K-Pet Süper Lig’de haftanın en kritik maçlarından biri Cihangir ile Bostancı Bağcıl arasında oynandı. Ligde alt sıralara gerilememe adına iki takım için de çok önemli bir maç olduğu ortadaydı. Keyifli geçeceğine inandığım maç beklediğimden de fazlasını bir futbolsever olarak bana verdi. Maçın 1’inci dakikasından 90’ncı dakikasına kadar büyük keyif aldığım bir müsabaka oldu. Sezon başından beridir ortalama haftada 2 maçı yerinde izliyorum. Bu da sezon başından beridir 32 maçı izlediğimi gösteriyor. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; gerek futbol kalitesi, gerek saha içindeki oyun, gerekse de gollerin güzelliği bu maçı ‘bu sezon izlediğim en keyifli maç’ yapmıştır.
******
Galip gelen Cihangir’le başlayalım. İlk 20 dakikada rakip sahada daha fazla golü koklayan ve Bağcıl savunmasını delmeye çalışan bir görüntü verdiler. O savunmayı delmek için ihtiyacı olan tek şey goldü, bunu da organize gelişen atakta Yannick’in mükemmel golüyle kırdılar. Golden sonra Cihangir önde olmanın verdiği keyifle, ‘istediklerini rahatlıkla sahaya yansıtan’ bir görüntüye büründü. Özellikle Bağcıl’ın da üzerine gelmeye başladığı dakikalarda etkili kontra ataklar yaptılar ve rakibin oyun direncinin yükselmesine engel oldular. Cihangir’i ilk kez bir maçta bu kadar kompakt bir görüntü verirken izledim. Özellikle ikinci bölgedeki rakibine oranla farkı, bu maçta Cihangir’in kazanmasında önemli etkendi. Bu sezon birçok kez izlediğim Cihangir’in ilk kez ‘Amadou’ya göre’ bir oyun sistemiyle oynadığını gördüm. Amadou çok iyi bir pivot santrafor. Özellikle sırtı dönükken arkadaşlarına çok önemli pozisyonlar hazırlıyor. Onun aldığı toplarda kanatlardan yapılan bindirmelerle kalabalık bir hücum organizasyonu ortaya çıkıyor. Bu maçta da böyle oldu. Cihangir’in kanatları ‘arı gibi’ gidip gelirken, Bağcıl’ınkiler o hıza yetişemedi ve hücuma çıkan her Bağcıllı geriye dönmekte zorlandı. Sonuç olarak sezon başından beridir Mehmet Ali hocanın yapmaya çalıştığı ‘bir arada oynama’ felsefesinin önemini oyuncular da anlamıştır. Maçta Mikail’in cezası sebebiyle U21 kontenjanından şans bulan Hüseyin Karavezirler müthiş bir oyun oynadı. Gollerde önemli katkı yaptı, koştu, mücadele etti ve aldığı formanın hakkını fazlasıyla verdi.
******
Bostancı Bağcıl ise ilk yarıda iyi mücadele etse de beklediği sonuçla sahadan ayrılamadı. Bostancı Bağcıl’da gol sorunu olduğu ortada. Orta sahadaki oyun direncinin düşüklüğü de Zihni ve Kittos gibi iki iyi savunmacısının olmasına rağmen takımı etkiledi. Hatta şöyle söyleyeyim. Maç boyunca iki net pozisyonu olan Bostancı Bağcıl’da bu pozisyonların içindeki isim stoper Zihni Temelci. Yani hücumcuların çok fazla aktif olmadığı bir görüntü izledik. Yukarıda da belirttim. Bağcıl’da kanat oyuncuları etkili değil. Vasat oyuncular. Eğer kanat oyuncusuysanız ileriye gidip geriye gelmesini de bileceksiniz. Her pozisyonda hücuma katılacaksınız diye savunmada boşluk bırakmak gibi bir lüksünüz yok. Bağcıl’ın bir savunma takımı olduğu kesin. Özellikle maçın 3-1 olduğu sırada Zihni ile girilen bir pozisyon vardı ki, gol olsa beklide Bağcıl için farklı bir maç olabilirdi. O pozisyonda kaleci Özgür’ün başarılı kurtarışı Bağcıl’ın maça tutunmasını engelledi. Bağcıl için bu yenilgiden sonra tehlike çanları çalmaya başladı. Bülent Aytaç’ın ne kadar çalışkan bir antrenör olduğundan adım gibi eminim. Eldeki imkanları da maksimum seviyede kullanıyordur. Ancak moral-motivasyon anlamında bu takımın derhal yükselişe geçmeye ihtiyacı vardır. Aksi halde bu düşüş, düzeltilemeyecek bir hal alır.
******
Maçın hakemi Emre Öztaşlı’ya gelince. Maçın ilk düdüğünden son düdüğüne kadar dört dörtlük bir maç yönetti. Kimse abartıyor demesin ama maçı sıfır hatayla noktaladı. Bu tarz yeni hakemlerin böyle maçların altından kalkması beni sevindiriyor. Dilerim Öztaşlı aldığı düdüğü, doğru çalmaya devam eder ve futbolumuz iyi bir hakem kazanır.