Doğal gaz paylaşımında Türkiye de olacaksa; Kıbrıs sorunu çok kolay çözülecek

Serhat İncirli

Amerikalı yetkili Victoria Nuland Kıbrıs’tan geçti...
Anastasiadis’i gördü, Talat’la da sohbet etti...
Ve gitti...
Verdiği mesajın ne olduğunu arkadaşlarla da tartıştık, bazı konuya yakın isimlerle de...

-*-*-

Çözebildiğimiz kadarıyla iki mesaj verdi:
1 – Kıbrıs’ta çözüm olacaksa, iki egemen eşit devlet olmayacak... Bu kesin... Ersin Tatar’ın konuşmaları abesle iştigal bile değil... 
2 – Bölgedeki doğal gaz, Avrupa’ya veya Dünya’nın başka coğrafyalarına, borularla değil, sıvılaştırılarak, tankerlerle taşınacak...

-*-*-

Petroldü, doğal gazdı gibi konuların ülkemizdeki en bilgili isimlerinden biri, uzun yıllarını bu sektörde harcayan Erol Gürer’dir...
Mesajlaştık... 

-*-*-

Özetle verdiği bilgileri şöyle derleyebilirim:
“...  Kuzey Kıbrıs’ta bazı siyasilerin Doğu Akdeniz gazının Karpaz üzerinden Türkiye ve daha sonra Avrupa’ya gönderileceği yorumlarına şaşırmamak mümkün değil...”
“... Doğu Akdeniz gazının en önemli noktalarından biri Mısır’daki yıllık 10 milyon metreküp kapasiteli olandır... Bu enerji kaynağı İbik LNG tesisinde sıvılaştırıldıktan sonra, LNG (Sıvılaştırılmış gaz) gemileri ile taşınacak...”

-*-*-

“... Güney Kıbrıs’ta LNG gemileri için yeni bir liman inşaatı başladı... 6.5 milyar dolara mal olacak... Yunanistan da Aleksandropolis’te (Dedeağaç) 8.5 milyar dolarlık benzer tesis inşaatı başlattı... Aleksandropolis’deki depolar, Bulgaristan, Romanya, Polonya ve Almanya gaz dağıtım şebekelerine bağlanacak. Sonuçta Doğu Akdeniz’deki doğal gaz, Avrupa’ya, borularla değil LNG gemileri ile taşınacak.”

-*-*-

Erol beye göre bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri, “Oil and Gas Journal” adlı yayında bulabilirsiniz... 

-*-*-

Ve devam ediyor Erol Gürer:
“... İsrail, doğal gazını, 2020 yılından beri Eni Petrol şirketinin de ortağı olduğu ve yenilenen Damietta LNG tesislerinden İtalya’nın Lasezia’daki depolama ve “Regassification” tesislerine kesintisiz olarak göndermektedir...”

-*-*-

Kısacası, boru moru yok!
“Karpaz’dan geçecekti de oradaki vanayı Ersin Tatar kontrol edecekti yani KKTC’ye ait olacaktı da aman guzzum tanındıydık” hikayeleri; hayal bile değil...
Sıvılaştıracaklar, tankerlerle taşıyacaklar...

-*-*-

Haaa, Türkiye bundan ne kazanacak?
Veya Türkiye, bu işten her hangi bir kazanım elde edecek mi?

-*-*-

Şimdilik pek öyle görünmüyor... 
Ama dün Hürriyet gazetesinin manşetinde de vardı, Türkiye’nin İsrail ve Mısır ile ilişkileri “iyileştiriliyor”... 
Hatta “iyileştirildi”...
Ancak bunun doğal gaz paylaşımı ile nasıl bir alakası olacağını yorumlamak çok zor...

-*-*-

Şu yorumu yapmak mümkün:
Paylaşımda Türkiye de olacaksa; Kıbrıs sorunu çok kolay çözülecek.
Yok olmayacaksa, ortalık daha da karışacak.

-*-*-

Yunanistan ve Güney Kıbrıs mı?
Çok önemli iki gemicilik ülkesi olan Yunanistan ve Güney Kıbrıs; LNG taşınmasının esas mammasını yiyebilir... Bu konuda dev gemicilik şirketlerinin iyi para kazanacağı açık... 

