Demokrat Parti- Ulusal Güçler (DP-UG), CTP ile koalisyona devam kararı aldı. Bir süredir, UBP ile DP-UG arasında ‘genel sekreterler’ düzeyinde hem yerel seçimlere yönelik hem de hükümete yönelik görüşmeler başlamıştı.
Ancak DP-UG’de, UBP ile hükümete girme konusunda sıkıntılar oluşmuştu. Bir yanda DP-UG Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, “Hükümette sorun yok” açıklamaları yaparken, diğer yandan ‘sağda işbirliği’ adı altında yapılan görüşmeler ‘hükümet krizinin kapıda’ olduğuna yönelik yorumları beraberinde getirdi.
Bu konudaki ilk karar ise, geçtiğimiz gece toplanan DP-UG Merkez Yönetim Kurulu toplantısında net bir şekilde verildi.
DP-UG MYK’sı, ‘hükümet ortaklığı’nı ele aldığı toplantısında, hem bugünkü süreci hem de UBP ile olası koalisyonu masaya yatırdı.
Ve MYK, 8’e 1 oranında, CTP ile olan hükümet ortaklığının devam etmesi yönünde irade ortaya koydu.
--------------------------
Ersenal, Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu başkanı
Rauf Ersenal, Bakanlar Kurulu’nun teklif ettiği görevi kabul etti ve Vakıflar İradesi Yönetim Kurulu başkanı oldu.
Ersenal daha önce, bu görevi kabul etmeyerek, iade etmişti. Ancak Vakıflar İdaresi’nin içerisinde bulunduğu zor durumdan biran önce kurtulması için görevi kabul etti. Ve Yönetim Kurulu’nu bugün saat 15’te acil toplantıya çağırdı.
Ersenal görevi kabul ettiğini hem YENiDÜZEN’e hem de sosyal paylaşım sitesindeki ‘facebook’ sayfasında açıkladı.
İşte Ersenal’ın açıklaması:
“Son 48 saat içerisinde bana Bakanlar Kurulunca tevdi edilen (Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu Başkanlığı) görevini iade etmemle ilgili yaşanan yoğun trafik sonucu, ortada dönen bir takım entrikaları daha net görmemi sağladı. Özellikle bugün yaşanan "camilerimizin elektriklerinin kesilmesi" gibi üzücü bir hadisenin, benim kişisel rahatlığımdan çok, Vakıflar İdaresi'nin 4 aydır başsız kalmasından kaynaklanan toplumsal sorunların bir an önce giderilmesini vicdani bir sorumluluk olarak gördüm. Bu kararımda ısrar etmem halinde en az bir ay daha biriken sorunların çıkmaza girmesi kaçınılmazdır. Kim ne derse desin, ne yazarsa yazsın, ne düşünürse düşünsün... Ben bu güne kadar bildiğim doğrularda hareket ettim. Bu güne kadar bana tevdi edilen hep zor görevler oldu. Hepsinden alnımın akıyla çıktım. Vakıflar İdaresi de bunlardan birisi olacak. Her zaman olduğu gibi, parmağımın arkasına saklanmadan her gelişmeyi şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşacağım. Beni tanıyan arkadaşlarımın güven ve sevgileri yaşamam muhtemel her türlü acımasız saldırı karşısında yüreğimle birlikte kalkanım olacaktır. Saygılarımla.”
-----------------------------------
Ertuğruloğlu yine geçmişi UNUTTU!..
“Eroğlu’nun kapasitesi yok!”
Tahsin Ertuğruloğlu yine açıklamaları ile ortaya çıktı. Hava nerden estiyse, ne olduysa, Eroğlu’nu savunma politikasına girişti Dışişleri Bakanı Özdil Nami’ye çirkin bir üslupla sataştı.
Daha düne kadar Ertuğruloğlu’nun Eroğlu’na ne sözler sarfettiği unutulmadı, “Kıbrıs sorununda kapasitesi yok” suçlamasında bulunmuş ağır ifadeler kullanmıştı.
Ama gelin görün ki şimdi Eroğlu’nu en savunur durumda olan O…
Ertuğruloğlu öyle ‘tutarsız’ davranışlar ve söylemler içerisinde ki sormayın…
Evet herkes haddini bilmeli öncelikle de Ertuğruloğlu!..
İşte Tahsin Ertuğruloğlu’nun ‘dün dündür bugün bugündür’ politikasına kısa bir yolculuk:
28 Mart 2010
-Devletin kaynaklarını çıkar çevrelerine dağıtmak suretiyle heba etmiştir
-Eroğlu'nun ulusal Kıbrıs davasını yürütecek bir kapasitesi yoktur. Sağlam bir siyasi duruşu olmayan, bugün savunduğunu yarın inkâr eden, Kıbrıs konusuna derinliğine vakıf olmayan, uluslararası tecrübeleri bulunmayan bir görüşmeci, devletimizin saygınlığı ve haklarımızın savunmasında zafiyet yaratacaktır."
15 Şubat 2011
-Eroğlu hanedanlığı ve ikiyüzlü siyasetin sonu gelmiştir
13 Ekim 2012
-Partiyi babasının çiftliği görüyor.
4 Şubat 2013
-‘Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı’na yakışan bir performansı var mı’ öncelikle buna bakmak gerek
- “Bu adamın kim olduğunu, nerden nere geldiğini bu halk çok iyi bilir. Ailesini de bilir, geçmişini de bilir. Bugün geldiği konuma nasıl geldi. Bugünkü varlığı nerelere dayanır. Bugünkü varlığını elde ederken neler yaşandı. Bunları herkes bilir. Bilir ama ya bilmezden gelir, ya da ‘acaba bundan ben da faydalanır mıyım’ diye susar”
- Kendi acizliğini, kasaba politikacığını ortaya koymaktan başka bir şey yaptığı yok
- Esas mal varlığını açıklaması gereken Eroğlu’dur. Kendi adına olan mal varlığı, eşinin adına olan mal varlığı, hanedanın belli adamları üzerinde görülen ama aslında kendine ait olan mal varlığını açıklasın
14 Nisan 2013
- Derviş Bey, UBP’yi babasının çiftliği olarak görüyor. Kişisel kapasiteleri bakımından, ülkeyi bugünlerden ileriye taşımak adına herhangi bir vizyonları olmayan insanlardan bahsediyoruz. Dinamizmden bahsetmek söz konusu değil. Çünkü ülke yönetimine hükmeden kişilerin kendilerinde dinamizm yok. Tek amaçları, kendilerini nemalandırmak.
------------------------------------
OKUYUCUDAN GELEN
Hizmet yok, ceza var!
“Belediyede iş yavaşlatma eylemindeyken, çöp toplanmadı ancak zabıtalar trafik cezası kesti. Bu nasıl bir sendikal anlayıştır ki ‘hizmet vermeyiz ama paramızı alırız’ diyor.
Çok üzücü”
Bir öğretmenin Lefkoşa’ya yönelik isyanı. Paylaşmak istedim.
---------------------------------
“Tahsin Bey yalancı bir adam değil sonuçta. Mesela Bakan olduğu ve görüşmeci olduğu doğrudur ama...
Unutulur mu Lahey zirvesinde kayboluşu?
Unutulur mu "görüşmeci" olarak ta Lahey'e gidip GÖRÜŞMEMEK için otel odalarında saklandığı?
Hey gidi günler hey!”
Hasim Kiracıoglu’nun profilinden