BİR POLEMİK
Siyaset sahnesi dün yeni bir polemiğe sahne oldu, hükümet ortaklarından iki partiye mensup iki isim birbirlerine ‘sert’ göndermelerde bulundu.
BRT’de yayınlanan Birinci Boyut’a konuk olan CTP Milletvekili Doğuş Derya, ‘tartışılan’ Vicdani redde ilişkin düzenlemeyi içeren yasa tasarısını görüşüleceği Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi’nin de başkanı…
Derya, Vicdani Ret ile ilgili Askerlik Değişiklik Yasa Tasarısı'nı 6 veya 13 Şubat 'ta komitede görüşmeye başlayacaklarını söylerken, ‘bu konuda acelemiz yok’ diyen Başbakan Yardımcısı ve Dış işleri Bakanı Kudret Özersay’ı ‘yalpalayıp çark etmekle’ suçladı.
Derya Kıbrıs Konusu bağlamında Akıncı- Özersay tartışmalarını da değerlendirdi, Özersay'ı eleştirdi... “Özersay gereğinden fazla, çok konuşuyor” diyen Derya’ya Özersay’ın yanıtı gecikmedi ve oldukça da sert oldu… Sosyal medya hesabından Derya’ya gönderme yapan Özersay, Derya’yı ‘boş konuşmakla’ suçladı.
“Neden bundan korkuyorlar anlamış değilim…”
Vicdani Redde ilişkin Yasa Tasarısı’nın ivediliği olmadığı için 30 Ocak’ta halkın bilgisine getirilme süresinin dolması ile komite gündemine alınacağını söyleyen Derya, komitede görüşülmüş birçok yasa olduğunu ve sıranın zaten ‘vicdani redde ilişkin yasaya geldiğini’ belirtti.
Derya, “Doğrusunu isterseniz neden bundan korkuyorlar anlamış değilim. Komite aslında Sayın Özersay’ın yürüttüğü Askerlik Değişiklik Yasasını görüşecek, Hükümet’ten geldi.
Komite süreci işin mutfağıdır… Güvenlik Kuvvetleri’dir, Vicdani Ret İnisiyatifi’dir, ilgili sivil toplum örgütleridir, bilirkişi olarak hukukçular da çağrılacak ve tüm partilerin görüşlerini ifade etme olanağıyla bu tartışılıp sonuçlandırılacak. Bundan korkmamak lazım…” şeklinde konuştu.
“Ucuz milliyetçilik yapmaya çalışanlar var…”
Vicdani reddin bir hak olduğuna ve uluslararası metinlerde de tanındığına işaret eden Derya, “Saptırılıyor, istismar ediliyor, bunun üzerinden ucuz milliyetçilik yapmaya çalışanlar var, bilgi kirliliği yapmaya çalışacak vicdani retçileri toplum, devlet düşmanı gibi göstermeye çalışanlar var… Vicdani ret siyasi, ahlaki veya dini bir tercih olabilir… Bunun upuzun bir tarihi var” ifadelerini kullandı.
Derya, “Kafa kafaya verip, en demokratik şekilde, her tarafı göz önünde bulundurarak bir irade ortaya koymamız gerekiyor. Toplumu bölecek bir şey yok. Kutuplaşmadan medet umanlar var. Siyasi rant elde ediyorlar. Ona göre seçim hesapları yapıyorlar, tabanlarına bir takım mesajlar veriyorlar. Bunlar ucuz siyasettir…” ifadelerini kullandı.
Doğuş Derya Yasa Tasarısı’nın çalışma süresine ilişkin Pembe Paşaoğluları’nın sorusuna da yanıt verdi, “Bence bunun en kısa sürede, en teferruatlı şekilde çalışılarak tamamlanması gerekiyor” dedi.
Yalpaladı, ÇARK ETTİ!..
“Bu konuda kendi seçmen tabanına bir takım mesajlar vermek isteyenler bir takım yalpalamalar yapabiliyorlar, onu gördüm. Sayın Özersay bunun çalışmasını yürüten kişiydi, sonra bir çark etme söz konusu oldu, bir gidip gelme söz konusu oldu. Korkacak bir şey yok, kendi tabanına da anlatabileceği bir süreçtir Meclis Komitesi süreci…”
Samimice çalışacak milletvekillerinin yanı sıra, çalışmaları ‘sabote’ etmeye çalışan milletvekilleri de olacağı görüşünü de belirten Derya, yasa tasarısının 6 Şubat veya en geç 13 Şubat tarihli toplantının gündeminde olacağını ifade etti.
