Sedat Peker… Bu sıralar Türkiye siyasetini alt-üst etmiş… Türkiye basınında “Organize suç örgütü lideri” olarak anılıyor. TC İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Mart 2021’de Türkiye'nin en büyük üç suç örgütü liderini ve maiyetini açıkladı: Birinci sırada 428 adamıyla Alaattin Çakıcı, ikinci sırada 257 adamıyla Sedat Şahin ve üçüncü sırada da 253 adamıyla Sedat Peker… Hepsi de Ülkücü…
Bunlar neler mi yapıyorlarmış?! Tehditle tahsilât, zorla alıkoymak, hürriyeti tahdit etmek, adam yaralamak-öldürmek-öldürmeye azmettirmek, iş yeri kurşunlamak-yağmalamak-elkoymak, sahte kimlik kullanmak, uyuşturucu ticareti yapmak ve daha akla gelebilecek her türlüsünden ve her boyutta cürüm… Ve tüm bunları yapmak için de örgüt kurmak… Türkiye’yi yönetenler bunları ismen, cismen ve maiyetinin sayısına kadar biliyor ama bunlar faal ve özgür… Ve Türkiye’yi yönetenlerin “Ulusal çıkarlar” adına verdiği görev ile her türlü yasadışı operasyonu bunlar yapabiliyor; “Ne yapmışsak resmi makamların emri ve bilgisi dahilinde yaptık” diye de kendilerini savunabiliyorlar…
Bunların siyasi bağlantılarını Sedat Peker anlatıyor, kimleri kimleri sarıyor ki kayışa?! Mehmet Ağar… Babası Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın koruma müdürü iken dünyaya gelmiş, TC Emniyet Teşkilatı içinde büyümüş, yetişmiş, okumuş, görev yapmış; hem de ne görevler… Emniye Teşkilatını yönetmek, valilik dahil; onun görev dönüminde Uğur Mumcu faili meçhul cinayete kurban gitti… Ağar siyasette de köşe taşları tutmuş… Hem de ne köşe taşları?!... Milletvekilliği, Adalet ve İç İşleri Bakanlıkları, parti başkanlığı… Ama "cürüm işlemek için silahlı teşekkül oluşturduğu ve yönettiği" suçlaması ile yargılanmış, beş yıl hapis cezasına çarptırılmış; helikopter pisti bile olan çok özel bir hapisanede bir yıl yatıp çıkmış… Organize suçlarla ilgili ne efsanelere konu olmuş…
Süleyman Soylu… Şimdilerde İç İşleri Bakanı… Mehmet Ağar’ın başkanı olduğu DP’nin yönetici ekibinde idi; 2007 genel seçimlerinde DP barajı geçemeyince Ağar istifa etti, başkanlığı Süleyman Soylu devraldı… Ağar, hapisten çıktıktan sonra ve 2011 seçimlerinden itibaren AKP ve Erdoğan’ı destekledi; Soylu da takipçisi… 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Ağar bütün ağırlığı ile Erdoğan’ın yanında oldu, darbe girişiminden kısa süre sonra da Süleyman Soylu İçişleri Bakanlığı görevine geldi…
Binali Yıldırım… Onun oğlunun da Venezuella maceraları efsane olmuş… Binali Yıldırım oğlunun Venezuella’ya gidişini doğruladı ve ziyaret amacının da Covid ile mücadele amacıyla orada ihtiyaç sahiplerine test kiti, maske gibi birtakım malzemeler götürüp dağıtmak olduğunu söyledi. Bir de beyaz peynir ithale etmişler oralardan, gümrük muafiyetli… Türkiye’ye beyaz peynir ithal etmek?! Ne hikmetse de beyazlar ticarette iyi yoldaş olabiliyorlarmış… Bu arada da Kuzey Kıbrıs’ta ‘Yasal Bet’ baronu Halil Falyalı’nın adı da Binali Yıldırım’ın oğlunun efsaneleri içinde geçiyor ama taraflar birbirini tanımadıklarını söylüyor…
