K-Pet Süper Lig’de iki istikrarsız ekip Mağusa Türk Gücü ile Değirmenlik takımları kozlarını Canbulat Stadı’nda paylaştı. Kazanan Mağusa Türk Gücü oldu, hak eden de onlardı. Maç boyunca yediği gol dakikasından itibaren oyunu domine eden bir Mağusa Türk Gücü izledik. Sakatlıktan dönen İbrahim Kabore tüm gollere katkısıyla maça damgasını vuran isim oldu. Bu maç her iki takım için önemliydi. Son haftalarda kaybedilen puanlar hem MTG’yi hem de Değirmenlik’i etkiliyordu. Ancak kazanan MTG oldu.
Mağusa Türk Gücü sahada neleri doğru yaptı? Özellikle doğruları sıralayacaksak ikinci yarıda daha fazla olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Can Özsoy’un savunmanın göbeğinde oynaması savunmanın daha fazla topu ayağa oynayarak hücuma çıkmasını sağladı. Lewis ile Can bu maçta bana göre uyumlu bir görüntü verdi. Ama bu maçta MTG’nin en büyük doğrusu kuşkusuz geçen yılki şampiyon takımın hücum varyasyonlarını sahaya koyması oldu. Yasin’in yokluğunda Ali Oraloğlu farklı bir oyuncu dizilişi ile çıktı. Bu bölgede Sami’yi sağ kanatta kullanarak oyuncunun içe kat edip etkili şutlarını kullanmak istedi. Bunda da başarılı oldu. Ancak sarı yeşilliler daha fazla sol kanatta Uğur’la top taşımaya çalıştı. Uğur’un getirdiği toplarda da İbrahim Kabore bitiriciliğini konuşturdu. Öne geçtikten sonra da MTG oynaması gerektiği gibi oynadı. Daha fazla topu ayağında tutarak ve pas yaparak rakibi yorma yoluna gitti. MTG için bu sezon şanssız bir sezon orası kesin. Kabore ve Mehmet Çil sakatlıktan yeni çıktı. Ayer, Mustafa Tekpınar, Nurettin halen sakat. Bunlar da takımı olumsuz etkiledi. Bir de bu maçta Yasin’in sakatlığı buna eklenince. Direkt ilk 11’de oynayacak kapasitede 4 oyuncusundan yoksun bu maça çıktılar. MTG bu ligin en iyi kanat varyasyonlarını yapan ekibi, bunu tartışmam. İleride yeter ki golcü ve bitirici bir forveti olsun (Kabore gibi) her takımın başını ağrıtacak bir takım.
Değirmenlik takımında da eksikler çok. Ancak Değirmenlik takımının oyununu ciddi anlamda çok kalitesiz buldum. Ne oynamaya çalıştığını anlayamıyorum. Bu sezon 3’üncü kez maçlarını izliyorum ve halen bu takımı çözemedim. Hücum mu oynuyor, savunma mı yapıyor, kontra atak mı oynuyor öncelikle buna bir karar vermeli. Elinizdeki oyuncularla yapabilecekleriniz sınırlı, bir de buna şuursuz oyun eklenince yenilgi bana göre kaçınılmazdı. Savunmada Yusuf Palaz-Sercan ikilisi ve orta alanda ilk kez oynayan Galip dışında bu maçta bir şeyler yapmaya çalışan birini göremedim. Kojo çok güçlü kabul, ancak bu kadar bencil oynarsa ‘bir cacık olmaz’. Siz fizik gücünüzle takımınıza boş alan yaratıp, pozisyon yaratacaksınız, göreviniz bu, kapasiteniz bu. En az 2-3 kez Erdoğan’ı bomboş durumda görmesine rağmen kaleye vurdu. Daha önce de söylemiştim bu takımın oyunu orta alandan kuracak bir oyuncuya ihtiyacı var. Çünkü ne savunma arkasına top atabilecek meziyete sahip bir oyuncu var ne de Değirmenlik hücumcularına pozisyon hazırlayacak biri. Bu maçta bunun yokluğunu fazlasıyla gördüm. Bu bölgede forvetin arkasında genç Abdullah Çapan denenebilir.
Maçın hakemi Ali Özer’in bu sezon gördüğüm ikinci maçı. Gitgide daha iyiye gittiğini söyleyebilirim ama sarı kartlar konusunda çok ikilemde kalıyor. Sarı vermesi gereken pozisyonları es geçiyor. Oyunun temposunu bölmeme adına avantajı oynatması bu maçta artı olarak yazıldı, verdiği penaltı kararında da doğru karar üretti.