Dondurmalı ekmek kadayıfı

Tümay Tuğyan

 

‘UBP’nin prensiplerini içeren bir anlaşma’ ile ‘UBP’nin prensiplerini DE içeren bir anlaşma’ ifadelerinin arasındaki fark nedir?
Bir adet bağlaç!
Peki bir adet ‘DE’ bağlacı, yukarıdaki ifadeler arasında büyük bir fark yaratır mı?
Büyük fark yaratması bir yana, bana sorarsanız hiç fark yaratmaz.
Bu yüzden Cumhurbaşkanı’nın ‘düzeltme’ mahiyetinde yayınladığı yazılı açıklamanın, bu amaca hizmet ettiğini düşünmüyorum.
UBP’nin prensiplerini DE içeren bir anlaşma nasıl bir anlaşma olabilir?
Sanki hem UBP, hem CTP, hem DP, hem TDP, hem BKP, hem YKP ve hem de diğer bütün siyasi unsurların, yani her kesimin prensiplerini bir tencereye atıp, bu prensiplerden lezzeti yerinde bir yemek çıkarmak mümkünmüşçesine, bir DE bağlacı yardımıyla, durumu kurtarmış mı oluyoruz?
Velev ki mümkün, velev ki Kıbrıslı Türk siyasi güçler, Kıbrıslı Türkler, herkes aynı prensipler üzerinde uzlaştı, peki bu bir anlaşma için yeterli mi?
Kıbrıs sorununu çözmek için, maalesef kuzeyden lezzeti yerinde bir yemek çıkarmak da yetmez.
Çözüm ancak, her iki tarafın prensiplerinin bir tencere içerisinde uyumlu biçimde kaynamasıyla mümkün olabilir.
Dolayısıyla savunduğumuz prensiplerin kimin prensipleri olduğunun çok da bir önemi yok.
Önemli olan şu;
Biz bir uzlaşının ve barışın tesis edilebilmesine olanak tanıyabilecek prensiplerden bahsediyor muyuz yoksa bahsetmiyor muyuz?

***
Kıbrıs sorununu çözebilecek kudretteki bir anlaşmanın temel prensipleri son derece net biçimde tarif edilmiştir.
Ve bu prensipler, son olarak Eroğlu ile Anastasiadis’in altına imza attığı ortak metinde de yer alıyor.
Söz konusu prensipler orada dururken, onların hilafına açıklamalar yapmak, niyet beyanından ibaret olur ki zaten Eroğlu’nun geldiği siyasi gelenek, Eroğlu’nun siyasi kimliği, taşınan niyeti sürpriz kılmaz.
Esas mesele, Kudret Özersay’ın ‘nişanlılık dönemi’ olarak tarif ettiği müzakere sürecinde, ortak açıklama metni aracılığıyla sadakat beyanında bulunduğumuz temel çözüm prensiplerini ne derece ‘sulandırmaya’ ve de ‘kendimize yontmaya’ uğraşıp uğraşmadığımızdır.
Onu da isteriz...
Şunu da isteriz...
Bunu da isteriz...
Ama o da olsun...
Ama şu da olsun...
Ama bu da olsun...
Tamam, hepsi olsun!
CTP de memnun olsun, UBP de memnun olsun...
Ne güzel, herkes memnun olsun.
Her bir Kıbrıslı Türk, çok ama çok memnun olsun.
İyi güzel de kardeşim, bu dondurmalı ekmek kadayıfına ‘tamam’ diyecek kaç Kıbrıslı Rum bulacaksınız, onu da hesapladınız mı?