‘Statü’ saplantılarını yersiz bulurum!..
Fazlaca ‘kibirli’...
Üstelik ‘KKTC’ denen devletin ‘kurmaca’ olduğunu, dünya değil, biz söyler dururuz, kendi içimizde...
* * *
Kıbrıslı Türklerin toplumsal anlamda ‘sesini çoğaltmaya’ ihtiyacı var.
Kıbrıs’ı birleştirecek, adayı barışa götürecek, dünyayla bütünleyecek her yerde bulunmak gerekiyor...
Herkesle de görüşmek...
Öyle kimseleri ‘ayağımıza çağıracak’ lüksümüz de yok doğrusu, ‘sıfatlarımızı’ beğenecek halimiz de...
‘O kadar da değil’ derler ya...
Tam da o kadar...
Tabii ki aşağılanmayı reddederiz...
Ama statüyü ‘takıntı’ etmemeliyiz.
* * *
‘Avrupa Zirvesi’nde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ile Kıbrıslı Rum lider ‘sarmaş dolaş’ oldular diye küselim mi?
‘Biz yoktuk’ diye ağlayalım mı?
Deve kuşu değiliz ya...
Dünyanın gerçeğini görüyoruz...
Bile bile ‘ilan’ edildi bu ‘cumhuriyet’...
Göz göre göre!..
Evet, tanınmayacaktı...
‘Kıbrıs’a sahip çıkmayı reddettik hep...
Yoksa 74’ün sonrasında ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ bayrağını göndere çekmeye devam edebilirdik!..
Eşit ortaktık!..
Üstelik Kıbrıslı Türk çizdi bayrağı.
Bundan adeta utandık!
‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ni “Rum” belledik!..
Çünkü maksat hep ‘ayrı-gayrı’ oldu.
‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ yönetimini Kıbrıslı Rumlar işgal etmiş olabilir.
Anayasal düzen yeniden tesis edilene kadar adanın kuzeyinde ‘cumhuriyet’in yapısına uygun yürüyebilirdik...
Yapmadık!..
* * *
Kıbrıslı Türk lider Akıncı’nın “barış, çözüm, yeniden birleşme” yönündeki samimiyetine sonuna kadar inanıyorum.
Şanslıyız, masada böylesi bir liderimiz var.
Ama şu ‘statü’ takıntıları sırıtıyor.
* * *
Rusya Dışişleri Bakanı ile “ara bölge”de görüşmedi.
Alman Büyükelçi birisine başkan, kendisine ‘lider’ diyecek diye resepsiyona katılmadı.
Şimdi ne olacak peki?
Davutoğlu geliyor, program açıklandı.
Cumhurbaşkanlığı’nda ‘ortak basın toplantısı’ var...
Bu 'statü' şeysine ters değil mi?
Niye bu toplantıyı ‘başbakanlar’ yapmıyor.
Niye, Cumhurbaşkanı ile Başbakan denkleşiyor ?!
‘KKTC’ bu!..
O nedenle diyoruz ya, böyle yürümüyor!
Geleceği yok!..
‘Takılmak’ anlamsız yani...