Halil KARAPAŞAOĞLU (Konuk Yazar)
Yerleşimci Kolonyalizm eñ önemli iki konusu “tobrag” ve “nüfus” alannarında yapılan deyişigliglerdir. Yerleşimci kolonyalizmde sömürgeci yerlilerin tobraglarını işgal eddigden soğra gendi tobrağna dönüşdürür. Gasbcı rolünden gurtulmag içinsa işgal eddiyi tobragları meşrulaştırmanın yollarnı arar. Yerleşimci Kolonyalizmde tobrag mülkiyeti ele geçirilir. Mülkiyed yerlilerden yerleşimcilere verilir. Tobrag, bir halk bir toplum bir cemaad için özel mülkiyetin ötesinde deyerlendirilmesi gereken bir nogdadır. Toprag yurddur. Yurdu olmayan insan toblulugları tarihin içinde gaybolurlar. Yaşadıgları tobraglarda sürgün hayatı yaşarlar. Bütün tarihsel birikimleri ortadan galdırılır. İmha edilirler. İnsanların dilleri gibi tobragları da yurdlarıdır. Yurd onun için mücadele edilirsa yurd olur. Yurd savunması yapılırsa, yurd, cemaadınızın, toplumunuzun yurdu olarag galır. Agsi tagdirde yersiz ve yurdsuz galırsınız. Gıbrıslıtürgler ciddi bir yurdsuzlug krizi içindedirler.
Ekonomig sıkıntılarnan, işsizlignan, adaledsizlignan, demograsi krizleriynan boğuşan Gıbrıslılar rejimle gavga etmek yerine göç edib yurdlarını onlarca yıldır terg edmeyi seçiyorlar. Gıbrıs’da galanlar da devlet memuru olarag, sisdematig bir biçimde köreltilereg/yabancılaşdırılarag yog oluyorlar. Çog yetenegli insannarımız KKTC’de memur olarak Gıbrıs’a dutunmaya çalışıyorlar ancag rejim onnarın yeteneglerni, bilgi birikimlerni gullanmalarna izin vermiyor. Bu deyerli insannarımız, belirli bir ücret garşılığında, rejim tarafından bir oda da çürütülüyor. Onnar, yersiz ve yurdsuz olmanın bir sonucu olarag ciddi bir yabancılaşma içine giriyorlar.
Yerleşimci Kolonyalizmin diyer eñ önemli nogdası nüfus hareketleridir. Yerli nüfus sömürgeci tarafından gerek silah zoruynan gereksa yaşama goşulları ortadan galdırılarag göçe zorlanır. Bu yerlilerin imha edilme sürecidir. Yerlerine da gendi nüfusu veya iş gücünün ucuz olduğu memlekedlerden insannar daşınır. Bu tarz devledlere yerleşimci devlet denir. İsrail, ABD, Kanada,Yeni Zelanda, Yeni Kaledonya, Kuzey İrlanda, Avustralya hemen agla gelen örneglerdir. Gıbrıs’ın kuzeyi da bunnardan biridir. 15 Eylül 1974 tarihinde yayınlanan Bozkurt Gazeddası’nin "Çukurova Bölgesinden Kıbrıs'a 5 bin İşçi ve Araç Gönderiliyor" başlıklı haber, Türkiye'den Gıbrıs'ın kuzeyine taşınacag ilg yerleşimci nüfusla ilgili basından verilen bilgidir. 9 Ekim 1974 tarihinde Halkın Sesi Gazeddası’nda TC Başbakanı Bülent Ecevit 2000 Turizm işçisinin gönderileceğini belirdmişdir. Şubad 1975 yılında “Tarım İşgücü Protokolü” sayesinde binlerce Türg yerleşimci Kıbrıs’a getirilmişdir. Türkiye’den Gıbrıs’a 1975 yılından 2024 yılına 49 yıl içinde binlerce insan sistematig veya sistematig olmayan bir şekilde gelmiş veya getirilmişdir. 90’larda Bulgar Türgleri getirilmişdir. Son 10-15 yıl içinde da ucuz iş gücü olarag Hindistan, Pakistan, Türkmenistan, Vietnam ve Afrika gibi bölgelerden insannar getirilmişdir. İnşaat sektörünün satışlarını arddırabilmeg için Türkiye İranlıların, Rusların, Ukraynanlıların, Yahudilerin ev satın almalarına izin vermişdir. TC, 50 yıl içinde işgal bölgelerinde toprak, üretim araçlarının mülkiyeti ve iş gücü alanlarında korkunç değişigligler yabmışdır.
