Kıbrıs kültürü, Serdarlı (Çatoz) köyünün de simgesi olan Babutsa meyvesinin üretimi neredeyse bitme noktasına geldi. 3 yıldır devam eden ‘Pamuk Hastalığı’ ağaçları kuruttu. Üreticiler de “Köyümüzün simgesi yok oluyor, birileri ‘halledeceğiz’ diyor. Devletin ilgisizliği yüzünden babutsa bitti artık, yok. Umarım, 3-5 sene sonra babutsayı yemek için olsun bulabiliriz” diyor.
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Babutsa üreticilerine göre; Babutsa meyvesinin üretimi neredeyse bitme noktasına geldi.
3 yıl önce Kapalı Maraş’tan geldiği belirtilen Pamuk Hastalığı, Serdarlı köyünde bulunan Babutsa ağaçlarının büyük bir bölümünü tüketti. YENİDÜZEN’e konuşan Babutsa üreticileri ise Tarım Dairesi’nin “ilgisizliğinden” yakındı, “İlk zamanlarda bu iş için uğraşsalardı, bugün bu duruma gelmezdik” dedi.
Üreticiler, söz konusu hastalığın Serdarlı köyündeki yüzlerce dönüm Babutsa ağacını kuruttuğunu, hastalığın da yavaş yavaş Kıbrıs’ın batısına doğru ilerlediğini söylüyor.
Verimlilik düşüyor, ağaca zarar veriyor
Üç yıl önce Kapalı Maraş’tan (Varosha) çıkarak, kısa sürede Mesarya Bölgesi’ne yayılan Pamuk Hastalığı, hem ağaçların verimliliğini düşürüyor, hem de ağacı yok ediyor. Babutsa meyvesinin simgesi olan Serdarlı köyü de bu hastalıkla mücadele ediyor. Pamuk Hastalığı, bir ağaçtan, bir ağaca kolay bir şekilde bulaşabiliyor.
Üreticiler ne dedi?
Altan Çoban: “İlgisizlik ve bilgisizlik kültürümüzü yok etme noktasına getirdi”
“Benim bahçemde biraz var ben oradan kesiyorum, satışları da iyi ama maalesef bu gelen hastalık kültürümüzü bitirdi. Bu hastalık köyün içerisindeki tüm ağaçları temizledi. İlaç atarak hastalığı öldürmeye çalışıyoruz ama ilacı tamamen bilinçsiz bir şekilde atmak zorunda kalıyoruz. Yetkililerin bu konuyla ilgilenmesi lazım… Bu konuda üreticilere hem ilaç temin edilmeli, hem de bunun eğitimi verilmeli… İlgisizlik ve bilgisizlik ne yazık ki kültürümüzü yok etme noktasına getirdi. Bu hastalık 1 ayın içerisinde ağacı yiyip bitirir.”
Atalay Çoban: “Geçen yıllarda biraz olsun babutsa vardı ama bu yıl o da yok”
“Bu hastalık ilk geldiği zaman Tarım Dairesi bizlere bir çeşit ilaç vermiş o ilacı kullanmıştık. Bu ilaç bittiği zaman yine gittik ve bize bunun için bütçe olmadığını söylediler. O ilaç etkili oldu ancak başka atamadığımız için o hastalık yine yürüdü ve köyün içindeki tüm Babutsalar tükendi. Geçen yıllarda biraz olsun babutsa vardı ama bu yıl o da yok. Bu ilacın her ay atılması lazımdı olmadı. Devletin ilgisizliği bizleri bu noktaya getirdi.”
Ali Kahveci: “Ağacı kurtarmak için ilaç attım, meyvede kalıntı kaldı”
“Babutsa, Serdarlı köyünün simgesiydi ve en çok babutsa üretilen yer Serdarlı’ydı. Ancak bu hastalık köyümüzdeki babutsa ağaçlarını tüketti. Bu hastalık ilk kez Kapalı Maraş’ta çıkmıştı ve rüzgârın da etkisiyle uçarak bu köye geldi. Serdarlı’da genel olarak 50 dönüm babutsa varsa, şimdi 3-4 dönümlük babutsa ayakta kaldı. Biz Tarım Bakanlığı’ndan destek istedik ama yeterli desteği maalesef görmedik. Biz üreticiler olarak ağaçlarımızı kurtarmak istedik, bunun için de uğraştık. Kendi imkânlarımla ilaç aldım, bana kimse bu ilacın meyveye etkisi olacağını ve üzerinde kalıntı olabileceğini söylemedi. Ağacı kurtarmak için attım, yapılan numunelerde de kalıntı çıktığı için meyveyi dalından kesemedim. Kesemediğim için de zarar 40-50 bin TL zarar ettim. Hâlbuki yetkililer ilgilense, biz de hangi ilacı atmamız gerektiğini bilerek ona göre hareket etsek hiç bunlar yaşanmayacaktı. Biz bu hastalık geldiğinde bakanlığa izah etmiştik, onlar da gelip bakmıştı. Ama ondan sonra elimizden tutan olmadı. Öyle bir duruma geldik ne yazık ki, kuruyan babutsaları şiroyla kaldırıyoruz.”
Evrim Habeş: “Belki 3-5 sene sonra babutsayı yemek için olsun bulabiliriz”
“Bu hastalık ilk Kapalı Maraş’ta başladı, kısa zamanda bütün Mesarya’ya geldi. Ben bu işi 20 yıl yaptım, sağlığımdan dolayı vazgeçtim, oğlum bu işi yapıyor ama 3,5 dönüm babutsa ağacından hepsi kurudu. Biz kurtarmaya çalıştık ama nereye kadar? Bu insanlarla kimse ilgilenmedi, insanlar kendi imkânlarıyla ne kadar mücadele edecek? Köyümüzün simgesi yok oluyor, birileri ‘halledeceğiz’ diyor. Devletin ilgisizliği yüzünden babutsa bitti artık, yok. Umarım, 3-5 sene sonra babutsayı yemek için olsun bulabiliriz.”
Turgay Çoban: “Babutsa bitti artık, babutsayı artık televizyondan göreceğiz, yemek için de dışarıdan ithal edeceğiz”
“Ben bir üreticiyim, benim istediğim devletten para veya bir menfaat değil. Çocukluktan beri yaptığımız, dedelerimizden, babalarımızdan kalan babutsa üretimini devam ettirmektir. Bu hastalık geldi, biz kendi çabalarımızla kurtarabildiğimizi kurtarıyoruz, kurtaramadığımız da kurup gidiyor. Babutsa bitti artık, babutsayı artık televizyondan göreceğiz, yemek için de dışarıdan ithal edeceğiz. İlk zamanlarda bu iş için uğraşsalardı, bugün bu duruma gelmezdik. Bu hastalık az az batıya doğru gidiyor. Bizleri bilgilendiren yok. Ağaçları kurtarmak için ilaç atıyoruz ama bu ilaç meyvenin üstünde kalıntı bırakıyor. Niye kimse bizi bu konuda bilgilendirmiyor anlamış değilim. Biz insanları zehirlemek istemeyiz. Zaten bunun için de meyvemiz dalında kaldı, zarar ettik. Hastalıkla mücadele eden biz, bütün zorlukları çeken biz, ilaçları alan biz, ama günün sonunda zarar eden de biz. Devletin bize ‘bu zaman içerisinde bu ilacı kullanın’ demesi gerekirdi.”