Dipsiz kuyu

Cenk Mutluyakalı

Türkiye’nin başkan yardımcısı, ülkemizden büyük bir medya patronunu çağırdı.
Görüştüler.

Çok yakın zamanda oldu bu görüşme…
Baş başa…

*  *  *

Anketler sipariş edildi.
Masaya anketler için üç yüz bin lira gibi bir para kondu.
Bu paranın bir ucunda bahis patronu vardı.
Bir diğer ucunda medya!

Tam ortasında hükümetin büyük partisi vardı…

*  *  *

Medya patronu köşe yazarlarını toplantıya çağırdı.
Her birinin gözlerinin içine baktı…
Her birine mesajını çok net verdi:
“Bu seçimde Ersin Tatar’ı destekliyoruz.”

*  *  *

Bu kadarla da kalmadı.
“Tatar’ı destekliyor, Özersay’a da dokunmuyoruz.”

*  *  *

Bunların hiçbiri iddia değil.
Hiçbiri duyum da değil.
Çünkü hepsi doğrulanmış bilgilerdir…
Hani ortak “sırlarımız” gibi…

*  *  *

Bu ülkede daha ne kadar birbirimizin yüzüne bakarak demokrasi oyunu oynayacak, dürüst siyasetten söz edecek, yalan söyleyecek, gerçekleri gizleyecek, taklit yapacağız.
Daha ne kadar “rollerimize” razı yaşayacağız acaba?

*  *  *

Daha ne kadar inkâr edeceğiz onca müdahaleyi, adaletsizliği merak ediyorum.
Epeyce sıkıcı olmaya başladı bulanık su içerisinde temiz bir yüz aradığımız bu piyes!
Kimi gerçeklerin dokunulmazlığı var!
Suskunluklar büyütüyoruz, hayat alanımız giderek daralırken…

*  *  *
Dipsiz bir kuyuda gibiyiz.
Işığı arıyoruz, gözümüzü bağlıyorlar.
Karanlığı dahi göremiyoruz.