UBP Kurultayı öncesinde Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Başbakan Küçük arasında enteresan bir pilav polemiği yaşandı.
Küçük’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili “önce önündeki pilava baksın” diyen Cumhurbaşkanı’nı yanıtlayan Başbakan da KANAL SİM’de “pilavın tarifini verseydi, domatesli mi acaba” diye espri yapınca, temcit pilavı halindeki gündeme yeni bir pilav daha eklendi.
Bugün Sayın Başbakan’ın çok seveceğini düşündüğüm bir pilav tarifi vermek istiyorum, izninizle bu köşede. Eminim Sayın Cumhurbaşkanı da çok sevecektir.
Hem lezzetli, hem kalp dostu, hem de çok sağlıklı.
Domatesli bulgur pilavı;
Öncelikle bu pilavın temel lezzeti, kullandığınız zeytinyağı.
Hani binlerce zeytin ağacını katlettiğimiz, üreticilerini koruyup geliştiremediğimiz ama “serbest piyasa” diyerek, ithalatına izin verdiğimiz zeytinyağı var ya….
İşte o ithal olanlardan değil, ciddi sorun yaşayan üreticilerin ürettiği yerli zeytinyağından kullanmanız gerekiyor.
Birçok Akdeniz ülkesinin, özellikle de adaların dünyaya pazarlayıp üzerinden koca bir turizm sektörü yarattıkları zeytinyağı, bizim için heba ettiğimiz bir servetten öte değil, ne yazık ki.
Neyse, bulursanız, bu yağda ince doğradığınız soğan ve yeşil biberleri kızartıyorsunuz. Ardından bir bardak bulgur ekliyorsunuz.
Ve 1 büyük domates...
Hani domates üreticileri, tonlarca ürünün tarlada kaldığını söylerken ithal ettiğimiz domateslerden kullanmazsanız, daha lezzetli olur.
Sonra 1 bardak su ekliyorsunuz.
Ama sakın çeşme suyu kullanmıyorsunuz.
Malum Türkiye’den ithal edeceğimiz su gelene kadar, bizim çeşmelerden akan su kullanılamaz durumda. Bu hallerde kullanamadığımız suyun parasını belediyelere öderken, üzerine satın aldığımız damacana sulardan kullanmanız gerekiyor.
Ama bu pilavı Gönyeli’de pişiriyorsanız, durum değişebilir.
Ve bu pilava biraz daha lezzet katmak istiyorsanız, uzmanların 45 günde kesilmemeleri halinde öldüğünü söylediği, genellikle gıda güvenliği açısından da denetlenmeyen endüstriyel tavuklardan elde ettiğiniz tavuk suyundan da kullanabilirsiniz.
Sağlık açısından olmasa da lezzet açısından hiç fena olmuyor.
Tarifi doğru uygularsanız enfes bir pilav tarifi bu… Tam da yaşadığımız ülkenin kendisi, yaşadığımız hayatın şekli….
Çok değil sadece bizden bir önceki kuşağın daha doğal ve daha üretken pişirdiği bir ada lezzeti bu pilav.
Ne yazık ki bu ülkede temcit pilavı gibi aynı gündemleri tüketirken, kendi yaşam kalitemizi, üretimimizi ve geleceğimizi de birlikte tüketiyoruz.
Doğruyu isterseniz, ne Cumhurbaşkanı’nın anlattıkları ne de Başbakan’ın kurultay kavgası bu ülkenin olması gereken gündemi…
Ama eğer bir pilav varsa ortada birilerinin yemesi gereken, sanırım yemek için bile önce üretebilmek gerekiyor.
Pişirdiğimiz pilavda kullanacaklarımızı bile üretemedikten sonra, zaten gerisinin çok da fazla bir anlamı kalmıyor.
Her gün kalite yoksulluğu yaşayan, iradesinden vazgeçen, göçen, giden bir toplumun sorunlarını ve bu sorunları nasıl çözebileceğimizi konuşabildiğimiz günler, umalım ki gelsin artık.