Devletin tepesinde lingiri kavgası

Sami Özuslu

 

Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi ve Sözcüsü Osman Ertuğ dün çok mühim bir açıklama yaptı.
"Bir yemekte bile oturamıyorsak, halkımıza nasıl mesajlar vereceğiz? Uluslararası topluma nasıl mesaj vereceğiz? Bunu da yapamıyorsak görüşmelere ne zaman başlayacağız?" dedi.
Hakikaten önemli bir açıklama…
Okudum ve mutlu oldum.
Mutlu olmakla kalmadım, dönüp kendi kendime kızdım da…
Cumhurbaşkanımızın Kıbrıslı Rum lider Anastasiades’le masaya oturmaya ve çözüm bulmaya meğer ne çok merakı varmış!..
Tersini düşündüğüm için pişmanlık hissettim Osman Bey’in söylediklerinden sonra…
**
Kendime kızdım kızmasına da, aklıma başka bir masa gelince durakladım.
Eroğlu’nun sözcüsü “aynı masada yemek bile yiyemeyeceksek nasıl çözüm bulacağız” diyor ya…
Aklıma Eroğlu ile İrsen Bey’in en son ne zaman ‘aynı masa’da oturduğu sorusu takılıverdi!..
Biri KKTC’nin Cumhurbaşkanı…
Diğeri de KKTC’nin Başbakanı…
Anayasal ve yasal yetkileri var.
Aynı zamanda sorumlulukları, ödevleri de…
Eroğlu Anastasiades’le aynı masada yemek yemeye hevesli olduğu imajı yaratacak mesajlar veriyor da, acaba İrsen Bey’le de aynı masayı paylaşma gibi bir gailesi var mı?
**
Bu soru önemsiz değildir.
Devletin tepesindekilerin birbirine sırtını dönme, küsme gibi lüksleri yoktur.
O makamlar halk adına işgal edilen mevkilerdir ve koltuk kavgası, kişisel sürtüşme gibi nedenlerle Anayasa ve yasaların emrettiği sorumlulukları aksatma hakkı kimsede yoktur.
UBP içindeki kavgada cepheleşen Eroğlu ve Küçük aylardır ‘haftalık olağan görüşme’ dahil hiçbir şekilde iletişim içinde değiller.
Birbirlerini suçlamaktan başka mazeretleri de yok…
Bu halleriyle Cumhurbaşkanı ile Başbakan mahallede lingiri oynarken kapışan çocuklardan farksızdır.
**
Devletin tepesindeki lingiri kavgasının faturası her zamanki gibi topluma çıkıyor.
Mecliste Özdil Nami’nin eleştirilerine cevap veren Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarından öğrendik ki, bizim Dışişleri TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Kıbrıs’la ilgili önerilerinden bihaber!..
Oysa Cumhurbaşkanı o önerileri biliyormuş ve hatta önce New York’ta kendisi dillendirmiş gibi bahsetmişti.
Bu durumda iki ihtimal var: Ya Cumhurbaşkanı Eroğlu da o  önerilerden habersizdi veya Cumhurbaşkanlığı’nın bildiği öneriler hakkında Dışişleri’ne bilgi verilmemişti.
Hangisi ‘daha az skandal’ acaba?
**
Bu bir örnek sadece…
Devletin tepesindeki kavganın buna benzer yığınla olumsuz sonucu var.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Eroğlu Anastasiades’le yemek yemeye, müzakere masasına oturmaya çok meraklıymış havası yarattıktan sonra, Osman bey vasıtasıyla bir de İrsen Bey’le aynı sofraya oturma sinyali versin bence…
İrsen Küçük nasıl bir cevap verir, Eroğlu ile ‘aynı pilav’a kaşık sallar mı, orasını bilemem.
Bildiğim şu ki, ahali kavgalardan bıktı usandı!..