Doğuş Derya, “Kendi akışı içinde tatlı tatlı götüreceğiz. Kimse sıkıntıya girmesin, hayatlarında komiteye adımlarını bile atmamış bazı milletvekilleri ‘yok Haziran’da tamamlanacak, yok Mayıs’ta tamamlanacak gibi tarih de veriyorlar… Daha dün girmişsin Meclis’e, bir kere bile komitede emek sarf etmemişsin siz nerden nereye çıkıyorsunuz da bir de komiteye tarih biçiyorsunuz, komitenin çalışma seyrinin nasıl olduğunu bile bilmiyorsunuz” sözleri ile yasa tasarının komitede görüşülme sürecine ilişkin yorumlarda bulunan bazı milletvekillerine de gönderme yaptı. Derya, “Komiteye güvensinler, aldığım yasaları bitirmekle de namlıyım” diye de ekledi.
‘Özersay, Tahsin Ertuğruloğlu gibi…’
Derya Kıbrıs Konusu bağlamında Akıncı- Özersay tartışmalarını da değerlendirerek, Özersay'ı eleştirdi... Derya’nın ifadeleri oldukça sivriydi…
“Sayın Özersay gereğinden fazla çok konuşuyor. Dış işleri Bakanı olarak verdiği bazı beyanatlar Hükümet Protokolü’ne aykırı. Kendisinin zaten federal bir çözümü savunmadığını, konfederal bir çözüm istediğini, yani geçmişte Tahsin Ertuğruloğlu bey nasıl konuşuyorsaydı, Sayın Özersay’ın da o minvalde görüşleri olduğunu biliyoruz. Halkın Partisi Başkanı olarak bunları söylemesinde hiçbir sorun yoktur, aday olmak isterse de bu demokrasidir, tabi ki çıkacak aday olacak, oyunu talep edecek. Fakat Dış İşleri Bakanı olarak attığı bazı adımlar ve verdiği bazı demeçler, hükümetin içinde bulunduğu 4 partiyi temsil etmiyor. Bizim CTP olarak duruşumuz bellidir, iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğe dayalı federal çözümdür…
Verdiği mesajlar hükümetin içinde bulunduğu 4 partiyi temsil etmiyor. HP adına konuşabilir ama CTP federasyon tezini savunuyor. Başbakan bu konuda konuşmalı. Sayın Özersay belki çatı aday olmak istiyor diye bir takım manevralar, hesaplar yapıyordur, belki UBP ile flörtleşmeleri olabilir. Halkın partisi biraz heterojen, biraz eklektik bir parti… Çok milliyetçi insanlar da var tabanında, sosyal demokrat insanlar da var. Belki onlara mesaj vermeye çalışıyor… Ben onun adına yorum yapamam. Cumhurbaşkanı ile istişare yerine medya önünde bunu yapmasını yanlış buluyorum. Görevinin ağırlığını da tesis etmesi gerekiyor.
Biz partimiz ekseninde Sayın Başbakan'dan ricada bulunduk. Kendisi ile konuşacak. Sayın Özersay ne kadar anti federaliste ben de o kadar federalistim. Ama bunları kamuoyu önünde tartışmıyorum” diyen Derya’ya Özersay’dan jet yanıt geldi…
Özersay, “Biz Dışişleri Bakanı olarak gecemizi gündüzümüze katıp görevimizi yapmaya çalışırken bir milletvekili “ÖZERSAY ÇOK KONUŞUYOR” diyerek aslında BOŞ KONUŞUYOR. Bu ülkenin bu anlamsız tartışmalarla kaybedecek zamanı yoktur. Bu türden polemikler üzerinden prim yapmaya çalışanlar benim muhatabım değildir” dedi.
İki siyasinin ‘çok konuşan’, ‘boş konuşan’ atışmasının ardından ‘son konuşan’ kim olacak, bekleyip göreceğiz…
BİR ALINTI: 3.150 TL yeterli mi? Elbette değil ancak asgari ücrete yapılan bu artışla bakanın emekçiye daha yakın bir duruş sergilediği görünüyor... Daha iyisi için mücadeleye devam.. (ALİ KİŞMİR)