DÖRTYOL KULÜBÜ'NÜ KİMLER PROVOKE ETTİ?

Sami Özuslu

Altlarındaki lüks motor ve otomobillerle hava atarak faşizmin
doruklarında dolanan bir avuç şımarık, zengin evladının güneyde bayrak
yakmasını siyasi emellerine alet etmek isteyenler bizdeki fırsatçı güruh
son iki gündür sessiz.
Bir de baktım, acaba Dörtyol kulübünün provokasyon girişimine bir tek
laf etmemiş hiçbirisi...
Ne Ersin Tatar var piyasada...
Ne Kudret Özersay...
Ne Erhan Arıklı...
Ne de türevleri...
Oysa ELAM eylemi sonrası en fazla onlar değil miydi Anastasaidis'ten
'kınama' bekleyen?
Kendileri bağırmıyor muydu en yüksek perdeden, 'önlem alın, susturun
bunları' diyen?
Şimdi hepsi de sus pus oldular.
Acaba neden?
*  *  *
Futbol sahalarını ve spor kulüplerini siyasi istismara alışıktır bizim
sağ cenah... TMT spor kulüplerinde örgütlenirdi çünkü... Sivil toplum
örgütü ya da siyasi parti olmayan, kurulamayan, yasak olan dönemlerde en
legal örgütlenmeler spor kulüpleriydi. Teşkilat da oralarda güçlüydü.
Şimdikiler de spor kulüplerine siyasi rant gözlüğüyle bakıyorlar işte.
Dörtyol Kulübü'nün, kuzeydeki tek Kıbrıslı Rum oyuncunun yer aldığı
Girne Halk Evi üzerinden tasarladığı provokasyon girişimi, aklı başında
ve hümanist insanların yerinde tavrıyla püskürtüldü. Bunda en büyük pay
hiç şüphe yok ki Girne Halk Evi Başkanı Veli Esendağlı ve arkasında
duran kulüp yönetimi, taraftarı ile sporculara aittir.
"Bayrak yakanı en iyi protesto şekli onlara çiçek vermektir" yaklaşımı,
sığ ve çiğ faşizan eğilimlilere verilebilecek en zeki yanıttı.
Takımı o gergin havada Mustafa Kemal tişörtleri ve 'yurtta sulh, cihanda
sulh' yazısıyla sahaya çıkarmak, hele Kıbrıslı Rum kalecinin koluna
kaptanlık pazubandını takmak, yürekli bir yöneticilik, liderlik
örneğiydi.
Hayatın her alanında böyle liderlere ihtiyaç vardır.
*  *  *
Tatar, Özersay, Arıklı üçlemesi bayrak yakma provokasyonunu kendi siyasi
emellerine alet etmek istemeyip, Girne Halk Evi yöneticileri gibi
davranmış olsalardı daha çok puan toplayacaklardı.
Olgun siyasetçi, sağduyulu olmalıdır.
Gerçek lider kışkırtıcı değil, kucaklayıcı davranabilendir.
İyi yönetici oportünist değil, tutarlı ve ilkeli olandır.
Bizdeki sağ siyasetçilerin düzeyi ortadadır.
Güneydeki ELAM'dan medet umuyorlar.
Bu kadar basit.
Seçime giderken 'sağ oyları birleştirmek' diye bir ezber verildi
akıllarına, onu sahnelemek için çırpınıyorlar. Replik de ezber, sahne
de, tertip de...
Bu oyun çok bayat.
Toplumun midesi kaldırmıyor bunları artık.
Zamanında rahmetli Rauf Denktaş da oynardı ama en azından o oynamayı
biliyordu.
Bu ekipte rol yapma yeteneği de yok!
*  *  *
Başlıktaki sorunun cevabını merak etmiyorum aslında.
Dörtyol Kulübü'nü kullanmak isteyenler bellidir çünkü...
Kulüp yöneticileri bir oyuna getirilmiştir.
Ne ki o oyun Girne Halk Evi yöneticilerinin soğukkanlılığıyla
bozulmuştur.
Lakin tahminim odur ki Tatar, Özersay, Arıklı ve benzerlerinin bu tür
girişimleri devam edecektir.
Çünkü bu koşullarda sağdan herhangi bir adayın seçimde hiçbir şansı
yoktur.
Panikleri ve provokasyonlara bel bağlamaları bundandır.
Yaptıkları siyasi oportünizmin ötesindedir.
Toplumlar arası gerginliği tırmandırmaya çalışmak insani ve vicdani
olamaz.
Sporu milliyetçi histeri arenasına çevirme çabası faşizan bir tavırdır.
Ve bu toplum faşizan eğilimlere geçit vermeyecektir.
Bu bilinç, sağduyu ve cesarete sahip liderler -ne iyi ki- toplumun her
kademesinde mevcuttur.