‘Dokunma yanarsın’ konular vardır ülkemde...
Oysa biz farklı büyüdük...
‘...yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’ diye üflendi kulağımıza...
***
MEDYA sektöründe ‘çalışan ve yatırım gerçeğini’ masaya yatırdık.
RESMİ rakamlar yayımladık.
“Kaç kişinin sosyal hak ve menfaatleri düzenli olarak yerine getiriliyor” diye dürttük, kurcaladık...
Şunu gördük:
• 1 - ‘KAYITLI ÇALIŞAN’ sayısı ile ‘YATIRIM YAPILAN ÇALIŞAN’ sayısı birbirini tutmuyor.
Kimileri “nasıl olur, çok daha fazla çalışanımız var” diyor...
Doğru, var.
Var da tümüne ‘yatırım’ yapılmıyor!
• 2- ŞİRKETLER karmaşası var...
Kimi gazeteler adına dünden bugüne 3-4 farklı şirket kurulmuş, kimileri iki farklı şirket üzerinden yaptırım yapıyor...
Örneğin VATAN gazetesi.
Biz ‘2’ kişiye yatırım yapıldığını yazdık, YORUM Yayıncılık Ltd’e bakarak. Oysa yine yayınladığımız belgede de görüleceği gibi Comment Yayıncılık’ta kayıtlı 5 kişi daha var.
Yani toplamda 7 kişi...
3- İŞYERLERİ ‘ayrılan’ personel için ‘ilişki sonlandırma belgesi’ vermeyi ihmal ediyor. Böyle olunca da pekçok kurumda aslında şu anda orada çalışmayan onlarca isim görülüyor... Ve sistem bunu ayıklayamıyor.
4- SOSYAL SİGORTALAR sistemi hem personel hem de altyapı eksikliği ile tüm bu çarpıklıkları ‘düzeltebilecek’ kapasitede değil...
Şu anki Sosyal Sigortalar Dairesi Müdürü Kasım Ekmen çok iyi niyetli.
Ancak ‘genel anlayış’ işçi yerine
işvereni korumaya odaklı.
Çünkü ‘siyaset yapımız’ işçiden değil ‘işveren’den korkuyor (!)
Asıl acı tablo şu!..
‘Çalışan’ın kendisi dahi bu çarpık yapı içerisinde ‘iş vereni’ korumak durumuna kalıyor.
Yatırımı yapılmayan kendisi ya da arkadaşı için ses çıkaramıyor...
HAKKINI aramıyor, arayamıyor.
İyi de basın emekçileri dahi eğer kendi haklarını arayamıyor, bu uğurda mücadele edemiyorsa, başkalarının haklarını nasıl koruyacak ki?
***
Ve en acısı:
“Devlet insanını korumuyor.”
“Yok” hükmünde aslında...
‘Var’ diyorlar da, hayatımıza giremiyor, bize dokunmuyor.