Bir üniversite mezunu Kıbrıslı Türk genç, yeni bir işe girerse “asgari ücret” dolayında kazanır.
Elbette istisnalar hariç!
Doktordur, Avrupa ya da Amerika'dan eğitim almış özellikli bir mühendistir falan!
Genel olarak “asgari ücret” adanın kuzeyinde “üniversite mezunu maaşı”nı anlatır.
Vasıfsız işçiyi değil!
* * *
Hani o şaşalı diploma törenlerinin, göğe fırlatılan keplerin, görkemli mezuniyet kostümlerinin ve aile boyu sevinç fotoğraflarının sonrasında uçsuz bucaksız bir bilinmezlik vardır.
Yalnızdır yeni mezun…
Ya ana baba eline bakacaktır…
Ya da önüne gelen her işe koşacaktır.
Bir seçenek daha vardır elbette.
“Yandaşlık” düzeni içerisinde kamuda kendine bir yer bulacak, zamanla barem ve gelir artıracaktır.
* * *
Halbuki…
O genç...
Üniversite diplomasını “hatıra” niyetine evinin duvarın asarak adanın güneyine doğru yürür ve garsonluk yaparsa örneğin...
Ya da bir mağaza girişinde ateş ölçer ve kayıt tutarsa...
Cam silerse... Kahve pişirirse...
Kuzeye kıyasla “iki katından” fazla bir ücret kazanır...
Bir inşaatta çalışırsa, üç katına yakın...
İnsanın emeğiyle, alın teriyle, üreterek kazandığı paradan daha güzeli olamaz...
Eğer iş varsa...
Kazanabilirse…
* * *
Adanın güneyinde tümüyle “vasıfsız” bir iş tutturan bir Kıbrıslı Türk genç, kuzeye kıyasla, özel sektörde yirmi senede şef, amir, müdür olmuş birisinden çok daha fazla kazanç elde eder.
Hayatın haykırdığı gerçek budur ve nutuklar, marşlar, ırkımın akdenizden yükselen masalları karın doyurmaz.
“Kur farkı” diyeceksiniz…
O “kur” da bir tercihtir nihayetinde!
* * *
Ülkemin talan edilmiş kıyıları birer birer yatırım bölgesi ilan edildi ve devasa oteller kuruldu.
Odaları boş!
İşçileri yoksul!
Yatırımlar karşılıksız!
Mülke sahip olmakla ve fetihle hayatı kurtarmıyorsunuz.
Savaş gemilerinizin saldığı korkuyla karın doyuramıyorsunuz.
* * *
Bir örnek verdi geçenlerde, bir işletmeci dostum…
“Bir özel sektör çalışanının, yeni model bir akıllı telefon satın almak için adanın kuzeyinde 100 güne yakın çalışması gerekiyor.”
Üç aydan fazla çalışacak ve dünyanın ilkel internetini kullanacaksınız.
* * *
Peki ne yapacağız?
Kıbrıs ülkesinde “yurttaşlık hakkı” temelli bir gelecek için çalışacağız.
Yüzümüzü Kıbrıs’ın bütününe ve Avrupa’ya dönerek…
Üreterek…
Gerisi yalan!