İstanbul - BİA Haber Merkezi
Uluslararası Hrant Dink Ödülü’nün beşincisini Türkiye’den kayıp yakınlarının bir örgütlenmesi olan Cumartesi Anneleri ve Sırbistan’dan Nataša Kandić aldı.
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül töreninin açılışını Hayko Cepkin yaptı.
Olgun Şimşek’in sunuculuğunu yaptığı törende Boğaziçi Caz Korosu, Türkçe ve İngilizce parçaların yanı sıra Gomidas’ın Ermenice bir parçasını seslendirdi.
Bu yıl Türkiye'den ödülü kazanan Cumartesi Anneleri’ne ödülünü, jüri üyeleri Rakel Dink ve Uluslararası Memorial Topluluğu’nu temsil eden Alexander Cherkasov verdi.
Ödülü Cumartesi Anneleri adına Hanım Tosun, İkbal Eren ve Emine Ocak aldı.
"Hrant Dink hep cumartesi annelerinin yanındaydı"
Emine Ocak "Çocuklarımızın kemikleri bulunsun, toprağı olsun. Herkese çok teşekkürler" dedi.
Hanım Tosun ise "Hrant Dink'le yan yana olduğumuz için büyük bir gurur duyuyoruz o hep bizim yanımızdaydı biz de onun yanında olacağız. Gerçekleri yazmaktan hiç çekinmedikleri için katledilen Ape Musa, Vedat Aydın ve Hrank Dink'i selamlıyorum. Ahmet Kaya da cumartesi anneleri adına bir ödül alacakken Kürtçe şarkı söylediği için linç edildi. Anadilleri için mücadele eden herkese selam yolluyorum. Ve cumartesi anneleri için mücadele eden insan hakları savunucularına da çok teşekkür ediyorum" dedi.
İkbal Eren, "Hrant Dink'i düşündüğümde aklıma hep onun her konuşmasında halkların kardeşliği ve barıştan bahsetmesi gelir. Biz de cumartesi anneleri olarak bunları dile getirdiğimiz için bu ödüle layık görüldük" diye konuştu.
Kandić: Empati olmadan barışmak yok
Ödülünün uluslararası kazananı Nataša Kandić’e ödülünü İsmail Beşikçi ve Ali Bayramoğlu verdi.
Kendisini diyalog, barış ve empati temelinde Türkler ve Ermeniler arasındaki ilişkileri geliştirmeye adamış; ayrımcılık, ırkçılık ve şiddetten arınmış bir dünya için çalışmış olan Hrant Dink adına verilen ödülü almaktan onur duyduğunu söyleyen Nataša Kandić, ödül ile iki kavramı ilişkilendirdiğini belirtti: savaşlarda doğru yaşananlar ve geçiş dönemlerinde bireylerin sorumlulukları.
Kandić, "Empati kurulmadan geçmişimizle ve diğer insanlarla barış da yok barışmak da yok. Barışın tek şartı empati kurmak" dedi.
Işıklar
Bu yıl "Işıklara" bölümünde Çeçenistan’da Çeçen - Rus savaşlarında, her iki taraftan yaralılara tıbbi müdahalede bulunan cerrah Khassan Baiev, Paraguay’daki Geri Dönüşüm Orkestrası, Ermenistan’daki ‘Ordunun Gerçek Yüzü’ (Army in Reality - Panagn İraganum), Tanrının Direniş Ordusu’nun yaptığı mezalim hakkında dünyayı bilgilendiren, Amerika’daki Görünmez Çocuklar Derneği ve Türkiye’den Emek Bizim, İstanbul Bizim Platformu, Engellerin Ötesinde Derneği tarafından kurulan Bremen Mızıkacıları Perküsyon Grubu, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Haydarpaşa Dayanışması Platformu, Karadeniz İsyandadır Platformu, Taksim Platformu, Gezi Parkı Kütüphanesi, Gezi Parkı’ndaki gönüllü doktorlar ve Gezi Direnişi’nin yedinci gününde, Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Gümüşsuyu’nun duvarlarındaki homofobik ve cinsiyetçi sloganları kapamak ve değiştirmek üzere bir araya gelen bir grup kadın bulunuyor.
Ödülün bu yılki jürisinde Timothy Garton Ash, İsmail Beşikçi, Rakel Dink, Costa Gavras, Nilüfer Göle, Alexander Iskandaryan, Etyen Mahçupyan ve Uluslararası 'Memorial' Topluluğu bulunuyor.
Önceki yıllarda Uluslararası Hrant Dink Ödülü'nü kazananlar, Alper Görmüş, Amira Hass, Türkiye Vicdani Ret Hareketi, Baltasar Garzón, Ahmet Altan, Lydia Cacho, İsmail Beşikçi ve Uluslararası 'Memorial' Topluluğu.
Ödül töreni, www.hrantdink.org ve www.hrantdinkodulu.org adreslerinden naklen yayımlandı.
(BİANET.ORG – 16.9.2013)
***
ALITHIA
“Sekiz kaybın kimlik tespiti yapıldı…”
Lefkoşa, 16 Eylül 2013 (T.A.K): Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları çerçevesinde, 16 Ağustos 1974’te öldürülen altı Paşaköylü (Asha) ve iki Değirmenlikli (Kithrea) Rum’un kimlik tespitlerinin DNA metoduyla yapıldığı haber verildi.
Alithia gazetesi 2009 yılında Gaziköy (Afanya) dışında toplu mezarda bulunan kemiklerin kimlik tespitlerinin yakın zamanda yapıldığını belirtti.
Gazete haberinde bu sekiz kişinin bulunmasını sağlayan araştırmaların, Kıbrıslı Türk gazeteci Sevgül Uludağ’ın, ekskavatörüyle bu kişileri gömen kişinin tanıklığından edindiği bilgilerin ardından başladığına da değindi.
(TAK Ajansı Rumca Haber Bülteni’nden – 16.9.2013)