-*-*-

Dünya’nın nüfusu 8,5 milyara ulaşmış durumda…  
Bazı kaynaklara göre ticarette aslan payını alan deniz ticaretinin de istikrarlı bir şekilde gelişeceğinden kimsenin şüphesi yok. 

Kargohaber.com internet sitesine göre, “… Dünya ticareti yavaşlasa dahi denizcilik önemini her zaman koruyacak. Bu sebeple girişimciler yük gemilerine yatırıma ara vermiyorlar. İstatistiklere göre dünya genelindeki toplam yük gemilerinin sayısı 90 bine ulaştı. Bu rakamın önemli bir kısmı küçük gemilerden oluşsa da global ölçekteki gemilerle ilgili 2020 yılına ait rakamlar şöyle:
“Dökme yük gemi sayısı 16 bin 892, genel kargo gemisi 10 bin 919, ham petrol tankeri 7 bin 065, konteyner gemisi 5 bin 239, kimyasal tanker 5 bin 204, Ro-Ro ve yolcu gemisi 4 bin 316, sıvı doğalgaz tankeri bin 770…”

-*-*-

Kısacası, önümüzdeki yıl, Rusya’dan gaz alamayıp donma tehlikesi yaşaması muhtemel Avrupa’nın gazını, gemiler taşıyacak… Ve gemisi olan, bu işten ciddi para kazanacak… 
Boru moru yok! Hesabınızı ona göre yapın!


Gaziveren’in kayıpları

Gaziveren, geçtiğimiz gün çok değerli insanları sonsuzluğa uğurladı... 
Önce genç yaşta Ayşe arkadaşımız yaşamını yitirdi...
Direnemedi kalleş bir hastalığa... 

-*-*-

Sonra Dilber abla göçtü geçtiğimiz gün... 
Aylardır, belki senelerdir görmedim Dilber ablayı...
Gaziveren’de, Bahriyaba ve Gaveci Hasan dayının evlatlarından biriydi...
Erkin’i, yani benle hemen aynı yaşta olan en küçük kardeşini her gördüğümde sorardım...
Hep gülen yüzüyle hatırlarım Dilber ablayı ve hep hatırlayacağım...

-*-*-

Ama o gülen yüzün arkasında, ne acılar vardı bir bilseniz... 
Bir kısmını bildiğim ve hatırladığım... 
Keşke, yaşadıklarını, acılarını, sevinçlerini yazabilseydim...
Keşke...
Öyle bir film olur ki Dilber ablanın yaşadıkları...

-*-*-

Aslında bu Kıbrıslının neler çekerek bu günlere ulaştığının çok önemli bir örneğiydi Dilber abla...
Öyle bazılarının sandığı gibi de “Rum’dan çekiyor olma” değildi çekilen!
Neyse!

-*-*-

Çocukluğumun hatta bebekliğimin kahramanlarından biriydi Dilber abla...
Hem ablamızdı, hem bir şekilde anamız bile sayılırdı...

-*-*-

Tekrar ediyorum, çok güler yüzlüydü...
Bira içmeyi çok severdi, babası gibi... 
Çok iyi bir insandı, annesi gibi...
Eğer varsa cennet ve cehennem, yüzde yüz eminim ki mekanı cennettir...

-*-*-

Ve Bekir hocam...
Bekir Kara...

-*-*-

Orta okulda hocamızdı...
Müzisyendi, şairdi, yazardı, tarihçiydi, futbolcuydu, antrenördü...
Baflıydı... 
Fasulalı... 
Köyümüz Gaziveren’de uzun süre antrenörlük yaptı... 
Sonra futboldan uzaklaştı...

-*-*-

Oyunlar yazdı, öyküler kaleme aldı...
Televizonculuk, radyoculuk yaptı... 
Saz çaldı, öğretti...
Tiyatrolar yönetti...
Ve sessizce ayrıldı o da aramızdan...
Hoşça kal hocam... 
Kıbrıs tabii ki seni unutmayacak... 
Ve tıpkı Ayşe ve Dilber abla gibi, Gaziverenliler de...
Ve biz öğrencilerin hiç...  

-*-*-

Allah üç kaybımızı da rahmet eylesin... 
Ailelerine, sevenlerine, Gaziverenlilere baş sağlığı dilerim... 

 
Dilber Farisoğlu


Bekir Kara