Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçim döneminin sona erdiği tarihten (Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin bittiği tarihten) önceki 60’ıncı gün, seçimin başlangıç günüdür ve seçim döneminin son gününden önceki Pazar günü oy verilir.
Yasa gereğidir bu.
Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın gereği!
Seçim takvimi uyarınca, seçimin başlangıç günü olarak ilan edilen tarih aynı zamanda, seçim yasaklarının başladığı tarihtir de.
Yani devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri, yerel kuruluşlar ve bunlara bağlı daire ve müesseseler ve ortaklıklar ile diğer kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar ve Siyasal Partiler Yasası’nın 10’uncu maddesi kapsamına girenlerin, örneğin;
- Her türlü araç, gereç, ve olanaklarını bir siyasal partinin veya adayın emrinde veya herhangi bir siyasal faaliyette çalıştırmaları, kullanmaları veya kullandırmaları yasaktır.
- Bir siyasal partinin veya herhangi bir adayın lehinde veya aleyhinde veya yurttaşın oyunu etkilemek amacıyla her türlü yayında bulunmaları yasaktır.
- Yurt içinde yapılacak gezilerde makam araçlarının veya resmi hizmet araçlarının kullanılması yasaktır.
- Adayların yurt içinde yapacakları gezilere herhangi bir kamu görevlisinin katılması yasaktır.
***
Seçim takvimi açıklandı dün.
19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için yasal süreç, 22 Şubat itibarıyla başlıyor.
Yani seçim yasaklarının başlangıç tarihi de, buna göre 22 Şubat.
Yani adaylar ve siyasi partiler, 22 Şubat’tan itibaren, bir kısmı yukarıda sıralanan yasaklara uymak zorunda.
Yasal olarak!
Peki ya öncesinde?
***
Yüksek Seçim Kurulu’nun ilan ettiği seçim takvimine göre adaylık başvuruları 13 Mart’ta yapılacak.
Ancak resmi başvurular henüz yapılmamış olsa da, şu ana kadar 5 isim adaylığını açıklamış ve seçim çalışmalarına başlamış durumda.
Bu 5 adayın 2’si ise şu anda devlette bir makam sahibi.
Biri Cumhurbaşkanı...
Biri Cumhuriyet Meclisi Başkanı...
Biri Sayın Eroğlu...
Biri Sayın Siber....
Ve her iki isim de seçim çalışmalarını son sürat sürdürüyor.
Peki yasal takvim henüz işlemiyor olsa da, bu isimlerin, propaganda çalışmaları sırasında devletin olanaklarını kullanmaları doğru mu?
Evet, yasal olarak bunun önünde bir mani yok.
Ama ya etik olarak?
Ellerinde bulundurdukları makamların onlara tanıdığı ayrıcalıkları, örneğin makam arabalarını, propaganda çalışmaları çerçevesinde gerçekleştirdikleri ziyaretlerde kullanıyor olmaları, etik açıdan doğru mu?
Cumhurbaşkanlığı veya Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı personelinin, bu ziyaretlerde Sayın Eroğlu’na veya Sayın Siber’e eşlik etmeleri, etik açıdan doğru mu?
Devleti temsil eden bazı makamların sahiplerinin, örneğin kaymakamların, bu ziyaretlerde Sayın Eroğlu’na veya Sayın Siber’e eşlik etmeleri, etik açıdan doğru mu?
Cumhurbaşkanlığı’nın ya da Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’nın, ya da diğer bazı kurumların iletişim araçlarının, (örneğin sosyal medya hesaplarının), Sayın Eroğlu’nun ya da Sayın Siber’in propaganda çalışmaları kapsamında kullanılması, etik açıdan doğru mu?
Karar da, yorum da sizin!