Gıbrıslı Rumların, Ermenilerin, Maronid ve Latinlerin Kıbrıs’daki görünürlüğü bidmişdir. Bu saydığım Gıbrıslıların Gıbrıs’ın kuzeyinde yurdlarında hiçbir hag ve özgürlügleri yogdur. Rejim tarafından yasaglanmışdır. Türg Yerleşimci Kolonyalizminin kuzeyde gendini inşa edmesi için işbirligci tabaka Gıbrıslılar arasından Türgçe gonuşan Gıbrıslılar seçilmişdir. Bugün geldiyimiz aşamada Gıbrıslıtürglere artıg gereg neredeysa galmayacag onnarın yerine yerleşmciler gececegdir. Zaten siyased, bürograsi, eğitim, sağlık, iş alanları, üretim yani hayatın her alanında onnarın görünürlüğü bariz bir şekilde ortadadır. Yerleşimci Kolonyalizm’de üretim ilişgilerinde yerlilerin olmamasının sebebi sömürgeci eyer yerlilerin emeği üzerine üretimi inşa edersa, yerlilerin sınıf bilincinin gelişmesidir. Eyer yerlileri üretimden koparmazsa sömürülen tobrag parçasında yerlilerin sınıf harekedleri açığa çıkacagdır. Yerlilerin imhası da gerçegleşmeyecegdir. Bunun için iş gücü heb dışardan daşınır. Dışa bağımlı bir emeg üzerine üretim gurulur. Bunun başga sebebleri da vardır. Kölelig koşullarına varan çalışma koşulları bu kırılgan gruplara daha golay dayatılır. Sermayenin kar marjı daha çog artar. Parçalı, bütünlüğü olmayan ve örgütlenmeleri neredeysa imkansız bir emeg zemini yaradılır. Hatırladmagda fayda varar. İleri endüstri ülkelerinde emeg harekedlerinin örgütlenmesiynan, feodal üretim ilişgilerine sahib ülkelerdeki emeg harekedlerini aynı kriterlere göre değerlendirmemeg lazımdır. Kapitalist üretim ilişgileri etnig kimligleri hızlı bir şekilde dönüştürürkana, feodal üretim ilişgileri tam tersi olarag etnig kimliklerin daha da ayrıştırmagdadır. Bu süreçler daha derin analizler ve tartışmalar galdırır.
Türgçe gonuşan ve elbette Türgçe gonuşmayan Gıbrıslıların böyle bir siyasal yog ediliş sürecinde yapabilecegleri peg çog şey vardır. Bunnardan biri örgütlü sivil itaadsizlig eylemleridir. Sivil itaadsizlig eylemleri anti kolonyal bir yerden, Gıbrıslıların ve ezilen sınıfların özgürlerleşmesi üzerinden yapılmalıdır. Yurd hakkıynan, demogratig ve kamusal haglar birleştirilereg siyasal bir had örülmelidir. Yurd hakkını görmezden gelirsag, TC’nin kolonizasyon politikalarına garşı çıgmassag, KKTC’yi meşrulaşdırmaya dovru savrulurug. Onun bize dayattığı her şeyi meşrulaşdırmag için çaba sarfederig. Yerleşimcilerin varlığı, çalıntı sanayi holding, bir çoğu çalıntı olan Kamu İkdisadi Kuruluşları (KİT) gibi aslında hiçbir zaman bize aid olmayan, Rumca gonuşan Gıbrıslılara aid şeyler bizimmiş gibi hareked ederig. Buraşdan da hayali sınıf harekedleri çıkarırıg. Bu durumu görmemezlig, bilmemezlig, duymag isdememezlig da sizi ciddi teorig krizlerin içinde yog eder.
Ortaya goymaya çalışdığım koşullarda, minör bir cemaad olan Türgçe gonuşan Gıbrıslılar bugün bu aşamada yapabileceği eñ edgili eylem türü sivil itaadsizlig eylemleridir. Bu eylem türü teg çözüm kesinliynan deyildir. Bu koşullarda bu dönem içinde bu öneriyi yabmagdayım. Sivil itaadsizlig eylemleri örgütlü ve programlı bir şekilde yapıldığında cemaadımızın sömürgeciynan olan çelişgileri daha da görünür gılınacagdır. Uzlaşmaz çelişgiler derinleşeceg, cemaadımızın içinde özgürlüg ve direniş bilinci oluşacagdır. Hayatın her alanında sömürge meclisinin içinde, valiliğin önünde, imkan varsa Kıbrıs Cumhuriyeti Parlementosunda, Avrupa Parlementosunda, üniversitelerde, iş yerlerinde hayatın her yerinde direnişi örgüdlemeli, özgürlüg bilincini tartışmalıyıg. Gıbrıs’ın tümünde ama özelliğnan Gıbrıs’ın kuzeyinde özgür kurtarılmış “kamusal” alanlar yaradmalıyıg. Pasifist eylemlerle gonuşamayan, görünür olamayan, sınırlı eylem bilgisine sahib olan, yaşamsal reflegslerini gaybetmiş, garşı çıkamayan cemaadımızda özgüven ve özsaygının geliştirilmesinin yollarını aramamız gerekir. Dayanışma, örgütlenme, eşit, adil ve demogratig ilişgiler üzerine gurulu yeni direniş meclisleri inşa edmeliyig. Sömürgecimizi taklid edereg, sömürgecimizin bize dayaddığı örgütlenme modellerini terkedmemiz geregmegdedir. Vicdani red benim için sivil itaadsizlig eylemi olarag anti kolonyal bir direniş pratiğidir. Sömürgecinin asgeri olmag ve seferberlig çağrılarına itaad edmeg istemiyorum. Gıbrıslı Rumlar, Ermeniler, Maronidler, Latinler benim düşmanlarım deyildirler. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı hiçbir zaman Gıbrıslıların kontrolünde olmamışdır. Gıbrıstürgçesiynan şiirlerimi, yazılarımı yazmag da entelektüel alanda yapmaya başladığım sivil itaadsizlig eylemi olarag anti kolonyal bir direniş pratiğidir. Direnin Gıbrıslılar! İnsan galabilmeg için, aşalanmamag, hor görülmemeg için direnin! Yozlaşmamag, yog olmamag, yurdsuzlaşmamag için direnin!