Galip Mendi… Orgeneral emeklisi, Jandarma Genel Komutanlığı yapmış… Kuzey Kıbrıs’ta da albay rütbesi ile Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı görevinde bulunmuş; bu dönem içinde de faili meçhul Kutlu Adalı cinayeti işlenmiş… Cinayet öncesinde St Barnabas Manastırı soygunu var; soygunda Sivil Savunma Teşkilatına ait araçlar kullanılmış… Sedat Peker’in anlattıklarına göre de, bu soygun olayını basında deşifre eden Kutlu Adalı’yı öldürmek üzere Mehmet Ağar’ın kadim yoldaşı Korkut Eken ile Peker’in kardeşi Atilla Peker Kıbrıs’a gelmişler… Mendi onlara Sivil Savunma’dan bir araç tahsis etmiş… Mendi yaptığı açıklamada Eken ile Peker’in adaya ziyaret amacının PKK ile olduğunu söylediklerini belirtti; inanmak özgürlüktür… Koskocaman albay, sonradan orgeneral bile olmuş, sormaz mı emekli yarbay Eken’e “Bu Atilla Peker de kim, ne alakası var bu anti-PKK m isyonu le?”… Kutlu Adalı’y onlar öldüremiş ama daha sonraları Korkut Eken’in Atilla Peker’e bu konuyu hallettiklerini söylediği rivayeti var…
Bu arada Sedat Peker daha kimleri, ne olaylar ve olgular ile bağlantılı olarak anlatıyor, tefrika halinde… Türkiye’nin bugünkü siyasetinin içler acısı kalitesi, yaşanan ekonomik sorunların üstünde… Varlığı, sıralaması, reisi ve maiyeti bilinen organize suç örgütlerinin siyasetteki kolları Türkiye için ürkütücü, Kuzey Kıbrıs için ise korkutucu… Türkiye’yi yöneten siyaset Kuzey Kıbrıs sağ siyasetine balıklama dalmış ve sağ siyasetin ana akım partisini ele geçirmiş durumda. Kutlu Adalı’nın katillerini bulmak kolay da bulabilmek zor zanaat… Hele bu hükümetle, hele TC’yi yöneten siyasetin anlatılan kirlenmişliği ile… Adalı Cinayeti için Meclis Araştırma Komitesi kurulması oy birliği ile kabul edilmiş… Sol siyaset katilleri bulmak ve cezalandırmak kararlılığında, sağ siyaset de “TC tarafı konuya kapalı olduğu sürece bir şey değişmeyecek, dolayısıyla komite kurulmasından korkmayalım” stratejisi ile olumlu oy kullandı…
Kutlu Adalı’nın katilleri daha bulunamadı, bulunabilecek mi de belli değil… Amma velakin, organize suç örgütlerinin sızdığı ve etkin olduğu TC siyasi yapısının Kıbrıs Türk sağ siyasetine hakim olmasının, şapkasından tavşan çıkarır gibi siyasi yöneticiler çıkarmasının tehlikelerine karşı “Vatan-millet-Sakarya, olmadı Dumlupınar, yetmedi Çanakkale” söylemleri ile bencil çıkarlar elde eden ‘Anavatancılık Sektörü’ işletmecileri ne kadar temiz kalabilecek, temiz kalabilmek için siyaseten ayakta kalabilecekler mi?! Kıbrıslı Türklere siyasi akıl vermeye çalışanların aklının içine gizlenmiş ne unsurlar olduğunu görmezden-bilmezden gelmek ve milliyetçi-şöven zemine yatmak Kıbrıslı Türkler için geleceğe dair korku senaryosudur. Kıbrıslı Türklerin kimliğini ve kültürünü eleştirenlerin ve değiştirmek üzere akıl verenlerin kendi siyasi kimlik ve kültürünün kirlenmişliğine bakıldığında “Bunların kendine faydası yok” dememek, “Dinime söven bari Müslüman olsa” dememek elde değil… Sedat Peker anlatıyor ya TC siysetindeki kirlenmişlikleri; “Anavatan’da ne varsa yavruvatan da olacak” diyenlerden nefret etmemek olası değil …
Kıbrıslı Türklerin gerçek kurtuluşu sadece sol siyaset unsurları ile değil, tüm yurtseverlerin marifeti ile olasıdır. Sedat Peker aslında temiz, dürüst ve cesur yurtseverlere, Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta, alarm veriyor…