Devlet’i Tartışmak

Ünal Fındık

Devlet kurmak ciddi bir iştir. Devlet kurulmadan önce ismi, yapısı, yönetim şekli, Anayasa’sı, özetle gerekli bütün detaylar belirlenir ve öyle kurulur.

Devletler elbette süreç içinde ihtiyaçlara ve gelişmelere göre yeniden yapılandırılırlar. Anayasa ve yasalarını bu bağlamda geliştirirler.

Hiçbir devlet ortada bir şey yokken adını tartışmaz. Hiçbir devlet yetkilisi durup dururken devletin ismi şu olsun, bu olsun diye fetva vermez.

Bizim devletin adı yine tartışmaya açıldı. Üstelik bu tartışmayı başka bir ülkenin bir siyasi partisinin başkanı başlattı. MHP genel başkanı Devlet Bahçeli geçtiğimiz gün “Artık Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti demeye gerek yok, Kıbrıs Devleti demek gerek” dedi.

Bahçeli bu tezi ansızın aklına geldiği için ortaya atmadı. Muhtemelen bir yerlerde bir şeyler konuşuldu, değerlendirmeler yapıldı, Bahçeli’ye de bunu seslendirme görevi verildi.

Türkiye’nin iç siyasetini yakından takip edenler AKP-MHP ortaklığının başladığı günden itibaren Erdoğan’ın başlatmak istediği tartışmaları, Bahçeli aracılığıyla başlattığını biliyorlar.

Anlaşılan Türk Devletleri Konseyi, TDK’da, KKTC’nin gözlemci üyeliğine itirazlar yükselmeye başladığı için böyle bir formül üzerinde çalışılıyor.

Ama bu soruyu, bu devletin sahiplerine sormak kimsenin aklına gelmiyor. Nasılsa onlar karar verecek, buradaki atanmış yöneticiler de buna uyacak.

Bunu bildikleri için bize de sorma gereği duymuyorlar. Nitekim KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bahçelinin bu ifadelerini değerlendirerek, “Devlet Bahçeli’ye bize sahip çıktığı için teşekkür ederim” dedi.

Cumhurbaşkanı olduğu devletin adının değişmesi gerektiğini söyleyen yabancı bir siyasi lidere “ne münasebet, siz kimsiniz ki bizim devletimizin adını değiştireceksiniz” diyeceğine, “bize sahip çıktığı için teşekkür ederim” diyor.

Devletin adını değiştirmenin, kişinin adını değiştirdiği gibi bir mahkeme kararı ile olacağını sanıyor.

Daha da önemlisi isim değişikliğinin yeni bir Anayasa, ve yeni bir cumhurbaşkanlığı seçimi demek olduğunu bilmiyor.

Bilse asla kabul etmez.

İki yıl daha saltanat sürmek varken, neden böyle bir riske girsin?

Üstelik partisinin bile kendisini yeniden aday gösterip, göstermeyeceği henüz belli değilken, neden böyle bir risk alsın?

*****

   Dünya’nın başka ülkelerinde muhatap alınmayan Tatar, sık sık Türkiye’nin kentlerinden gelen davetlere koşarak gidiyor. Bugünlerde yine gezmelerdedir.

Önce Ankara’ya, ardından da Giresun’a gitti. Yanlış anlamayın Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan, ya da yardımcısı Yılmaz’la görüşmedi. Tatar Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Türk Havacılık Uzay Sanayi şirketi ile Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği’ni ziyaret etti.

Giresun belediye başkanının daveti üzerine Giresun’a giden Tatar’a burada belediye başkanı, vali ve MHP ile AKP il başkanları eşlik etti.

Gazilerle yediği yemekte coşan Tatar konuşmasında Federal çatı altında bir çözüme hayır dediklerini ifade ederek, “artık kuzey-güney yok, Kıbrıs’ta egemen, bağımsız bir Türk devleti var” dedi.

Halbuki Bahçeli Kıbrıs Türk Devleti dememişti. Kendisinin de teşekkür ettiği Bahçeli “Kıbrıs Devleti” demişti.

Anlaşılan rahatsızlık KKTC’nin adına değil, yalnızca ilk K’sına, yani Kuzey olmasınadır.

Bence bu tartışmaya başlamadan önce o dönem karar verici konumunda olan ve hala yaşayan siyasi kişilere bu ismin nereden geldiğini sormalıdır.

*****

Devlet kurmak ciddi bir iştir. Ama o devletin çağdaş devletler arasında yerini almasını sağlamak çok daha önemlidir.

Devletin adını tartışmak yerine, yurttaşlarına karşı olan görevlerini tartışmak, bu görevleri layıkıyla yapıp yapmadığına bakmak ve insanlarına çağdaş yaşam olanakları sunup sunmadığını değerlendirmek çok daha önemlidir diye düşünüyorum.