25 TL refah artışı ile birlikte 283 TL.
Bu varsayıma dayalı hesaplamaya göre başlangıç maaşı 1,880 TL civarı olan bir ilkokul mezunu kamu çalışanının 2015’in Ocak ve Temmuz aylarında ayrı ayrı alacağı artış oranları enflasyon oranı ile sabit olmayacak ve enflasyon oranı %2 olursa yeni uygulamaya göre %7; enflasyon oranı %2,5 olursa %8-8,5; enflasyon oranı %3 olursa %9-10; enflasyon oranı %5 olursa da %15 civarı artış alacak.
2014’ün son 5 ayının enflasyon oranı %2,04 çıktı. Kasım 2014’teki enflasyon oranı eksiydi. Aralık 2014’te de yüksek bir enflasyon oranı beklenmiyor. Bu durumda 2015’te söz konusu çalışanın Ocak’ta %7, Temmuz’da %10 artış alacağını “varsayarsak”, kaba bir hesaplamayla 2015 yılında alacağı artış %17’nin üzerinde olacak.
Enflasyon oranlarına bağlı yeni bir eşitlikçi düzenlemeye gidildi.
Bu yeni düzenleme turnusol kâğıdı işlevi gördü.
Halkımızın kayda değer bir kesimi kamuda çalışmayan insanlarımızın beklentilerini karşılamak için ne yapılmakta olduğunu sorguladı.
Kamu çalışanlarının çok büyük bir kesimi yolda, sokakta, gittiğimiz her yerde düzenlemeyi takdirle karşıladığını belirtti.
Pek çok sendikacı (haklı olarak) “yetmez ama evet” şeklinde karşıladı yeni düzenlemeyi.
Birkaç “istemezükçü” bu yeni düzenlemeyi çaptan düşürmenin yollarını arayıp durdu. Kimisi “yetmez ama evet” diyenlere çattı, kimisi yeni düzenlemeyi halka anlatmaya çalışan siyasilerin üzerine oynadı.
Annan Planı sürecinden umduğunu bulamayıp alışılagelmiş siyasetçi-vatandaş/zümre ilişkilerinden medet umar pozisyona savrulan toplumumuz 2010’da “Eroğlu” demişti. Bu yeni düzenlemeye gelen tepkiler, Nisan 2015’e 3,5 ay kala, “bireysel ya da zümresel kurtuluş mu toplumsal kurtuluş mu?” sorusuna yanıt niteliğindeydi.
4,5 yılda toplumumuzda çok şeyler değişti.
Derviş Eroğlu yalnızlaştı…