• "Kıbrıslı Rumlar, Ermeniler ve Maronitler de kaybetti, evlerinden kovuldular, mülklerinden oldular, tecavüze uğradılar"
• “Kilise ilk defa 74 yılında kürtajı serbest bıraktı."
Yenidüzen (Özel)
Mecliste devam eden 2015 yılı bütçe görüşmeleri farklı tartışmalara da sahne oluyor. Meclis Genel Kurulu’nda Dışişleri Bakanlığı bütçesinin görüşüldüğü sırada Zorlu Töre ile Doğuş Derya arasından yaşanan gerginlik sırasında, CTP-BG Milletvekili Doğuş Derya’nın “Kıbrıslı Rumlar, Ermeniler ve Maronitler de kaybetti, evlerinden kovuldular, mülklerinden oldular, tecavüze uğradılar” sözleri meclisteki bütçe görüşmelerine damgasını vurdu. Derya, “Kilise ilk defa 74 yılında kürtajı serbest bıraktı. O kadar çok Kıbrıslı Rum kadın vardı ki tecavüze uğrayan” dedi. Zorlu Töre’nin çözüm karşıtı konuşmasının ardından kürsüye çıkan Derya, faşizmin faşizmi beslediğini hatırlattı ve resmi tarih içerisinde bir sürü hikayenin sessizleştirildiğini söyledi. “Kilise ilk defa 74 yılında kürtajı serbest bıraktı. O kadar çok Kıbrıslı Rum kadın vardı ki tecavüze uğrayan” şeklinde konuşan Derya, kendi hakikatlerimizi haykırırken bir başkasının da acı çektiğini, görmezden geldiğimiz kişilerin de insan olduğunu barışı da savaşı da insanların yaptığını unutmadan konuşmak gerektiğini anlattı.
Töre: “KKTC Kıbrıslı Türklerin en büyük bayramı”
Dışişleri Bakanlığı bütçesinin Meclis Genel Kurulu’nda görüşülürken söz alan Zorlu Töre konuşması sırasında Kıbrıs sorununa değindi, “Kıbrıslı Türklere yeniden saldırılmayacağını nereden bilelim?” dedi. Kıbrıs Türk halkının egemenlik haklarının tanınması gerektiğini dile getiren Töre, KKTC’nin Kıbrıslı Türklerin en büyük bayramı olduğunu ifade etti. Töre, çözüme mahkûmuz ifadesinin yanlış olduğunu iddia etti, “ne olursa olsun çözüm olsun” tavrının yanlış olduğunu belirtti.
Derya:“Kilise ilk defa 74 yılında kürtajı serbest bıraktı. O kadar çok Kıbrıslı Rum kadın vardı ki tecavüze uğrayan”
Töre’nin ardından söz alan CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, faşizmin faşizmi beslediğini dile getirerek, Kıbrıs Rum milliyetçilerinin söylemleriyle Kıbrıs Türk milliyetçilerinin söylemleri arasında fark olmadığını anlattı.
Resmi tarih içerisinde bir sürü hikayenin sessizleştirildiğini dile getiren Derya, resmi tarihin bu ülkeyi yöneten ve bundan fayda sağlayanların işine yaradığını kaydetti.
Derya “Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülüyor ama Kıbrıs sorunuyla çok doğrudan bağlantılı”dedi. “Biz bu sorunu yarım asırdan fazladır yaşıyoruz” diyen Derya, meclis koltuklarında oturanların bir kısmının bu sorun başlarken doğduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti; “Bir kısmı bu sorunun içinde öldü, bir kısmı bu süreç içinde elini kana buladı bir kısmı elini kana bulayanlardan çekti, elini kana bulayanların bir kısmı utandığı için sustu, elini kana bulayanlardan çekenlerin bir kısmı korktuğu için sustu.” “Bu ülkede birlikte bir yaşam tahayyül etmenin önü bu suskunluktan kapandı” diyen Derya, Kıbrıs’ta kaybedenin sadece Kıbrıslı Türkler olmadığını Kıbrıslı Rumlar, Ermeniler ve Maronitler’in de kaybettiğini, evlerinden kovulduklarını, mülklerinden olduklarını, tecavüze uğradıklarını anımsattı. “Kilise ilk defa 74 yılında kürtajı serbest bıraktı. O kadar çok Kıbrıslı Rum kadın vardı ki tecavüze uğrayan” şeklinde konuşan Derya, kendi hakikatlerimizi haykırırken bir başkasının da acı çektiğini, görmezden geldiğimiz kişilerin de insan olduğunu barışı da savaşı da insanların yaptığını unutmadan konuşmak gerektiğini anlattı. Federal tezin bir Kıbrıs Türk tezi olduğunu anlatan Derya, bunun Rum şövenistlerinin tezi gibi sunulduğunu ancak bunun doğru olmadığını dile getirdi.
Sadece Rum şövenistlerini dinleyerek Güney’de yaşanan olumlu gelişmelerin göz ardı edildiğini anlatan Derya, PIK televizyonunda 63-74 arası mağdur olan Kıbrıslı Türklerin sorunlarının tartışıldığını dile getirdi.
“Ganimet rejiminin taşları yerinden oynayacak, bundan korkuyorlar” diyen Derya, çözüm için gerekli iradenin ortaya konmasını istedi.
Federalist görüşün şovenizme karşı durduğunu anlatan Derya, milliyetçiliğin savaş getireceğini dile getirdi. Derya, resmi tarih dışındaki kaynakların da dile getirilmesi gerektiğini anlattı.
Töre cevap verdi…“Kıbrıslı Rumların tecavüze uğradığı doğru değil”
Doğuş Derya’ya yanıt vermek üzere yeniden kürsüye çıkan Töre, Kıbrıslı Rumların tecavüze uğradığı ifadesinin doğru olmadığını söyleyerek, Türk ordusunun tecavüzcü ilan edilmesinin kabul edilebilir olmadığını ifade etti.