Devlet Kurumları Elimizden Alınıyor

Ünal Fındık

Ercan nihayet dün açıldı. Eksikti, aksaktı, elektriği bile geçici idi ama talimat en yüksekten geldiği için bunlara kimse aldırmadı ve Ercan açıldı.

Yeni Ercan havaalanını görenler de ilgili şirketle yaşanan sıkıntılı süreci bir anda unuttu. Taşyapı isimli şirketin koskoca devleti yıllardır adeta parmaklarında oynattığı hiç hatırlanmadı.

Taşyapı bu ülkeye 2011 yılında açılan ihale ile geldi. İhale Ercan havaalanı işletmesinin özelleştirilmesi ihalesiydi. Bu ihalede hem mevcut havaalanının işletmesi, hem de 4 yıl içinde yeni bir havaalanı inşa edilmesi vardı. Yeni havaalanı tamamlandıktan sonra da ilgili şirket, KKTC devleti ile gelir paylaşımı yapacaktı.

2011’den bu yana tam 12 yıl geçti. Yani 3 tane 4 yıl geçti. 4 yılda tamamlanacak yatırım 12 yılda tamamlanabildi. Basına yansıyanlardan  öğrendiğimiz kadarıyla bir sürü de eksik var.

Bir havaalanının, hem de kendi deyimleriyle uluslararası bir havaalanının Polis binası, gümrük binası ve en önemlisi meteoroloji binası unutuldu.

Taşyapı tam 12 yıldır bu ülkenin kaymağını yiyor. Zamanında aldıkları 100 milyon Euro’luk çekle, 13 üncü maaşları ödeyen zatı muhteremler elimizdeki en önemli ulaşım alanını sattıklarını görmezden geldiler.

Taşyapı bu 12 yıl içinde mevcut havaalanından kazandıklarıyla en başta ödediği 100 milyon Euro’yu da, yeni havaalanı inşaatının maliyetini de çıkardı. Üstüne cebine para da koydu.

Sözleşmeye göre yeni havaalanı bittikten sonra, yani şimdi başlayacak sürede de güya yatırdıklarını kazanacaktı. Yatırımı bizim paramızla yaptığına göre bundan sonra kazanacakları da cebine gidecek.

***

Bir ada ülkesi için stratejik sektörler enerji, ulaşım ve haberleşmedir. Bunlarda mutlaka devlet kontrolü ve denetimi olmalıdır. Çünkü bunlar olmadan ada ülkesi ayakta kalamaz.

Haberleşme çoktan özele devredildi. KKTC tanınmamış bir ülke olduğu için uluslararası şirketler burada açılan ihalelere ilgi göstermezler. Dolayısıyla iş yalnızca TC firmalarına kalır. Onlar da istedikleri şartları dayatırlar.

KKTC Telekomünikasyon Dairesi’nin işlevini yitirdiği günümüzde haberleşme iki TC şirketine devredildi. Önceleri cep telefonu yatırımı yapan bu şirketler giderek internet dahil tüm haberleşme kaynaklarını kendi tekellerine geçirdiler.

Tekel derken, ülkede bu alanda 2 şirket faaliyet yürütüyor ama ikisi anlaşmalı olarak tek bir şirket gibi çalışıyor.

Bunun nedeni ülkenin küçük, nüfusun az olması ve pastanın küçük olmasıdır. Yani burada 10 tane şirket rekabet ederek para kazanamaz.

Böylece insanımız haberleşmeyi çok pahalıya satın alıyor. Buna dur diyecek biri de maalesef yok.

***

Ulaşım Taşyapı’ya, haberleşme Türkcell ve Telsim’e, enerji de Aksa’ya devredildi.

Önceki akşam geç saatlerde yangından mal kaçırır gibi Aksa ile sözleşme imzalandı.

Belli ki talimat çok sert geldi. “Bu işi uzatmayın, bir an önce bitirin” dediler, bizimkiler de el mahkum o dakikada oturup bitirdiler.

Sözleşmenin içeriği henüz açıklanmadı. Muhtemelen o da gizlidir. Ama sızan bilgilere göre Aksa’ya yeni avantajlar getiren yeni sözleşmede hem alım garantisi artırılıyor, hem de 15 yıl daha Aksa ile yola devam edilmesi sağlanıyor.

Bu durumda Türkiye ile elektrikte enterkonnekte için deniz altından kablo çekilmesi işi de Aksa’ya verilecek.

Bu amaçla 3 gün önce Ankara’da imzalanan protokol ile çalışmaların başlayacağı ve 4 yılda tamamlanacağı açıklanmıştı.

Şimdi anladınız mı neden apar topar Aksa ile 15 yıllık yeni sözleşme imzalandı?

Çünkü artık elimiz mahkum bu işi de Aksa’ya vereceğiz. Sonra da Aksa’nın istediği fiyata elektrik alacağız.

Fiyatı Kıb-Tek değil, Aksa belirleyecek.

Tıpkı ulaşımda ve haberleşmede olduğu gibi.

TC Büyükelçisi müjdeyi verdi. Yakında Mağusa limanını da birilerine devredecekler ve ardından Girne limanı da gündem gelecek.

Sonuç olarak bir ada ülkesinin en stratejik kurumları TC şirketlerinin insiyatifine devredilecek.

KKTC halkı Ankara’da kurdurulan ve Ankara’nın talimatları dışında hiçbir işe yaramayan UBP-DP-YDP hükümetlerini hiç unutmayacak.