Başkent battı, çıktı…
3 gündür çamurla boğuşuyor.
Evleri, iş yerlerini su bastı.
Tam bir keşmekeş hali…
Gazetemizin manşetini “BİR YAĞMURA YENİLEN ACİZ DEVLET” attık dün…
Bu başlığı bahane eden bazı çevreler aldı sazı ele…
Aman da aman…
***
Bir 'devletçilik' havası ki, sormayın.
Sosyal medyada, bizi hedef görerek 'KKTC yaşayacak' naraları, vs.
Ne küfürler, ne laflar bize.
Neymiş?
Biz tüm bu olanlardan 'devleti' sorumlu tutmuşuz?
E kim ki sorumlu a dostlar, kim?
'Devlet' derken bu kelimenin içine tüm hükümetleri koyduk biz, hepsini!
Şimdikini, öncekini, bir daha öncekini…
***
Devlet!..
KKTC devleti.
Sorumlu devletin ta kendisi değil mi?
Nedir bu 'tapma' haliniz anlamadım.
Devlet dediğiniz yurttaşa hizmet etmesi gereken örgütlü yapı değil mi?
Yıl olmuş 2014, siz hala neyin peşindesiniz?
Lağım suları kentin caddelerinde dolaştı dün, şehir b.k koktu.
Çocuklar bu sularda oyun oynadı, araçlar bu sulara battı, evlere bu sular girdi.
Devlet olsa ne, olmasa ne artık.
Devlet olsa, görevini tam yapsa yaşar mıydık tüm bunları?
Memleket boğazına kadar b.ka batmışken, bırakın bu havaları, bırakın da bir el atın, bir kova su da siz çalın bu caddeden, belki yardımınız dokunur…
'Devlet' temizlenir belki.
Üzerindeki kirden, izden, çirkeften…
-------------
...eleştirirken ‘kendine’ de bakmalı insan... Tiyatrolar Müdürü ‘öğretmen’, Eğitim Bakanı ‘doktor’ diye eleştiri getiren kimi “tv spikerlerine” bakıyorum... E siz de basın mensubu değilsiniz ki!.. Kiminiz harbiye mezunu komutan, kiminiz memur emeklisi vs... ‘Gazetecilik’ mesleği sorma gir hanı mı?
Ne yazık ki öyle... Her isteyen TV spikeri, köşe yazarı, TV programcısı olabiliyor... Bizde böyle